Doç. Dr. Himmet Haluk Akar 1973 Selendi/Manisa doğumlu. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında Uzmanlık eğitimini tamamladı. Yan dal eğitimini Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinde Çocuk İmmünolojisi ve Alerji üzerine yaptı. Yan dal mecburi hizmetini Batman Kadın Doğum Çocuk Hastalıkları Hastanesinde yerine getirdikten sonra Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki görevine başladı. Haftanın her günü poliklinik hizmeti verdiklerini dile getiren Akar, Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları bölümünde verilen hizmetler ve en çok karşılaşılan hastalıklar hakkında açıklamalarda bulundu.
Bağışıklık (İmmün) Sistemi Nedir?
Bağışıklık sistemi "mikroorganizmalar" diye bilinen, vücudumuzda hastalığa neden olan virüs, bakteri, mantar ve parazit gibi mikrobiyolojik ajanların zarar verici etkilerine karşı kişiyi koruyan, savunma sistemimizdir. Bağışıklık sistemi hücreler, değişik proteinlerden oluşan yapılar, doku ve organlardan meydana gelir. Bu hücreler arasında nötrofil, monosit, lenfosit vedendritik hücrelerden sayılabilir. İmmün sistemle ilgili doku ve organlar ise; lenf nodları, timus, dalak, kemik iliği ve diğer yapılardır. Ayrıca vücudumuzdaki solunum sistemi, gastrointestinal sistem ve deri gibi immün sistemde görev alan fiziki bariyerlerimizde vardır. Örneğin düşük mide asidi bir fiziki bariyerdir. Solunum sistemindeki fırçamsı kenarlıepitel de bir fiziki bariyerdir. Bağışıklık sistemini oluşturan bu yapılar ve hücresel elemanlar birlikte kusursuza yakın bir işbirliği içinde çalışmaktadırlar.
İmmün (Bağışıklık Sistemi) Yetmezlik Nedir?
Bağışıklık sisteminin yetersiz kaldığı durumlarda ise vücudumuza giren herhangi bir mikrobiyolojik ajana karşı yeterli mücadelenin verilememesi sonucu “İmmün Yetmezlikler” olarak adlandırdığımız bir takım nadir hastalıklar ortaya çıkmaktadır. İmmün yetmezliği olan çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği görülebildiği gibi ağır ve ciddi enfeksiyonlar ortaya çıkmakta, erken çocuk ölümleri gözlenebilmektedir. Bu çocuklar tekrarlayan pnömoniler (zatürre), kulak enfeksiyonları, kronik ishallerden muzdarip olabilmektedirler. Uzun süren hastane yatışları olabilmektedir.
Bazı immün yetmezlikler ülkemizde akraba evliklerinin çok görülmesinden dolayı daha sık görülmektedir. Dünyada 300 civarında tanımlanmış Primerİmmün Yetmezlik hastalığı vardır ve günden güne bu rakam gelişen tanı teknikleriyle birlikte artmaktadır.
Çocuklarda Primer İmmünYetmezliği düşündürebilecek belirtilerden bazıları şunlardır. Bir yılda 4 veya daha fazla kulak enfeksiyonu, bir yılda 2 veya daha fazla sinüs enfeksiyonu, bir yılda 2 veya daha fazla pnömoni (zatüre) geçirme, büyüme ve gelişme geriliği, yineleyen derin doku veya organ apseleri, ağızda tedaviye dirençli kandida (pamukçuk) enfeksiyonu, erken kardeş ölüm hikayesi ve ailede primerimmün yetersizlik öyküsüdür. Bu çocuklarda primer immün yetmezliklerin araştırılması uygun olacaktır.
Çocuklarda Görülen Alerjik Hastalıklar Nelerdir?
Atopik dermatit (Egzema), alerjik rinit, alerjik konjonktivit, astım, besin ve ilaç alerjileri bizim hastalık grubumuzu oluşturmaktadır. Alerjik rinit, genellikle okul çağında başlayabilen bir hastalık olsa da daha erken yaşta da görülebilmektedir. Erken yaşlarda daha çok besin alerjilerini (duyarlanmalarını) görüyorken daha büyük çocuklarda solunum yolu alerjenleri (aero-alerjenler) denilen; akar alerjisi, polen alerjisi ve mantar alerjisi gibi daha çok solunum sistemini etkileyen alerjik hastalıklar görülmektedir.
İlgi alanımıza giren hastalıklardan bir tanesi olan alerjik rinitin belirtilerinden bazıları, hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve burunda kaşıntıdır. Hatta bazı çocuklar, burundaki tıkanıklık, akıntı ve kaşıntıyı gidermek için sürekli olarak burun uçlarını elleriyle yukarı doğru kaşırlar (alerjik selam) ve bu durum burun üzerinde yatay bir çizgilenmeden olurlar.
Çok sık gördüğümüz bir başka hastalık çocukların % 5-10 arasında görülen çocukluk çağı astımdır. Tekrarlayan öksürük, hırıltı, nefes darlığı olan çocuklarda aklımıza gelmesi gereken astım ailelerde çok fazla endişeye ve kaygıya yol açmakta, çocuğun hayat kalitesini, okul başarısını ve çocuğun sosyal hayatını çok kısıtlayabilmektedir. Ancak hastalar düzenli takiplerini yaptırdıklarında ve doktoru ile iyi bir iletişim kurduklarında normal bir çocuk gibi hayatlarını sürdürebilmektedirler. Bunun için öncelikle astım tanısının doğru olarak konulması gerekmekte, alerji testlerinin yapılması ve hastanın doğru tedaviyi alması önemlidir. Bunun için gerekli testleri bilim dalımızda yapabilmekteyiz. Bilim dalımızda hem alerjik deri testleri hem de solunum fonksiyon testleri yapılmaya başlamış bulunmaktadır.
Çocuğunuzu Alerjiden Nasıl Koruyabilirsiniz?
Öksürük, hırıltı, nefes darlığı, burun tıkanıklığı, hapşırık, gözlerde kızarıklık, yaşarma olan çocuklarda alerjik hastalıklar akılda tutulmalıdır.
Çocuklarda besin alerjileri, genelde bir yaş öncesinde ek gıdalara geçildiğinde başlar. Kronik ishali bulunan, büyümesi gelişmesi geri olan, besinlerle ilişkilendirilebilen kusmaları olan çocuklarda besin alerjilerinin akılda tutulması gerekir.Bu hastalarda besin alerjisini tespit ettiğimizde çocuğu alerjik olduğu besinden uzaklaştırılması gerekir yani yumurta alerjisi olan çocuğun yumurta diyeti yapması gerekir. Veya inek sütü alerjisi varsa çocuğun beslenmesinden süt ve süt ürünlerinin belli bir süre çıkarılması gerekir.
Astımlı çocuklarda alerji testinde bir alerji tespit edilmişse örneğin ev tozu akar alerjisi varsa bu çocukların halı, halıfleks ve battaniye gibi tüylü tozlu malzemelerden uzak tutulması gerekir. Aynı zamanda bu çocukların evindekindeki nem oranın da düşürülmesi önemlidir. Çünkü akarlar nemli ortamlarda daha rahat yaşamakta ve çoğalmaktadırlar. Veya bir hastada polen alerjisi tespit edildi o zaman da çocuğun polenlerden uzak tutulması gerekir. Polen filtreli klimaların kullanılması çok fazla yeşil alana çıkılmaması bu çocuklar açısından koruyucu ve şikâyetlerini rahatlatıcı olabilmektedir. Spesifik bir alerjen tespit edildi ise ve ilaçlardan fayda görmeyen hastalarda halk arasında aşı tedavisi olarak bilinen immünoterapi dediğimiz tedavi bu çocuklara uygulanabilmektedir.