51 yaşına kadar otelcilik sektöründe çalışan ve heykeltıraşlık ile hiçbir bağlantısı olmayan Namık Kemal Yılmaz’ın hayatı, eski bir arkadaşının kendisine bir belgesel videosu göndermesiyle değişti. Hatay’ın Dörtyol ilçesinde heykeltıraşlık yaparak geçimini sağlayan yaşlı bir sanatçının hayatını anlatan belgeseli izledikten sonra kolları sıvayan Yılmaz, bu kez kendi eserlerini üretmeye başladı. Heykeltıraşlığa 2 ay önce hiçbir eğitimi olmadan başlayan ve şuana kadar onlarca ilgi çekici eser üreten Yılmaz’ın namı Çanakkale’yi de aşarak farklı şehirlere yayıldı. Çok kısa sürede başta İzmir ve İstanbul olmak üzere farklı şehirlerden çok sayıda teklif almaya başladığını dile getiren başarılı sanatçı, hayat hikayesiyle gençlere örnek olmak istediğini de sözlerine ekledi.
“Belgeseli seyrettim, etkilendim ve denedim”
Heykeltıraşlığa başlamasında arkadaşlarının büyük rol oynadığını dile getiren Namık Kemal Yılmaz, “Eski bir arkadaşım bana bir belgesel gönderdi. Bu işlerle uğraşan kişileri anlatıyordu bu belgeseller. Biri Hatay’daymış. Bir amcaydı, bahçesinde yapıyordu bu işleri. Bu işle geçimini sağlamış. Arkadaşım da bana, ‘Senin el becerilerin iyi. Belki sen de yapabilirsin’ dedi. Belgeseli seyrettim, etkilendim ve denedim. İlk yaptığım heykelin fotoğrafını çekip arkadaşlarımla paylaştım. Çok beğendiler ve teşvik ettiler” ifadelerini kullandı.
“İstanbul ve İzmir’den fiyat bekleyenler var”
Bu sanata başlarken bu kadar başarılı eserler üreteceğini tahmin edemediğini söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti:
“Çok ilginçtir, 51 yaşına kadar heykelle hiçbir irtibatım olmadı. Hatta otelcilikte çalıştığım için birkaç yabancı dil biliyorum. Heykeltıraşın ve heykelin ne olduğunu dahi öğrenmemişim. Bu yaşa kadar bu bir eksiklik. Eserlerim beğeniliyor. Şuan İstanbul ve İzmir’den fiyat bekleyenler var. Fiyatlandırıp, resimlendirip, boyutlandırıp, bunların özelliklerini yazıp onlara göndermem lazım. El becerilerim iyi. Ona güveniyorum ama böyle bir şeyler yapabileceğime inanmıyordum. Böyle devam ediyorum ve gençlere örnek olmak istiyorum. İstiyorum ki; insanlar bir şeyler kaçmasınlar, denesinler.”