Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi, sahip oldukları değer nedeniyle avcılık baskısına maruz kalan ıstakozların popülasyonunu artırmak amacıyla sosyal farkındalık projesi yaptı. Yetiştiricilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umur Önal, balıkhaneden satın alarak, deniz suyu dolu tankın içerisine koydukları dişi anaç ıstakozun, yaklaşık 4 bin yumurtasından 150 yavru elde ettiklerini söyledi. Önal, aqua kültürün de bu stokların desteklenmesi için kullanılabileceğini vurgulamak amacıyla, yavruları ve anneyi denize salacaklarını açıkladı.
ÇOMÜ Dardanos Yerleşkesi Deniz Canlıları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde, denizlerde azalan canlı balık stoklarının desteklenmesi için aqua kültürün kullanılabileceğini göstermek amacıyla her yıl bir sosyal farkındalık projesi yapılıyor. Balıklardan yavrular üretilerek denize salınıyor. Yetiştiricilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umur Önal, bu yıl, sahip oldukları değer nedeniyle çok büyük bir avcılık baskısına maruz kalan ıstakozlar üzerine yoğunlaştıklarını söyledi. Bunun için balıkhaneden canlı olan dişi anaç ıstakoz satın alarak, içerisi deniz suyu dolu tanka koyduklarını ifade eden Önal, ıstakozun yaklaşık 4 bin yumurta bıraktığını, bir süre baktıkları yumurtalardan ise 150 yavru elde ettiklerini belirtti.
'İNGİLTERE VE NORVEÇ’TE KULUÇKAHANELERLE DESTEKLENİYOR'
Prof. Dr. Umur Önal, ıstakozlar üzerindeki avcılık baskısının çok ciddi boyutta olduğunu da belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye’de yakalanan ıstakoz miktarı maalesef 2-3 tonlara kadar gerilemiş durumda. Dolayısıyla biz de ıstakoz üzerine yoğunlaşmaya başladık ve bu amaçla temin ettiğimiz bir dişi ıstakoz anacını tesislerimize getirdik. Mevcut şartlarımıza adapte ettiğimiz hayvanımız bize canlı bir şekilde larvalarını vermeye başladı. Biz bu larvaları çeşitli yöntemlerle yetiştirmeye çalıştık ve şu an elimizde denize bırakmaya hazır olarak yaklaşık 9 haftalık genç ıstakoz bireyleri bulunmakta. Istakoz balıkçılığının daha büyük bir endüstri durumunda olduğu İngiltere ve Norveç gibi ülkelere baktığınızda, buradaki ıstakoz stokları 30-40 yıldır karada kurulmuş kuluçkahanelerde üretilmiş olan ıstakozların denize bırakılmasıyla destekleniyor. Biz de artık Türkiye’de açıkçası bu tür inisiyatiflerin ilgili otoriteler tarafından alınması gerektiğini düşünüyoruz. Doğadan yakalanmış ıstakozların karada kurulmuş kuluçkahanelerde üretilerek denize bırakılmaları gerekiyor. Fakat sadece denize bırakmak yetmiyor, bu hayvanların denizde kendilerini koruyabilecekleri birtakım özel habitatların da oluşturulması gerekiyor. Bu amaçla da bizim suni resif dediğimiz birtakım yapılar oluşturularak, deniz ortamında hayatta kalmaları ve kendi kendilerine popülasyonlarını idame ettirecek bir sayıya ulaşmaları sağlanabilir.”
15 YAVRU VEREN ISTAKOZA, ‘YETER’ ADI VERİLDİ
Istakozu, bir tesadüf eseri balık halinde satılmak üzereyken satın alarak merkeze getirdiklerini anlatan Prof. Dr. Umur Önal, ”Dolayısıyla zaten yumurta taşıyordu ve yaklaşık 2 ay sonra bize üzerinde taşıdığı yumurtaları yavaş yavaş bırakmaya başladı. Biz aslında 4 tank planlamıştık fakat 4 tanktan fazla bir şekilde yumurta almaya başladık. O yüzden ismini de ‘Yeter’ koyduk. Artık bu kadar yumurtayı daha fazla koyacak yerimiz kalmamıştı, o nedenle de böyle sembolik bir ismi de var ıstakozumuzun. Biz yaklaşık 4 bin tane yumurtayı yetiştirmeye başladık. Yaklaşık yüzde 3 hayatta kalma oranıyla 150 kadar hayvan elde ettik. Istakoz yetiştiriciliğinin daha yaygın bir şekilde eskiden beri yapıldığı ülkelerde, kuluçkahanelerde yaklaşık hayatta kalma oranı yüzde 10 ila yüzde 15 arasında değişiyor. Biz de kısa süre içerisinde bu rakamlara ulaşabileceğiz. Elbette ki bu da doğada sayıları oldukça azalmış olan bu canlıların insan eli altında üretilerek desteklenmesi konusunda bize umut veriyor. Şu anda denize bırakmaya hazır 150 kadar hayvanımız var” diye konuştu.
HAFTADA BİR KABUK DEGİŞTİRİYORLAR
Prof. Dr. Umur Önal, yavru ıstakozların özellikle erken evrelerde haftada bir kabuk değiştirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Dolayısıyla her kabuk değiştirdiklerinde de boyları biraz daha artıyor. Şu anda bizim canlı hayvanlarımız 7’nci aşamadalar, 7 kere kabuk değiştirdiler ve yaklaşık 4 santimetre boya ulaştılar. Bizim yaptığımız pilot bir çalışma, ölçeğimiz küçük ama bu konuda açıkçası çok mutluyuz. Çünkü Türkiye’de daha önce ıstakozların bu boya getirilerek, yani denize salma aşamasına getirilerek yapıldığı bir çalışma yok. Bu konuda da ilk olduğumuz için ayrıca mutluyuz. Normalde bu hayvanlar 5 ila 8 haftalık arasında denize bırakılıyor, bizim hayvanlarımız 8’inci haftayı geçtiler. Müsilajın geçmesini bekledik. Ama Çanakkale Boğazı’nda daha önceden yapılmış bir resif alanı tespit ettik. Bu resif alanı yaklaşık 4 metre derinlikte ve yavrularımızı bu resif alanına önümüzdeki günlerde bırakmayı düşünüyoruz. Anne ıstakozu da denize bırakacağız, onu daha derine bırakmamız gerekiyor. Dolayısıyla ona da uygun bir bölge arıyoruz. İnşallah onu da en kısa sürede denize bırakacağız.”