Çanakkale’de artış gösteren korona virüs (Covid-19) vakalarının ardından yeni tedbirler alınmaya devam ediyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, vaka artış tablosunda ilk 3’te yer alan Çanakkale’de vaka sayısı bir haftada 546,77'den 797,34'e yükselirken, 8 Şubat’tan 13 Nisan’a kadar 21 kat artış gösterdi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, korona virüs vakalarında artış görülen Çanakkale ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Virüsün hızla yayılmasındaki ilk nedeninin varyantın yaygın olmasına bağlayan Şener, “Çanakkale rekor üzerine rekor kırıyor son 2 ay içerisinde 100 binde 38 gibi düşük bir oranla başladık. Şuanda Türkiye’de ilk 3’ün içerisinde 100 binde 700 küsürlerde olgu sayısı. Bence bu durumda birinci sebebin varyant virüsün daha yaygın olması, ikinci sebep ise insan davranışları” dedi.
“Çanakkale’nin Türkiye’de Covid-19 algısında üçüncü şehir olması çok normal değil”
Türkiye genelinde Çanakkale’nin korona virüs artışında ilk 3’te yer almasının normal olmadığını belirten Prof. Dr. Alper Şener, “Bence bu durumda birinci sebebin varyant virüsün daha yaygın olması. Çünkü sadece İngiltere varyantı değil, Güney Afrika varyantı, Brezilya varyantı ve ekstra bir sürü varyant görüyoruz beraberinde. Dolayısıyla öncellikli olarak varyantlardan yaygınlaşmasının özellikle İngiliz hızlı varyantının hızlı bulaşmasından kaynaklı bunu suçlayabiliriz. İkinci önemli faktör ise sadece varyantlar değil, insan davranışları insanların ağırlıklı olarak Çanakkale genelinde gördüğümüz kadarıyla kapalı alanda durmak istemediği ve vaktini dışarda geçirdiği zamanda mesafe koruyamadığı alanlarda da maskeye uymadığı toplu taşımaların kalabalık olduğu öyle yad a böyle yasakların delmek için çeşitli formüller ürettiklerini görüyoruz. Bu da tabelaya yansıyor. Yoksa hastalık dinamikleri içerisin Çanakkale gibi nüfus dinamiği olan bir şehrin sanayinin çok yaygın olmadığı bir yerin insan trafiği anlamında, sıkışık olmayan bir yerin Türkiye’de Covid-19 algısı anlamında üçüncü şehir olması çok normal değil” dedi.
“İl Hıfzıssıhha Kurulları yerel önlem ve tedbirler alma yetkisine sahip, bunu kullanmaları gerekiyor”
İl Hıfzıssıhha Kurullarının yerel önlem ve tedbirler alma yetkisine sahip olduklarını ve bu yetkiyi kullanmaları gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şener, “Bence aslında Sağlık Bakanlığı, İl Hıfzıssıhha Kurulunda yeterli denetim serbestliği verdi. Bu uygulama serbestliğine göre hareket etmek gerekiyor. Hareket edilmezse sonuçlar karşınıza çıkıyor ve yükseliş trendine giriyor. Şu anda teknik olarak bakıldığında sanki İl Hıfzıssıhha Kurulu sadece karantina bölgelerini belirlemekle yetkili gibi anlaşılıyor ama ek önlem almak noktasında en kısıtlama ya da gevşeme yapmak her yerde aynı salgın dinamiği geçerli değil. Dolayısıyla yerel önlem ve tedbirler almak yetkisine sahip. Bence bu yetkiyi kullanmak gerekiyor. Çünkü Çanakkale üzerinde görebildiğimiz sadece karantina önlemlerinde sadece İl Hıfzıssıhha Kurulu kararları görüyoruz. Onun dışında da filyasyon ekiplerinin ya da hastaların belli yerlerde gözetim altına alınması ile ilgili geçmiş dönemde kararlar oldu. Bu karar yelpazesinin genişletmek gerekiyor. Bu sadece kısıtlama için değil, kısıtlamanın gevşemesi için de bir yetki var. Bu çerçeveyi iyi çizmek lazım ve mücadeleyi buna göre iyi yapmak lazım. Çanakkale dinamiklerini rakamlara bakarak Sağlık Bakanlığı’nın objektif şekilde belirlemesi pek mümkün değil” diye konuştu.