Gündem

Kazdıkça Tarih Fışkırıyor…

Assos kazılarının bulguları yeni bir han ile Zengin evi oldu.

Hafta sonu Ayvacık’a taşınan Çanakkale Basını önce AK Partili Ayvacık belediyesi’ nin konuğu oldu.
21 Ekim dünya Gazeteciler günü nedeniyle kahvaltılı toplantıda konuk edilen Çanakkale basını daha sonra da Assos Antik kenti Kazı Heyetince misafir edildi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı ve Assos Kazıları Başkanı da olan Prof. Dr. Nurettin Arslan, gazetecilere tarih fışkıran Antik kente ilişkin bilgiler verdi.

Bizans Çağı Denilen Döneme Tanıklık…
Assos’ da ağırlıklı kazılar ve bulguları kamuoyuna sunuldu.

Hafta sonu Ayvacık’a taşınan Çanakkale basını, Bizans Çağı denilen Döneme ilişkin bilgilendirildi.
Ayvacık’ ın Ak Partili Belediye Başkanı Mehmet Ünal Şahin’ in, 21 Ekim Dünya Gazeteciler günü nedeniyle misafiri olan Çanakkale’deki basın kuruluşlarının temsilcisi ve çalışanları ardından da Assos Antik kentinde sürdürülen kazılara ilişkin adeta bilgi depoladı.
Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyü yakınlarındaki Assos Antik Kenti’nde yapılan kazılarda yeni bir han kalıntısı ortaya çıkarılmasına ilişkin detaylar da bu ziyaret esnasında alındı.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı ve Assos Kazıları Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, bu yıl gerçekleştirilen kazılarda ortaya çıkarılan yeni buluntular hakkında bilgileri, Antik kentte Çanakkale basınıyla paylaştı.
 Assos Kazı heyeti başkanı Prof. Dr. Arslan, “Bu yıl kazılar ağırlıklı olarak kentin iç kesimlerinde yer alan Bizans Çağı denilen dönemin kalıntılarını kapsıyor. Bu Bizans dönemi yapıları içinde bizim için önemli olan, antik kaynaklarda bilinen, ama şimdiye kadar ortaya çıkarılmamış, Batı Kapısı'nın gerisinde bulunan, insanların konakladığı ve hastaların tedavi edildiği ‘han’ yapısı olarak isimlendirilebilecek bir komplekse ait kalıntıları gün yüzüne çıkardık. Kompleksin kendine ait fırını, mutfağı, sarnıçları var. Buraya gelenlerin bütün ihtiyacını karşılıyor. Aynı zamanda da gelen insanların ibadetlerini yapması için mescit dediğimiz şapel de burada mevcut. O yüzden antik kaynaklarda böyle bir yapının sözü ediliyor. Bizans dönemindeki antik kaynaklar han konusunda bilgiler veriyor. Ancak hiçbirisi böyle bir yapıyı tanımlamamış ve arkeolojik kazılarda belirlenmemiş. O yüzden de bizim bulduğumuz yapı, tabi ki doğru tanımlama yaptıysak, eğer yanılmadıysak bu hanın nasıl olduğunu, nasıl işletildiğini, hangi mekanlardan oluştuğunu, bu mekanların hangi amaçlar için kullanıldığını buluntular sayesinde aydınlatabileceğiz. Örneğin odada birden fazla mermer masanın ele geçmesi burada insanların yemek yediğini gösteriyor. Küçük bir şapel ise insanların dini ibadetlerini yaptığını gösteriyor. Yine birden fazla sarnıç ve kuyuları var. Mutfak kısmı gibi bölümler var. Bunun dışında da insanların konakladıkları çok sayıda birbirine bağlanmış mekanlardan meydana geliyor. Ama hiçbir arkeolojik kazıda böyle bir yapı tespit edilememiştir. O yüzden, ilk defa Bizans dönemine ait ‘han’ dediğimiz bir yapıyı burada ortaya çıkardığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. İlk örneklerinden bir tanesi” diye konuştu.
 Bu yıl yapılan kazılarda Aşağı Agora olarak adlandırılan bölümde Bizans döneminde meydana gelen bir depremde yıkılmış konutları da ortaya çıkardıklarını belirten Prof. Dr. Nurettin Arslan, “Büyük bir ihtimalle bu kentin ileri gelen Bizanslı ailelerinden birinin ikamet ettiği büyük bir yapı kompleksini ortaya çıkardık. Bu konusun en büyük özelliği şüphesiz olasılıkla bir deprem nedeniyle yıkılmış olması. O dönemdeki yaşantının ortaya konması açısından bizim için önemli bir buluntu. Çünkü depremde yıkıldığı için olduğu gibi her şey kalmış. Bu da bize özellikle Bizans dönemindeki konutlarda kullanılan malzemeler ve yaşam şekli hakkında bilgiler vermekte. Bir evde hangi eşyalar vardı ve neler kullanıldı, bunları çözmek bizim için daha avantajlı” dedi.
 Antik kentte düzenleme faaliyetlerinin sürdüğünü de belirten Prof. Dr. Arslan, “Basit onarımlar yapılması gerekiyor. Özellikle geç antik dönemi yapıların onarılması gerekiyor, O yüzden bunların da hemen onarımlarını gerçekleştiriyoruz. İki büyük projemiz var. Biri ören yeri karşılama merkezi projesi. Bakanlık bunu tamamladı, Koruma Kurulu'ndan geçecek. Bu yıl büyük olasılıkla ihale edilecek. Ziyaretçilerin antik kenti daha rahat gezebilmesi için ana caddeleri açığa çıkartmak hedeflerimiz arasında. Antik kentin tiyatrosu ise Anadolu’nun en güzel tiyatrolarından bir tanesi, Restorasyon projesini hazırladı ve şuanda Rölöve Müdürlüğü'nde. O da bittiği zaman buranında restorasyonuna başlanacak. Böylelikle tiyatro, bu bölgede sosyal faaliyetlerin kullanıldığı nadir yerlerden biri olacak” diye konuştu.
Aristoteles’in Assos Antik Kenti'nde yaşamına ilişkin yazıt ya da heykel gibi bir kanıt bulmak istediklerini söyleyen Arslan, “Böyle bir iz bulursak bizim için mucizevi bir şey olacak. Ama bunun dışında uzun vadeli projelerin bir tanesi restorasyon projeleri. Özellikle, gimnazyum. Anadolu’nun en iyi korunmuş Helenistik dönemi gimnazyumlarından bir tanesi. Büyük bir yapı. Önümüzdeki yıllar tabi ki bu yapıyı ortaya çıkartmak istiyoruz. Burası sadece erkek çocukların 6 yaşından itibaren eğitim gördüğü bir kurum” dedi.