Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Özelkalem Dergisi tarafından, bu sene Koronavirüs salgın hastalık riski nedeniyle dijital ortamda düzenlenen Yerel Yönetim Zirvesinde “Akıllı Kent Sistemleri” başlığında konuşmacı olarak yer aldı. Çanakkale'nin Akıllı Kent olma sürecine değinen Başkan Gökhen, sürecin getireceği değerler hakkında da bilgiler vererek “Bir akıl değil, bütün kentin aklını kullanmamız lazım. Akıllı kent bu yoksa teknolojiyi kullanmak değil sadece. Kentin gelişmesi için ortak aklı paylaşmamız lazım, ben akıllı kenti böyle anlıyorum" dedi.
Belediye başkanlarının kentlerine dair deneyimlerini birbirleriyle paylaşmaları ve başarılı uygulamaların tüm kentlere ilham vermesi amacıyla düzenlenen Yerel Yönetim Zirvesi, 9-12 Haziran tarihleri arasında gerçekleşitirildi. Bu kapsamda, 11 Haziran 2020 Perşembe günü Yalova Üniversitesi'nden Prof. Dr. Rafet Bozdağan'ın moderatörlüğünü yaptığı “Akıllı Kent Sistemleri” başlıklı oturumda Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da İSBAK A.Ş. Genel Müdürü Esat Temimhan ile birlikte konuşmacı olarak yer aldı.
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, öncelikle Çanakkale ile ilgili bilgi vererek, programda yaptığı açıklamada “Çanakkale’de uzun yıllardır belediye başkanlığı yapıyorum. Çanakkale’nin kendine özgü nitelikleri var. Çanakkale çok atrihi bir şehir. Troya ve daha eskisi var tabi ama bilinen Troya efnanesi, boğazın olması ve Fatih Sultan Mehmet’in iki yakasına kale yaptırması; Kale-i Sultaniye ve Çimenlik Kalesi, daha sonra da Mustafa Kemal Atatürk ile özdeşlemiş bir kent, yani Çanakkale Savaşları. Bizim üç kahramanımız var diyorum; Hektor, Fatih Sultan Mehmet ve Mustafa Kemal Atatürk. Troas bölgesinde çok yoğun arkeolojik birikim var, doğası farklı, boğazın olması ayrı bir önem taşıyor, iki tane adamız var ve bu noktada Çanakkale, hep gözbebeği olmuştur. Hem ülkenin hem dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir kent olmuştur. Kent büyük değil ama önemli nitelikleri var. Doğa da cömert davranmış bize, yüzde 50’nin üzerinde orman havamız var, ovalarımız var, farklı ürünlerimiz var. Bunlar bereketli topraklardan kaynaklanıyor. Bu noktada önemli bir kent hüviyetini kazanmış” dedi.
Teknolojiden Faydalanarak, Değer Yaratan Yönetimin Oluşturulabilmesi İçin Çabalayacağız
Başkan Ülgür Gökhan Akıllı Kentsel dönüşüm ile ilgili de bilgiler vererek, bilginin, teknolojinin toplumsal faydaya gönüştürülmesi gerektiğini belirterek "Bu kentin belediye başkanı olduğumda, bu kentin nitelikli bir hal alması için çaba göstermeye başladık. Önemli altyapı ve üstyapıları tamamladık öncelikle. Şu an Çanakkale’de çevre anlamında gerek katı atık anlamında, gerekse atık su anlamında bütün yatırımlarımızı tamamladık. Havza bazında başardık, diğer belediyeleri de kattık. Bu noktada bunları da teknolojik gelişmelerle bunu gerçekleştirdik. Artık kenti dönüştürmemiz lazım ve bilginin toplumsal faydaya dönüşmesi için çaba göstermemiz lazım. Burada da sadece teknolojik olarak değil, yönetsel olarak ve çevresel olarak da bazı kavramları içselleştirmemiz gerekir. Örneğin; yönetişim kavramı, çok önemli bir kavram. Akıllı bir kentte hesap verebilen yönetimler, şeffaf yönetimler, değer yaratan yöntemlerle sürdürülebilir bir kentsel gelişimin sağlanması için çaba göstermeliyiz, tabi bunda da teknolojiden faydalanacağız. ‘Big Data’ dediğimiz kavramı içselleştirmemiz lazım, bunu sadece biz değil, kamunun, STK’ların ve bazı kurumların da bu anlayışı gerçekleştirmemiz lazım. Anlayıştan hareketle kenti dönüştürmeliyiz” dedi.
Akıllı Kent Kavramı, Çanakkale Belediyesi’ne Yabancı Değil
Çanakkale Belediyesinin Akıllı Kent sürecine de değinen Belediye Başkanı Ülgür Gökhan
“Burada karbon ayak izi kavramı, çevre kavramı hep bir sistemin oluşması için önemli unsurlar. Biz bu arada şanslı bir iliz. Çünkü bizim burada bir grubumuz var, Kale Grubu Kale Grubu, 2017 yılında bizle beraber ‘Aklım Fikrim Çanakkale’ isimli bir projeye başladı. Bu proje üzerinden biz kenti akıllı kente nasıl dönüştürebiliriz çalışmasını yaparken, ortaklar da vardı, hep beraber bu çalışmaları yaparken özel sektör, kamu, sivil toplum ve vatandaşlarla çalışmalar yapıldı. Avrupa Birliği başkanlığı tarafından yürütülen bir şehir eşleştirme programı sürecinde buna müracaat ettik ve ‘Akıllı Şehirlerin Geleceği’ isimli bir projeye müracaat etik. Bu eşleştirmede İspanya’daki Tarragona şehri ile eşleştik. Bizim ölçeğimizde ve tarihi bir kent. UNESCO Kültürel Mirası sahibi bir kent. Onlarla diyaloglarımız oldu ve birbirimizi bu bağlamda birçok çalışma yaptık. Karbon ayak izinden tutun, ulaşım, sağlık, kültürel miras anlamında, çevre anlamında neler yapıyoruz, arıtma tesislerimizin gelişmesine kadar ve yine yenilenebilir enerji tesisleri üzerine çalışmalar yaptık. Biz zaten adım adım teknolojiyi yerleştirme noktasındayız. Akıllı bisiklet, arıtmalarımızı yaptık, arıtmalarımızın elektriği için GES de yaptık, güneş enerji sistemi kurduk. Akıllı duraklarımız var, toplu taşıma ile ilgili çabalarımız var ama sadece bunlarla ilgili değil, diğer konularda da biz teknolojiyi ve katılımcılık konusunda neler yapabiliriz ve kentin kaynaklarını nasıl verimli kullanabiliriz diye çabalarımız sürmekte. Bundan sonra hedef, bu ilişkileri kurmaya devam etmek. Tarragona kenti ile birçok sivil toplum kuruluşumuzu da eşleştiriyoruz. Bu konuda yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Akıllı kent kavramı, Çanakkale Belediyesi’ne yabancı değil” şeklinde belirtti.
Bütün Kentin Aklını Kullanmamız Lazım
Akjıllı Kentler ile ilgili görüşlerini de paylaşan Başkan Gökhan, “Bir akıl değil, bütün kentin aklını kullanmamız lazım. Akıllı kent bu yoksa teknolojiyi kullanmak değil sadece. Kentin gelişmesi için ortak aklı paylaşmamız lazım, ben akıllı kenti böyle anlıyorum. Çok büyük bir şansımız var, geniş bir genç kitleye sahibiz. Ciddi olarak da bu gençler teknolojiye duyarlı, teknolojiyi iyi kullanabilen gençler. Bu gençlere fırsat yaratmamız lazım ve bunu yerel yönetim olarak yapabiliriz. İlla üniversite olması şart değil, yerel yönetimler de bunu çeşitli programlarla yapabiliriz. Burada da yerel yönetimler arası diyalog, dayanışma, bilgi alışverişi çok önemli. Kentler arasında da akıllı kentler kavramını yerleştirmemiz lazım. Hepimizin birbirine anlatacağı deneyimler vardır. Birbirimizle paylaşmamız lazım” ifadelerini kullandı.
Barış ve Özgürlük İnsanları Üretime Sevk Ediyor
Çanakkale'nin huzuruna da değinen Başkan Ülgür Gökhan, Barış bve özgürlük içinde yaşayan vatandaşların üretim yaptığını belirterek “Şu yanlıştan kurtulmamız lazım. Biz yerel yöneticiyiz, yani bir kendi sorumlu olduğumuz bir alan var belediye sınırları. Biz burada iş yapmak durumdayız, siyaset yapmak değil. Evet, bir siyasi partiyi temsilen doğrudur ama seçildikten sonra siyasi parti ile ilişiğiniz üyelik mahiyetindedir. Biz esas bütün kentin başkanıyız, herkesin başkanıyız. Bu yüzden herkesten akıl almalıyız, herkese destek olmak zorundayız. Bu da barış, özgürlük getiriyor, bunları yaşayan insanı da üretken hale getiriyor. Dolayısıyla, yönetişim kavramı çok önemli; şeffaf olacağız, açık olacağız ve bu genç nüfusumuzu da kentlerin gelişmesi için kullanacağız” dedi.
Başkan Gökhan, “Bu dönem ilk defa kooperatifleşme üzerinde yoğunlaşıyoruz. Üretim için, kadınlara yönelik çalışmalarla ilgili ve özelikle kooperatifler arası diyaloglar için çeşitli işlemler yapıyoruz. Üreticiden tüketiciye, arada alıcı olmadan ve sağlıklı gıda için yapıyoruz. Bu da kentliye saygı. Hem doğayı koruma noktasında da akıllı kent kavramının içinde görüyoruz. Akıllı kent kavramı geniş kavram. Teknoloji çok önemli ama hazır elimizde teknoloji varken ve bunlar hızla gelişirken, biz bu teknolojileri her kanalda mutlaka kentin yararına kullanmalıyız. Ulaşımdan tutun da atıklarına kadar, sinyalizasyonundan tutun kooperatiflerine kadar bu şekilde çalışmalıyız.
Bu Hizmeti Halkın Yararına Halka Sunacağız
Belediyelerin yerel yönetimlerle ilişkisini çok önemsediğini vurgulayan Gökhan, şu şekilde fikirlerini anlattı: “Biz halkın temsilcisiyiz, dolayısıyla sorumlu olduğumuz halkın menfaati için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Çaba burada siyasi bir üstünlük sağlamak değil, buradaki çaba aldığımız bu görevi, halkın yararına halka sunmak. Bunu yaparken, şu görüşte diye ayırt ederek hizmet vermiyorsunuz, bu hizmeti veriyorsunuz ama bizim burada yapmamız gereken; kentteki dezavantajlı kesimleri de öncelik tanımamız lazım. Engelli, kadın, çocuk gibi vatandaşların kentteki yaşamlarını kolaylaştırmak için bu çabaları onlar adına ileride düşünmemiz gerekir. Birbirimizden öğreniyoruz; yurtiçindeki ve yurtdışındaki kentlerden öğreniyoruz. Mesela kentsel dönüşüm konusu var, Türkiye’de dillere pelesenk olan ama bir türlü başarılı gidemeyen kavramlar var. Kentsel dönüşüm denince bunu rant olarak anlıyoruz. Halbuki fonksiyonel olarak bakmamızda yarar var. Örneğin, Barcelona da bu akıllı kent kavramını içselleştirmiş bir kent. Orada tekstil üretim merkezi geçmişinde var, artık tekstil yok. Çok da geniş alanı var bu yüzden. O alanı dönüştürmüşler, o kadar güzel dönüştürmüşler ki konut yapmamışlar. Başka fonksiyonlar yaratmışlar. Üniversite yapmışlar, öğrenci yurdu gibi şeyler yapmışlar ve eski tekstil binalarını da korumuşlar. Oradaki tarihi binaları da kendi içerisinde dönüştürmüşler. O dağınıklıktan kurtulmuş, daha verimli hale gelmişler. Bu örnekleri yerinde gördükçe bizim de ufkumuz açılıyor.”
Cuma Deren