Moderatörlüğünü Demokratik Sol Partisi (DSP) İl Başkanı Ufuk Cankaya’nın yaptığı, Milliyetçi Hareket Partisi İl Genel Meclisi Üyesi ve Grup Başkan Vekili Cahit Özer ve Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanı Celal Karakaş’ın da konuşmacı olarak katıldığı Siyaset Arenasında bu hafta her geçen gün artan terör olayları ve son yıllarda gösteriş haline gelen toplu iftarlar konuşuldu. Terör konusunda hükümeti eleştiren artan terör olaylarına karşı umursamaz tavırlar sergileyen İç İşleri Bakanına yüklene Milliyetçi Hareket Partisi İl Genel Meclisi Üyesi ve Grup Başkan Vekili Cahit Özer. Devleti yönetmenin market yönetmeye benzemediğini söyledi. Olaylara farklı noktadan bakan Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanı Celal Karakaş ise ilginç bir tespitte bulundu. Karakaş; “Ahmet Davutoğlu Başbakanlık yaptı, korkarım ona 'Kürtleri Öldüren Başbakan' etiketini yapıştıracaklar. Yeni gelen Binali Yıldırım ise 'Kürtleri Öldürmeyen Başbakan' olacaktır” dedi. İşte Siyaset Arenasında konuşulanlar.
Devlet Yönetmek Market İşletmeye Benzemez
Terör konusunda hükümeti eleştiren artan terör olaylarına karşı umursamaz tavırlar sergileyen İç İşleri Bakanına yüklene Milliyetçi Hareket Partisi İl Genel Meclisi Üyesi ve Grup Başkan Vekili Cahit Özer “20 Temmuz 2015'ten itibaren yani 7 Haziran seçimlerinden sonra çözüm sürecinin bitmesi ve Suruç patlaması ile beraber 1010 tane vatandaşımız ve askerimiz şehit oldu. 1 yıl bile olmadan 1010 kişi öldü bu ülkede. Korkunç bir rakam. 1010 kişinin tabutu geliyor defnediyoruz ve şu anda bunda sorumluluğu olan insanlar, kendi sorumluluklarının neticesinde bu olayları bile kara çevirmeye çalışıyorlar. Benim anlayamadığım olay bu. Bütün siyasi partiler, bütün vatandaşlar dedik ki '3 günlük kundaktaki bebeğe kurşun sıkanlar ile masaya oturulmaz' ama oturdular. 35 bin kişinin kanında eli olan Öcalan'ın görüşlerini aldılar, Dolmabahçe’de imzaladılar, poz verdiler. Devlet yönetimi ciddi bir iştir. Devlet yönetimi bakkal ya da market çalıştırmaya benzemez. sorumluluğun ciddiyetini üzerinize alacaksınız yanlış varsa 'ben yanlış yaptım' diyeceksiniz. Ama hiç böyle bir onur sergilemeyen bir iktidar ile baş başayız. Bu ülkenin İç İşleri Bakanı Efkan Ala, bir bomba patlıyor şehit olan bir sürü polisimiz var ama çıkıp konuşmuyorlar. Umursamaz bir tavır içindeler. Yani verdiğimiz şehitlerden daha çok onların umursamaz tavırları milleti daha da çok üzüyor” dedi.
Komedi Gibi
Ak Parti Genel Merkez Kadın Kolları MKYK üyesi Jülide İskenderoğlu’nun sosyal medya üzerinden paylaştığı ‘Selektör yapmayın PKK’lıları uyarıyorsunuz’ yazısını eleştiren Siyaset Arenası Programının Moderatörü Demokratik Sol Partisi (DSP) İl Başkanı Ufuk Cankaya bu paylaşım ile devleti yönetenlerin ne kadar komik bir duruma düştüğünü söyledi. Cankaya “ Bizde adettir polis çevirmesi varsa karşıdan gelene selektör yaparsın ceza almaması için. Bu vesile ile tanımadığımız insana da yardımcı oluyoruz. Bu durum herkesin yaptığı bir durum. Jülide İskenderoğlu'da Sosyal medya hesabında bir paylaşım yaparak şöyle diyor 'şu anda çeşitli noktalarda polis denetimi var bu yöntem ile polis için uyarıda bulunursanız PKK'lıları da 'polis var' diye uyarmış olurdunuz. Ondan dolayı selektör yaparak uyarıda bulunmayın' diyor. Bu kadar komik bir devlet yönetimi var. Zannediyorlar ki bomba yüklü bir aracın kontağını açıp da bir şehirden başka bir şehre götürülecek. Fakat o araba en az 4 koruma aracı ile gider 4 ayrı yoldan. Bir yolda bir vukuat varsa öteki yolda da var mı? Yok mu? Bildiği için oraya sapar. Devlet yönetmek ciddi bir iştir. Empati yapıp da o terörist o aracı oraya nasıl götürüyor bilmek lazım” dedi.
İsmail Dümbüllü Yatağından Kalksa Kavuğu Bunlara Verir
Jülide İskenderoğlu’nun bu paylaşımını eleştiren Milliyetçi Hareket Partisi İl Genel Meclisi Üyesi ve Grup Başkan Vekili Cahit Özer Mevlana’nın sözü ile ima verdi. Özer “Mevlana demiş ki 'ne olursan ol yine gel' Etrafında bulunanlar da bir gün gelmişler. 'Mevlana sen ne olursan ol yine gel dedin ama biz bir merkep yüklü kitap okuduk sizin söylediğiniz cümleyi bulamadık' diyorlar. Mevlana da der ki 'siz onu merkep kafası le okuduysanız bulamamanız normaldir' dedi. Böyle bir siyaset olur mu? Bombacıları yakalamak için 'selektör yapmayın' böyle bir şey olur mu? Jülide hanımı severim saygı da doyduğum bir hanımefendi ama 'komedi' yani İsmail Dümbüllü yatağından kalksa kavuğu bunlara verir” dedi.
Davutoğlu’na Kürtleri Öldüren Yıldırıma Kürtleri Seven Diyecekler
Terör Olaylarına farklı noktadan bakan Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanı Celal Karakaş ise ilginç bir tespitte bulundu. Karakaş “Ahmet Davutoğlu Başbakanlık yaptı, korkarım ona 'Kürtleri Öldüren Başbakan' etiketini yapıştıracaklar. Yeni gelen Binali Yıldırım ise 'Kürtleri Öldürmeyen Başbakan' olacaktır. İş o kadar çıkmaz nokta geliyor ki iki tarafta birde hem 'Analar ağlamasın bu kadar insan ölmesin barış olsun ' denilecek bir taraftan da terör örgütüne 'bak sen de ciddi kayıplar veriyorsun gel şu başkanlığa 'he' de' diyecekler. İşte o zaman Selahattin Demirtaş ne diyecek? Terör örgütü çok ciddi kayıplar veriyor. Burada yeni bir toparlanma şansı elde etmek için 'çözüm süreci olsun, barış gelsin' rolüne tekrar soyunacak. Onun için devlet ne yapacağına karar verecek ve kararının arkasında duracak yoksa her gelen Başbakan başka bir şey söyleyecek olursa o zaman görev yapan devlet memurunu hangi moral ve motivasyon ile çalıştıracaksınız onu da düşünmeniz lazım” dedi.
Herşey Yapan AKP Toplumun Ününe Sürülen CHP
Kılıçdaroğluna yapılan saldırılara da tepki gösteren Karakaş “Tepkiler artık konuşmanın ötesinde yumruklaşmak, yumruklatmak, mermi atmak oldu. Mafya raconu bunlar. Ülkenin geldiği nokta son derece kötü. Cenazeler de dahil bir siyasi rant peşinde koşuyorsak eğer, bu bizim insaniyetimizi de kaybettiğimizin bir göstergesi. Bir siyasetçi bir vatandaşın cenazesine gidemeyecek mi? 14 yıldır iktidar olan AK Parti yapılan hatalardan dolayı da toplumun önüne itilen Cumhuriyet Halk Partisi olacak şey değil. Ben şunu anlamıyorum; öyle bir kitle oluşmuş ki artık hem masumların hangi amaçla dolaştıklarını kuruyorlar ondan sonra da doğal liderleri bunu reddettikleri için de söyledikleri sözleri geri alıyorlar. Yani sorgulamayan bir toplum olduk “ dedi.
İftarlar Gösteriş Halıne Geldi
Son yıllarda gösteriş ve reklam haline gelen ve Ramazan ayında toplu olarak verilen iftarları da ağır bir dil ile eleştiren Milliyetçi Hareket Partisi İl Genel Meclisi Üyesi ve Grup Başkan Vekili Cahit Özer “ Ben toplu iftarları sevmiyorum. Eskiden komşuya ya da akrabaya giderdik bir yer sofrasında ezandan sonra açardık iftarımız onun ayrı bir güzelliği var. Şimdi gidiyoruz toplu iftara Protokol’e ezan saatinde sıcak sıcak yemek geliyor, normal vatandaş hala kuyrukta. Kimi oruçlu kimi oruçsuz. çok katıldığımız için orada yapılan geyik muhabbetlerini, dedikoduları çok dinledik. Ben şeker hastasıyım o yüzden oruç tutamıyorum ve beni çağırmayın dedim. Çünkü eğer bunun anlamı fakire, fukaraya, garibana, yetimin, kimsesizin karnını duyurmak ise bunun çok başka yolları var. Öğrenci yurtları var, kimsesizlerin yurtları var, evinde aşı olmayan insanlarımız var ki toplu iftarlara katılmaya çekinen bazı fakir vatandaşlarımız bile var. Ben buna temelden karşıyım yardımın da gizli olanı makbul. İftarlar tamamen gösterişe döndü. Partiler yapıyor, şirketler yapıyor bir de bunu gider makbuzunu çıkartarak vergiden düşüyorlar. Hiç olmazsa bunu yapmayın. Bende parti mensubuyum parti yapıyor ve gider defterine işliyor bu iftarlar artık tamamen gösteriş oldu. Bunu illa da yapmak gerekirse Üniversitede bin bir zorluk ile okuyan öğrencilerimiz var Çanakkale'de de var arkan yoksa dayın yoksa firmalar bunlara burs bile vermiyor onun için bu iftarlar bana göre riya kokuyor” dedi.