Avrupa'daki hızlı yayılımının ardından Türkiye'de de rastlanan Omicron varyantıyla ilgili, reel rakamların bilinmediğini ifade eden Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, bu varyantın henüz yaygın olmadığını söyledi. Görevli olduğu Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören hastaların tamamına yakınının Delta ve Delta Plus varyantına sahip vakalar olduğunu dile getiren Şener, "Sahada Omicron varyantı yaygın taramada olan bir varyant değil. Kendi klinik deneyimimize göre bu hastanede varyant taraması yapılan hastaların neredeyse tamamı Delta, Delta Plus varyantı şeklinde çıkıyor. Omicron için sahada yaygın olup olmadığını elimizde veri olmadığı için de söylememiz zor. Ancak gözleme dayalı sonuç çıkarabiliriz. Çünkü Omicron varyantının girdiği ülkelerde vaka sayıları ciddi sıçrama yapıyor. Türkiye'deki vaka sayılarında sıçramadan öte tam tersi düşme eğilimi var. Günlük ölüm sayıları da düşme eğiliminde. Dolayısıyla, tahminde bulunarak söyleyebilirim ki Türkiye'deki Omicron varyantı henüz yaygın değil" dedi.
'VAKALARDAKİ DÜŞÜŞ FIRSATI İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ'
Omicron varyantının baskın olduğu ülkelerde birdenbire olgu ve günlük vaka sayılarında ciddi tırmanışın göze çarptığını anlatan Prof. Dr. Alper Şener, Almanya, İngiltere, Güney Afrika ve ABD gibi ülkelerden örnekler verdi. Türkiye'de henüz Omicron varyantının çok yaygınlaşmadığını ve bu zaman dilimini iyi değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Şener, şu uyarılarda bulundu:
"Omicron girdiği her ülkede yıkıcı ve yaygın bir hasar bırakacağı için olabildiğince çok kişinin üçüncü doz aşılı olmasını istiyoruz. Üçüncü doz bağışıklama için hala zamanımız var. Çift doz aşılanmış kişilerin tam bağışıklığı bitme aşamasına geldi. İki doz aşılanmışlarda yaklaşık 6 aylık bir periyottan önce üçüncü doz aşılama gündemde değildi. Artık Omicron varyantının gündeme gelmesiyle birlikte hem Türkiye'de hem de dünyanın birçok ülkesinde üçüncü doz boşluğu öne doğru çekildi. Üçüncü dozu artırmamız gerekiyor. Hala Omicron varyantı için yeterince hazır değiliz. Omicron varyantı girdiği her ülkede günlük vaka sayılarını anormal arttırdı. Almanya 70 binlerde. Bu ülkeler nüfus sayıları bize yakın ancak aşılanma oranı bizden daha yüksek ülkeler. Buna rağmen üçüncü dozu geciktirdikleri ve maske, mesafe, el hijyeni önlemlerini erken kaldırdıkları için Omicron'un pençesi altına girdiler. Türkiye'nin bu aşamaya gelmeden önce bu zaman dilimini iyi değerlendirmesi gerekir. Önümüzdeki birkaç ay içinde daha yaygın Omicron vakaları deneyimlemeye başlayacağız. Sahada baskın hale gelmesinden önce vatandaşlar bir an önce üçüncü dozu olmaları gerekir."
Türkiye'de Covid-19 vaka sayılarının düşmesini yeterli bir bağışıklamaya ulaşılmış olmasına bağlayan Prof. Dr. Şener, Avrupa Birliği ülkelerine göre avantajlı konumda olunduğuna dikkat çekerek, "Vaka sayılarının şu an düşme trendinde olduğunu biliyoruz. AB ülkeleri ve diğerlerinden avantajlıyız. Salgının başından beri aynı kuralları uyguluyoruz. Almanya, İsrail dahil olmak üzere birçok ülke yasakları tamamen kaldırdı. Bu yasakların erken kalkmasının Omicron'da dezavantajını yaşadılar. Vaka sayıları ve ölü sayılarının düşme trendine girmesi bizim avantajlı olduğumuzu gösteriyor" ifadelerini kullandı.
'İNŞALLAH İYİ SENARYO TUTAR, KÖTÜYÜ ÇAĞIRMAYALIM'
Şener, Avrupa'daki bazı tahminlerin gelecek mart ayına kadar, Omicron varyantının yüzde 60-70 oranında baskın olacağını ve sahadaki virüslerin tamamının Omicron varyantı olacağını ileri sürdü. Türkiye'nin mevsimsel avantajına da dikkati çeken Şener, "Mart ayına kadarki dönemde bu periyodu hasarsız atlatırsak virüs, kapalı alandan çıkıp açık alana girdiğimiz ilkbahar döneminde dolaşıma başlayacak. En büyük sıkıntımız ilkbahara kadar kendimizi koruyabilmemiz. Omicron varyantının bizi teğet geçmesini istiyorsak ki bu iyi senaryo, maske, mesafe, el hijyeninden hiç taviz vermeden kışı kapalı alanlarda seyreltik geçirmemiz gerekiyor. Olabildiğince az kişiyle temas etmeli, aşılama yelpazesini yüksek tutup, üçüncü dozu ısrarla takip etmemiz gerekiyor. Eğer bu strateji tutarsa Omicron varyantının yaygın ve yıkıcı etkisini ülkemizde görmeyiz diye ümit ediyorum. İnşallah iyi senaryo tutar, kötü senaryoyu çağırmayalım" dedi.