Çanakkale’ de doğal ortamdan Şehir yaşamına karışmak isteyen yavru Karaca’ yı bahçesinde dolaştığı sitenin Özel Güvenlikçisi Abidin Çakır fark etti.
Gün boyu ve geç saatlerde de Aktur Evlerinin bahçesini mesken tutan Karacayı yakalayıp, bakımı için ilgililere teslim eden Çakır;
“Beykoz Polonezköy’ deki Geyik Karaca Üretme Merkezi’ne gönderileceğini öğrendiğim ormanın süsü bu inanılmaz güzellik, geçen Haziran ayında o merkezde doğan ikiz karacalara da Çanakkale’ den arkadaş olarak katılacakmış” dedi.
Şehir yaşamına karışmak isteyen o Karaca tanıdık çıktı.
Alınan bilgiye göre, birkaç ay önce Doğal hayatta belinlenemeyen bir nedenden dolayı yaralandıktan sonra, Gelibolu yarımadası Korudağ eteklerinde bir köyde yaşlı kadın tarafından bulunup tedavi edilen, yaraları iyileştirildikten sonra da Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’nün gözetimindeErenkey (İntepe) sırtlarında doğaya salınan karacanın, insanlara alışık olduğu ve bu nedenle de yaşam alanlarına yaklaştığı düşünülüyor.
Bir sitenin içindeki hayata dahil olmak isteyen yavru erkek Karaca, hemcinsleri ile birlikte yaşamak üzere İstanbul’a gönderildi.
Duyanların ağzını açık bırakan hikayenin adresi Kepez Artur evleri oldu. Gündüz gelip, akşam saatlerine dek site bahçesinde yaşam süren yavru erkek Karaca, Site güvenlik görevlisi Abidin Çakır’ ın usta planı ile yakalanıp, güvenli ellere teslim edildi.
Akıllara durgunluk veren olay önceki gün yaşandı. Görevi sitede yaşayan insanların güvenliğini sağlamak olan Özel Güvenlik görevlisi Abidin Çakır, gördüklerine inanamayan manzara karşısında önce şaşkına döndü.
Doğal ortamdan kopup, site hayatına dahil olmak istercesine bahçede araçların arasında koşturan, çimlerde yaylım yapan Karaca’ nın ürkütülmemesi için özen gösteren Çakır, havanın kararmasıyla birlikte bu eşsiz güzellikteki yaban yaşamına can elini uzattı.
Gün boyu, kopup geldiği sürünün yanına katılmasını beklediğini söylediği Karaca’ nın uzaklaşmak yerine, bölgede umursamazca hareket ettiğini fark ettiğinde, Karaca’ yı yakalayıp ilgililerden yardım talebinde bulunmayı seçtiğini söyleyen Özel Güvenlikçi Çakır, ‘Öyle de yaptım. İyi ki de yakalamışım. Ailesinden kopmuş bir karacaymış. Şimdi yeni evinde, Polonezköydeki merkezde üstelik de yaşıtları ile birlikte arkadaş olacağını öğrenmek beni mutlu etti” dedi.
Şehir yaşamına karışmak isteyen o Karaca ise, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerinin hiç de yabancısı çıkmadı.
O’ nun bir kaçak değil, insanlarla yaşama alışmış bir tanıdık Karaca olduğu öğrenildi.
Alınan bilgiye göre, birkaç ay önce Doğal hayatta belinlenemeyen bir nedenden dolayı yaralanan yavru Karaca’ yı, Gelibolu yarımadası Korudağ eteklerinde bir köyde yaşayan yaşlı kadın bulup tedavi etti.
Ardından da yetkilileri konudan haberdar ederek, yaraları iyileştirilen o Karaca’ nın yeniden Doğal hayata salınmasını sağladığı öğrenildi..
Korudağ eteklerindeki Gelibolu’ nun bir köyünden gelen Karaca, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’nün gözetiminde Erenkey (İntepe) sırtlarında doğaya salındı.
Bir süredir yaşam alanlarına sıkça yaklaştığı konusunda duyum alan yetkililer, ‘Kendisine yardım eli uzatan insanlara alışık olduğu ve bu nedenle de yaşam alanlarına yaklaştığını düşünüyoruz. Yavru artık, hem cinsleri ile dolu merkezde yaşam sürecek” diye konuştu.
İstanbul’daki Karacalar için iyileştirme merkezi olarak kullanılan Polonezköy Geyik-Karaca Üretme Merkezi'nde yer alan 20 kızıl geyik ve 14 karacaya katılıp, nüfusu da çoğaltmış olacak Gelibolu Karacası, bir süre önce aynı merkezde dünyaya gelen ikizlere de yeni arkadaş sayılacak.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Ramazan Angur;
Geçtiğimiz 12 Haziran’ da Polonezköydeki merkezde dünyaya gelen ikizlere arkadaş olacağını söylediği erkek yavru Karaca’ nın emin ellerde hayatını sürdüreceğini de söyledi.
BU DURUM FARKLI…
Doğa Koruma ve milli Parklar Şube Müdürü Angur, yasalara göre, Yaban hayvanlarının doğadan izinsiz olarak yakalanmaları ve bulundurulmalarının, 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu hükümlerine ve Merkez Av Komisyonu (MAK) Kararlarına göre yasak olduğunu anımsattı.
Çanakkale’ de yaşanan bu durumun ise, doğal ortamı dışında, zarar görmemesi amacıyla atılan bir adım olduğunu ve bu niyetteki insanların da kutlanması gerektiğine işaret etti.
DOĞA’ DA İSENİZ, ‘EN BÜYÜK YARDIM O BÖLGEYİ TERK ETMEK !’
Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürü Angur, benzer bir olay ile doğada karşılaşılması durumunda, yaban hayatına en büyük yardımın, o bölgeden derhal uzaklaşmaktan geçtiğini hatırlattı.
Angur; “Başıboş bir yavru yaban hayvanı, örneğin ‘karaca, ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, ceylan, geyik, vaşak türü memeli bir yaban hayvanı ’ görüldüğünde ilk akla gelen onu yakalayıp koruma olabilir.
Fakat bu işlem yavru yaban hayvanına faydadan çok zarar getirir. Çünkü yavrunun annesi büyük ihtimalle yakın bir yerlerde besleniyor veya avlanıyor olabilir.
Bunda dolayı da sizi görür ve yavrusuna yaklaşmaktan korkar. Anne yaban hayvanı beslenirken sıklıkla yavru yuvada hareketsiz bir şekilde annesinin gelmesini bekler. Bu davranış onu yırtıcı ve dış ortamdan gelebilecek tehlikelerden korur.
Yavrusu alınan yaban hayvanları o bölgeyi terk etmemekte, 3 gün içinde yavrularını bulurlar ise onları tekrar sahiplenmektedirler. Özetle, o bölgeden derhal uzaklaşın ki, yavrunun annesi geri gelebilsin ve yavrusunu alabilsin” dedi.
Üretim ve rehabilitasyon merkezlerindebakılan ve bir müddet sonra da doğaya salınan pek çok tür olduğuna işaret eden Angur;
“İnsana alışık bu türler yaşamımıza dahil olmak isteyebilirler. Buna güzel bir örnek gördük. Ne var ki, önümüzde kış ve soğuk günlerv ar. Bazı türler yiyecek bulamadıkları için de yaşam alanlarından ayrılabiliyorlar. Bunu da göze alarak yaban hayata ve onlara nasıl yardımcı olabileceğimize ilişkin bilgili olmamız gerek.
Bir çok kişi, Yaban hayvanları evde besleme düşüncesini taşıyor ki, Yaban hayvanları evde beslenmeye uygun hayvanlar tür değildir. İnsanlara alışabilmelerine rağmen her zaman yabani içgüdülerini korurlar. Bu nedenle yavru yaban hayvanları büyüdüklerinde insanlar için zararlı olabilmektedir.
Aynı zamanda insanlarla yakın temasta bulunan yaban hayvanlarının tekrar doğaya dönmeleri ve doğal yaşama uyum sağlamaları güçleşmektedir. Bunlara ek olarak yabani ortamda bulunan bazı hastalık ve parazitler bu hayvanlar ile yakın temasa geçilmesi durumunda insanlara bulaşabilmektedir” diye konuştu.
EMİNSENİZ, HEMEN BİZİ ARAYIN…
Doğa Koruma ve Milli Paklar Müdürü Ramazan Angur, doğada ve ya yerleşim merkezlerine yakın noktalarda fark edilen yavru yaban hayvanının, yaralı ya da terk edilmiş olduğundan kesin olarak emin olunması durumunda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün 81 ildeki Orman ve Su İşleri İl Şube Müdürlüklerine haber verilmesininin de önemli olduğunu anlattı.
Angur; “Yaban hayata yardım için bu en doğru davranış olacaktır. İl Şube Müdürlüklerine teslim edilen yaralı veya güçten düşmüş yaban hayvanları Veteriner Hekimler kontrolünde gerekli tedavileri yapıldıktan sonra doğaya tekrar dönebilecekler, sağlıklı hale bireyler yaban hayvanının habitatına uygun doğal yaşam alanlarına, doğaya bırakılamayacak olanlar ise rehabilitasyon merkezlerinde yaşam sürebilecekler” diye konuştu.