CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan 1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle bir mesaj yayımladı. Ceylan mesajında şu ifadelere yer verdi:
"AKP VE ORTAĞI SÖMÜRÜNÜN DERİNLEŞMESİNE HİZMET EDİYOR.
İşçi sınıfının tarihi, sermaye sahiplerine karşı insanca yaşama ve adil bir toplum düzeni için mücadele tarihidir. Yaklaşık iki yüz yıldır süren bu mücadele, dünyanın her yerinde kanlı olaylara ve büyük acıların yaşandığı eylemlere sahne olmuştur.
1 Mayıs İşçi Bayramı; dünya emekçilerinin sorunlarını dile getirdiği, ülkelerindeki olumsuzluklara karşı demokratik tepkilerini gösterdikleri ve alanlarda taleplerini haykırdıkları gündür.
Türkiye Emekçileri açısından 1 Mayıs, Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinin bir parçası ve itici gücü haline gelmiş durumdadır. Ne yazık ki iktidarlar tarafından, 1977 1 Mayısında gerçekleşen kanlı provokasyon, bu bayramın ve bu günde yapılmak istenen kutlama ve anmaların engellenmesi için her yıl bahane yapılmıştır.
Bugünde ülkeyi yönetmekte olan tek adam rejimi, işçi sınıfını ve onun örgütlerini yıkıcı-bölücü örgütler olarak görmekten vazgeçmemiş ve işçi sınıfının temel çıkarlarını ilgilendiren konularda dahi onların görüşlerini dikkate alma gereği duymamıştır. Nisan ayı ortalarında TBMM Genel Kurulunda görüşülen “Yeni Koronavirüs salgınının ekonomik ve sosyal hayata etkilerinin azaltılması hakkında kanun teklifinin” ne hazırlık ne de komisyon aşamasında bu ülkenin işçi sınıfı temsilcilerinin görüş ve önerileri alınmadı. Pandemi dahi fırsata çevrilerek, sözüm ona işten çıkarma üç ay süreyle yasaklandı, fakat işçiler açısından daha büyük felaket olan, ücretsiz izin, yasal hale getirildi.
Bugüne kadar 131 milyar lira biriken işsizlik fonundaki kaynak işçiden çok işverenin huzurunu temin etmek üzere kullanıldığı için açlık sınırının 2.400 TL, yoksulluk sınırının 7.639 TL olduğu ülkemizde salgın nedeniyle işini kaybeden emekçilere kısa çalışma ödeneğinde minimum 1.700 TL ödenecekken, ücretsiz izin uygulamasıyla işçiye 1.177 Lira 20 Kuruş verilecek. Günlük 39,24 Kuruş.
Türkiye İşçi sınıfı demek Türkiye Halkı demektir. Saray rejiminin halka reva gördüğü ise açlık ve sefalettir. Bu yıl demokrasi ve emek mücadelesi veren işçi sınıfının gür sesi salgın nedeniyle, ülkemizin meydanlarından, yankılanamayacak. Ancak bu demek değildir ki memlekette her şey tozpembe. İşçiler ve emekçiler, taşeronlaşmayı, sendikal hakların gasp edilmesini, çalışma saatlerinin uzamasını, mezarda emekliliği, düşük ücretleri reddetmeye devam ediyorlar. Her geçen gün etkisini ağırlaştıran kriz ve pandemiye rağmen salgın geçtikten sonra; bu ülkenin ezilenleri tarlada, fabrikada, okulda haklı talebini haykırmaya devam edecek.
Saray rejimi açısından yolu sonu görünmüştür. Bu düzene karşı insanca bir yaşam, insanca bir düzen özlemiyle, demokrasi mücadelesi yürüten toplumun bütün kesimlerini selamlıyorum.
Bu düşüncelerle, Dünya Emekçilerinin ve Türkiye İşçi Sınıfının 1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele Gününü yürekten kutluyorum.
Yaşasın 1 Mayıs."