Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Şener son zamanlarda gündemde olan ‘Corona virüsü’ ile ilgili konuları değerlendirerek merak edilen konular hakkında açıklamalarda bulundu.
2002-2003 SARS CoV ile yine Çin’de başlayan ve 2012’de MERS CoV ile Arap yarımadasında tekrar ortaya çıkan bu virüsün üçüncü kez gündeme geldiğini ifade eden Doç. Dr. Alper Şener açıklamalarında şu ifadelere yer verdi; “Bölge yine alışıldık bir coğrafya Çin. Ancak küçülen dünyada tek bir yerde kalması tabii ki imkansız. Dünya sağlık örgütünün 25.01.2019 tarihli bilgilendirmesine göre toplamda 1324 kişide bu virüs doğrulandı ve 41 kişide ölümle sonuçlandı. Görüldüğü ülkeler ve sayılar: Çin (1393); Hong-Kong (5); Tayland (5); Fransa (3); Malezya (3); Singapur (3); Tayvan (3); Macau(3); Japonya (3); Güney Kore (3); ABD (2); Vietnam (2); Avustralya (1) ve Nepal (1) şeklinde duyuruldu. Ateş, kuru öksürük, solunum sıkıntısı ile başlayan klinik tablo hızla ciddi pnömoniye sebep oluyor. Diğer corona virüslere göre kıyaslandığında bulaşıcılık daha yüksek ama öldürücülük daha düşük gibi görünüyor. Ancak yine de bu yorumları yapmak için henüz çok erken, çünkü salgın halen devam ediyor.
ÜLKEMİZ VE ÇANAKKALE RİSK ALTINDA MI?
Solunum yolu virüsleri taşınması ve bulaşması kolay virüslerdir. Ancak geçmiş yıllardaki salgınlarda ki duruma bakılır ise Türkiye’de SARS CoV ve MERS CoV görülmemiştir. Ancak yine de bu durumun görülmeyeceği şeklinde yorumlanması yanlıştır. Seyahat sağlığı bakışı ile bu virüsün Türkiye’de görülme ihtimali vardır. Bu nedenle zaten gümrüklü hava limanlarında hastalığın görüldüğü yerlerden gelen yolcularda ateş taraması yapılmaktadır. Çanakkale açısından bakıldığında Çin ve Uzakdoğu bu virüsün ilk görüldüğü alan olması nedeniyle, bu bölgelerden gelen kişilerle bu virüsün bölgemize de taşınması ihtimal dahilindedir. Görüldüğü coğrafyanın diğer corona virüslere göre daha yaygın olması da bu ihtimali kuvvetlendirmektedir.
MEVSİMSEL GRİPTEN NE FARKI VAR?
Klinik olarak pnömoni–zatürre yapması ve öldürücü seyretme ihtimalinin yüksek olması yanında bulaştırıcılığı daha yüksektir. Doğada bulunan bir virüs, özellikle yarasa ve yılan üzerinden değişime uğrayarak insanda enfeksiyon oluşturan form haline dönüştüğü sanılmaktadır.”
“ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONU YAPAN YÜZLERCE VİRÜS VAR”
Doç. Dr. Alper Şener, bu sene bölgemizde görülen mevsimsel grip tablolarında artış olup olmadığı, hastaların çoğunun bu seneki gribin daha ağır seyrettiğini söylemesiyle alakalı ise görüşlerini şöyle ifade etti; “Sayısal olarak artış olduğuna dair kişisel bir gözlemim yok. Sağlık Bakanlığı verilerine bakmak lazım. Ancak burada asıl dikkat çekilmesi gereken konu üst solunum yolu enfeksiyonu yapan yüzlerce virüs var, bunların hepsi grip(influenza) kliniğine sebep olmaz. Bir kere ateş ve yaygın kas ağrısı olmayan hastalarda kendilerini grip (influenza) geçirdiğini sanıyor, bu yanlış bir algı. Bir diğer yanlış kanı ise, grip aşısı olan kişi gribe yakalanmayacağını sanıyor. Aslında virüsü alır ama hafif geçirir yani komplikasyon oranı düşer. Bu nedenle aşı olsanız bile koruyucu önlemleri almanız gereklidir.”