Alman tüccar ve amatör arkeolog Schliemann'ın 1868'den itibaren üç parti halinde yurt dışına kaçırdığı eserler, bulundukları ülkelerden toparlanarak bir araya getirildi. Beş bin yıllık geçmişe sahip Troya Antik Kenti'nden çalınan eserlerin de içinde yer aldığı sergi, British Museum'da ziyaretçilerle buluşuyor.
İngiltere'nin başkenti Londra'daki müze, en büyük Troya sergilerinden birine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Özel bir salonda gezilebilecek olan Troy: Mit ve Gerçek adlı sergide yaklaşık 300 eser yer alıyor.
1868'den itibaren Alman tüccar ve amatör arkeolog Heinrich Schliemann'ın üç parti halinde yurt dışına kaçırdığı eserlerin bulundukları ülkelerden toparlanarak bir araya getirildiği sergide, Troya gerçek ve efsanevi yönleriyle anlatılıyor. Almanya'daki Berlin Müzesi, İngiltere'deki Ashmolean Müzesi ve Danimarka Ulusal Müzesi'nden getirilen eserler arasında, çömlekler, gümüş kaplar, bronz silahlar, heykeller ve lahitler bulunuyor.
Altın Troya Hazineleri sergide yer almıyor
Ancak sergide beş bin yıllık antik kentten kaçırılan ve şu anda Rusya'nın başkenti Moskova'daki Puşkin Müzesi'nde sergilenen altın Troya Hazineleri'nin orjinalleri yerine sadece iki takının 19. yüzyılda yapılan imitasyonuna yer veriliyor. Homeros'un ünlü İlyada ve Odysseia destanlarına konu olan ve Çanakkale sınırları içinde bulunan kente ve yaşanan savaşa ilişkin Roma İmparatorluğu ve sonrasındaki dönemlerde yapılan eserler de sergi kapsamında görülebiliyor.
NTV’nin haberine göre serginin küratörlerinden Lesley Fitton, yaptığı açıklamada, Schliemann'ın eserleri bulduğu zaman Troy antik kentinden gizlice çıkarıp Yunanistan'a götürmesinin yanlışlığına işaret etti. Schliemann'a verilen kazı izninin böyle bir şeyi yapmasını kapsamadığını kaydeden Fitton, Alman amatör arkeologun dört yıl sonra ceza ödeyip yeniden kazıya başladığını anlattı. Schliemann'a yaptıklarının ahlaki ve etik açından daha sonra çok daha karmaşık bir hale geldiğini kaydeden Fitton, "Eserler Atina'daydı, ölümünün ardından aralarında sergide gördüğünüz çömleklerin de olduğu büyük bir koleksiyon bıraktı ve bunlar vatandaşı olduğu Almanya'ya, Berlin'e bağışlandı. İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda Rus askerleri Berlin'e girdiğinde altın bazı parçalar, mücevherler Moskova'ya, Rusya'ya götürüldü. Önce kayboldular, 1990'larda yeniden ortaya çıktılar. Dolaysıyla bu eserlerin nerede olması gerektiği konusunda oldukça karmaşık etik bir soru var ortada" diye konuştu.
Sergi, 8 Mart 2020'ye kadar gezilebilecek.