Çanakkale’de şehri ortadan ikiye bölen Sarıçay bölgesinde son zamanlarda görülen ‘ekinokok paraziti’ insanlarda paniğe sebep oldu. Konakçı hayvanlar yoluyla insanlara geçen bu parazit; karaciğer, akciğer ve beyin bölgelerinde kist oluşmasına sebebiyet veriyor.
Çanakkale’de son bir hafta içerisinde 3 köpeğin bu parazitleri taşıdığını tespit ettiğini belirten Veteriner Hekim Mehmet Birinci, “Bana 3 köpek geldi, üçünde de muayene sonucu ekinokok denen parazit teşhis edildi. İlaçlama yapıldı ve hayvan sahiplerine de doktora gitmeleri konusunda uyarıda bulundum. Çünkü bu ekinokok dediğimiz parazitin konakçısı kedi ve köpeklerdir. Hatta daha çok köpek, tilki ve et yiyen yabani hayvanlardır. Ara konakçısı ise koyunlar ve insanlardır. İnsanlar, hayvanlardan bu paraziti aldığında midede, bağırsakta bunların larvaları açılıyor ve vücudun çeşitli organlarına doğru yol alıyor. Bu da insan vücudundaki karaciğer, akciğer ve beyne yerleşip kist hidatik dediğimiz bir hastalığa neden oluyor. Bunun da tedavisi ameliyatla yapılıyor. Buna parazitlere karşı hayvan sahiplerini uyardım. En son bugün bir vaka geldi onda da parazitin yumurtasını teşhis ettik. Sahipli bir köpek ama sokakta bulmuşlar ve Belediye barınağına götürdüler. Bu durum insan sağlığı için risk oluşturan bir parazit” dedi.
“Paraziti hayvanlar yayıyor”
Çanakkale çevresinin kırsal olduğunu ve hayvanların ekinokok parazitini yaydıklarını belirten Veteriner Mehmet Birinci, “Bu parazitin yayılma alanı, sonuçta Çanakkale’nin çevresi kırsal bir alan ve koyun yetiştiriciliği var, yani bu parazitin buralarda olması gayet normal. Bir de av köpekleri var. Onlar da ava gidiyorlar, doğadan bu paraziti alıp geliyorlar. Hayvan dolaştıran insanlar, hayvanlarının dışkılarını almıyorlar. Bu hayvanlar da doğal olarak her tarafa bu paraziti yayıyor. İç ve dış parazit kontrolünü birçok insan yeteri kadar yaptırmıyor” diye konuştu.
“Hayvanların yanı sıra yeşilliklerden de geçebilir”
Bu parazitlerin yalnızca hayvan temasıyla geçmediğini yediğimiz yeşil ve toprakta yetişen ürünlerden de geçebileceğini ifade eden Birinci, “Bir hayvan sahibi 3 ayda bir köpeğine ya da kedisine ilacını verdirirse; bu parazitin evde olma imkanı yüzde 1’in altına düşer. Yaptırmazsa tabii ki bu hastalığa kapılma oranı yüksektir ama bir tek kedi ve köpekten geçmez bu hastalık. Sonuçta, yeşillik yiyoruz ve onlar da toprakta temas eden şeyler. Ya da hayvanlar oradan geçtiğinde paraziti dışkı yoluyla oraya bulaştırırlar ve iyi yıkanmayan şeylerden de insanlar bu paraziti kapabilir. İlla kedi köpekten kapacak değiller ama şuan 3 vaka teşhis ettim, 3’ü de köpek ve hepsi de Sarıçay bölgesinde dolaştırılan köpekler” şeklinde konuştu.
“Sarıçay bölgesi kireçlenip, temizlenebilir”
Sarıçay bölgesinde dolaştırılan hayvanlarda bu vakaları gördüklerini belirten Veteriner Hekim Mehmet Birinci hem belediye, hem İl Halk Sağlığı hem de İl Tarım Müdürlüğü yetkililerinin bu konularda bilgilendirme çalışmaları yapması gerektiğini vurgulayarak, “O bölgelerde parazit konusunda bir yayılım olduğu kesin. Sanırım insanlarımız hayvanlarını Sarıçay bölgesinde gezdiriyorlar. Görmedim ama tahminen söylemek gerekirse hayvanları dışkı yaptıklarında almıyor olabilirler. Bu konuda belediye, Sarıçay bölgesini kireçleyebilir ve insanları bilgilendirebilir. Halk Sağlığı ve İl Tarım Müdürlüğü’nün bu konuda çalışma yapması lazım. Veteriner hekimlerin hasta sahiplerini bilgilendirmesi lazım ki ben yeter kadar insanları bilgilendirdiğimi düşünüyorum. Bu da her veteriner hekime düşen bir görevdir. Önemli bir rahatsızlık, çünkü insana bulaştığında karaciğer ve beynimizde kist yapma ihtimali kesin olan bir şey. Çocuğunuzun ya da kendinizin başına gelmeden kimse bu konuyla ilgili önlem almayı düşünmez işin açıkçası. Başına bir musibet gelince insanlar önlem almaya çalışıyor. Hayvanın kılı üzerindeki parazit kist yapar. Yapabileceğiniz şeyler; temizlik, hijyen, dezenfektasyon ve hayvanınızı ilaçlamak. Bu parazitle baş etmenin tek yolu budur” dedi.
“En büyük risk altında olanlar veteriner hekimlerdir”
Birinci, “Sarıçay bölgesi kireçlenebilir ve temizlik yapılırsa hastalık oranlarında düşüş yaşanır. Hayvanların dışkıları da temizlik ekiplerince toplanabilir. Bu hayvan besleyen insanlar için, hem o bölgede dolaşan insanlar için hem de biz veteriner hekimler için bir risktir. Özellikle en büyük risk altında olanlar bizleriz. Çünkü bize ev de sokak hayvanı da tedaviye getiriliyor. Bu hayvanlar parazit taşıyorlarsa bizim bunu yutma ya da soluma ihtimalimiz çok yüksektir” diye konuştu.
“Ölümcül değil ama çare ameliyat”
Parazitlerin vücut üzerinde ilerleyerek farklı organlar üzerinde kist oluşturduğunu ve bu sorunun tek çözümünün ameliyat olduğunu ifade eden Birinci, “Ölümcül müdür? Beyninize yerleşirse büyük bir risktir. Ama sonuçta kafatasınız ya ciğeriniz açılacak ve her ameliyatta da bir risk vardır. Hayvanlar üzerinde çok büyük bir risk teşkil etmiyor, çünkü kedi ve köpekler bu parazitlerin konakçısı. Ne gibi durumlar oluyor derseniz; köpek ya da kediyi zayıf düşürüyor ve zayıf düştüğü için başka hastalıklara kapılma riski artıyor. Yani yayılımın en büyük sebeplerinden biri ilaçlanmamış hayvanlardır. İnsanlar buna dikkat etmeli. En azından her 3 ayda bir defa hayvanlarının iç ve dış parazit aşılarını yaptırsınlar” açıklamasında bulundu.