Gündem

Çanakkale Türküsü Kastamonu’ya Değil Çanakkale’ye Ait

Çanakkale Savaşlarında yaşanan zorlukların, Anaların cepheye gönderdiği kınalı evlatlarının acısını bir asır sonra bile yüreğimizde hissettiren Çanakkale Türküsünün Çanakkale’ye ait olduğu ispatlandı.

Çanakkale Ankara Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Atay başkanlığında yapılan araştırmalar sonucunda Türkünün Çanakkale’ye ait olduğu ortaya çıktı. Yapılan çalışmalar ile ilgili bilgiler veren Dernek  yönetim Kurulu üyesi Dr. M. Naili Özer  “Şu ana kadar verilen bilgiler ışığında, bu türkünün çıkış noktası ve yeri kesinlikle Çanakkale’dir. Kısaca, Merhum Sanatçı Muzaffer Sarısözen’in derlemesi dışında tüm kaynak ve beyanlar, Çanakkale Türküsünün  Çanakkale’ye ait olduğunu göstermektedir” dedi.

Boğaz Medya Sosyal Medya Hesaplarında gerçekleştirilen Canlı Yayın konuğu olan  Çanakkale Ankara Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Atay ve yönetim Kurulu üyesi Dr. M. Naili Özer,  Boğaz, Çanakkale Türküsünün bir asırdır nereye ait olduğunu bulmak için yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdiler. Bir asırdır her söylendiğinde gönüllerimizin tellerini titreten  Çanakkale Türküsünün Çanakkale’ye ait olduğu ispatlandı. Türkü ile ilgili yapılan çalışmalar ile ilgili Canlı yayında bir sunum yapan Dr. M. Naili Özer  “ Çanakkale Savaşlarında hep 23 bin şehidimizin olduğu ifade edilir. Ancak benim yaptığı ve güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgilere göre Çanakkale savaşlarına katılan asker sayımız 255 Bin 700 civarında.  5 Bin 200 civarında subayımız var. Şehit sayımız ise 57 Bin 263. niye bu bilgiyi verdik? Savaşa 260 bine yakın askerimiz katılmış ve savaşta bu askerlerimizden 58 bine yakını şehit olmuştur. Bu savaşta sağ kalanlar ki bu sayı yaklaşık olarak 200 bin. 200 bin askerimiz savaştan sonra evlerine dönmüş memleketlerine gitmiştir. Bu savaşa katılarak savaş sonrasında memleketlerin dönen askerlerimiz büyük olasılıkla memleketlerine Çanakkale Türküsünü de götürmüşler. Çanakkale Türküsünün gerçek kaynağı Çanakkale ve Çanakkale savaşından geliyor” dedi.
Kastamonu Türküsü Olarak Gösteriliyor
Dr. Özer “ Çanakkale Türküsünün bir Kastamonu Yöresi türküsü olduğu ile ilgili durum radyo yayınları ile 1950’li yıllarda başlamış ve ilginçtir ki Çanakkale’de bu konu ile ilgili bir itirazında olmadığını görüyoruz o dönemde. Bu durum 1973 yılına kadarda bu şekilde devam etmiş.  Muzaffer Sarısözen’in 1952 yılında türkümüzün bildiğimiz notalarını yayınladığını görüyoruz. Muzaffer Sarısözen’in bu tarihte yayınladığı güfte var. bu güftede 4 beyit verilmiş. Nakaratlarda da ‘Offf Sağolsun Anam’ var. Bu nakaratlar türkümüzün hiçbir yerinde yok şuan. Bu nakarat biliyoruz ki ‘Off Gençliğin Eyvah ’ tır. Araştırmam sırasında Çanakkale türküsünün, TRT Müzik Dairesi Yayınları Türk Halk Müziği Repertuvarı’nda 461 sıra numarasıyla yer aldığını, . Eserin notasının 22.11.1973 tarihinde Repertuvar Kurulu tarafından kabul edildiğini ve ‘Çanakkale İçinde’ başlığı ile yayımlandığını gördüm. Türkünün yöresi ise Yöresi Kastamonu, kaynak kişi ise  İhsan Ozanoğlu ve derleyen Muzaffer Sarısözen olduğu görülüyor. Türkünün yöresi Kastamonu ama türkü Çanakkale türküsü yani Çanakkale savaşlarını anlatan bir türkü. Bu belgede türkünün Kastamonu’ dan derlendiği belirtiliyor.
 Türkü Kastamonu’da Ortaya Çıkmış
Özer “ Çanakkale Türküsünde İhsan Ozanoğlu çok önemli. İhsan Ozanoğlu’nun 1982’de Musiki Mecmuası’nda yayımlanan yazısına göre, Sarısözen, Çanakkale Zaferi’nin 30. yıldönümü dolayısıyla kaynağını bulamadığı Çanakkale Türküsü için Ozanoğlu’na telefon etmiş, O da, türküyü Kastamonu’nun Varencik köyünden Rüveyde Hanım’dan derleyip notaya almış ve Sarısözen’e postalamıştır. Ozanoğlu ile Sarısözen, nota ve güftenin posta ile zamanında ulaşamayacağını fark edip, çareyi telefon ile görüşmekte bulmuştur. Daha sonra Ozanoğlu, ‘Sazımı aldım göğsüme. Kabinde mikrofon başında hem çaldım hem de notasını dikte ettim. O gece benim verdiğime benzer şekilde çaldılar. Lakin 20-25 senedir yayımlarken; ‘Çanakkale Türküsü, İhsan Ozanoğlu’dan alınmıştır.’ diyemezler.’ demiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Folklör  Daire Başkanı  olan Kastamonulu Nail Tan ile yaptığı bir görüşmedeyse, türküyü Çanakkale’de savaşmış Küreli bir askerden öğrendiğini söylemiştir” dedi.
 Öğrenci’nin Annesine Yazdığı Mektupta Çanakkale Türküsü Detayı
Dr. M. Naili Özer “Türküler, halkların sosyal yapıları,  yaşamları ve duygularına dair birçok bilginin bugünkü nesillere  aktarılmasında  büyük rol oynamaktadır. 1950’li yıllarda  Kastamonu’da bulunup, derlendiği gerekçesiyle Kastamonu Türküsü diye anılan Çanakkale Türküsü hakkındaki gerçeklik nedir? O  yıllarda ve öncesinde türkü başka yerlerde söylenmiş midir? Yazılı belgeler var mıdır? Konu ile ilgili bulabildiğimiz kaynaklara göz atalım. Çanakkale Türküsü ile ilgili elimizdeki en eski kaynak bir mektup. Bu mektup lise bir öğrencisi olan Seyfullah Nutku’nun annesine yazdığı mektup. Mektupta şu cümleler yer alıyor.  “ Sevgili Anneciğim, Canımıza tak diyen iki yıllık gurbet hayatından artık kurtuluyoruz. Sana ve aileme kavuşacağım için seviniyorum. Mektebimizi alıyorlar, hastane olacakmış, bizi de İstanbul’daki mekteplere dağıtacaklarmış. Hocalarımızın çoğu da askerlik hizmetine gidiyor, büyük sınıflar da gönüllü yazılacaklarmış. Bugün Türkçe hocamız sınıfa geldi, ama çok kalmadı, bize veda etti. Bize; ‘Zamanı gelince cephede yapılacak vatan hizmetinin mektepte yapılan hizmetten daha kutsi olduğunu’ söyledi. Birkaç günden beri Çanakkale sokaklarından askerler geçiyor. ‘Çanakkale içinde Aynalıçarşı,  Anne ben gidiyorum düşmana karşı’ türküsünü  söylüyorlar. At üstünde zabitler, top arabaları, mekkare ve deve kervanları sokağımızı doldurdu. Harp olacakmış. İngiliz ve Fransız harp filoları boğazın dışında dolaşıyormuş. Buraları bombardıman edeceklermiş. Bu bombardımanı görmek isterdim, ama yakında Çanakkale’den ayrılacağız.  Ama size kavuşacağım ben. Beybabamın, sizin ellerinizi öper kardeşlerime selam ederim. Bu mektupta Çanakkale sokaklarından geçen askerlerin ‘Çanakkale içinde Aynalıçarşı, Anne ben gidiyorum düşmana karşı’ türküsünün söylendiği ifade ediliyor. Demek ki o tarihte Çanakkale türküsü var. 29 Eylül 1914 tarihli bu mektup, Emrullah Nutku’nun Bu önemli kaynak olan mektup ‘Denizci Gözüyle Çanakkale Şanlı Tarihine Bir Bakış’ adlı kitabında yer alıyor. . Mektubu yazan Seyfullah,  1903 doğumlu olup savaş arifesinde Çanakkale Sultanisi (lisesi) birinci sınıf öğrencisidir ve  yazarın kardeşi” dedi.
Çanakkale Savaşlarında Tekrar Canlanan Bir Eski Bir Türkü
Çanakkale Türküsü araştırmaları sırasında çok ilginç bilgilere de ulaştığını anlatan Özer “Mahmut Ragıp Kösemihal, 1935 yılında Musiki Mecmuasın’da, bu türkünün Çanakkale Savaşları sırasında yeniden canlandığı ve zamana uygun mısraların araya katıldığı, hatta Vahit Lütfi Bey’in bu türkünün 1. Dünya Savaşı’ndan çok önce söylendiğini kendisine anlattığını ifade eder. Çanakkale Türküsü ile ilgili bir başka bulguda Şamlı Selim tarafından 1915 yılında yayımlanan Risale-i Musikiyye isimli dergide Çanakkale Marşının Darülhan’ın Keman Öğretmeni Kemani Kevser Hanım  tarafından bestelendiği ve marşın  ikişer mısralı on iki bentten oluştuğu belirtilmiştir. Burada Çanakkale türküsünün bir anonim türkü değil marş olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca Kosovalı Dr. İrfan Morina, Üçüncü Uluslararası Türk Folklor Kongresinde sunduğu söyleşisinde, türkünün, Arnavutça ve Boşnakça olarak, uzun yıllardan beri söylenegeldiğini bildirmektedir. O dönemde Kültür Bakanlığı, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından 67 ili kapsayan anket çalışmasında, İstanbul/Üsküdar’da 1936 yılında doldurulan  anket fişinde Çanakkale Türküsü'nün iki beyiti yer almıştır. Türküyü söyleyenin adı Abdullah, yaşı ise 56’dır. Mütekait olan kaynak kişinin, çaldığı çalgı ile ilgili kısım boş bırakılmıştır. Eseri Üsküdar’da, genel savaş sıralarında öğrendiği ifade ediliyor. Bir başka bilgide ise 1966 yılında askeri marşların toplandığı bir antolojide, Ethem Ruhi Üngör’ün “Türk Marşları” adlı kitabında yayımlanan “Çanakkale Marşı”nın  nota ve sözlerinin, Eyüplü Destancı Mustafa Şükrü Efendinin  1917-1918 yıllarında bastırıp 30 paraya sattığı  Çanakkale Destanı’ndaki  ile aynı olduğu görülür.
Yabancı Sanatcılarda Çanakkale Türküsünü Derlemiş
Özer açıklamasında “Çanakkale türküsü” ‘ nun yabancı sanatçılar atarfındanda erlendiğin dikkat çekerek 1917-1918 yıllarında Çanakkale savaşlarında bulunan bir alman subayı olan ve aynı zamanda derlemeci olan Willi Heffening tarafındanda derlendiğine dikkat çekerek “ Tam dört değişik ‘Çanakkale Türküsü’ derleyen ve 1917-1918 yıllarında Türkiye’yi gezen Alman derlemeci Willi Heffening ise, Çanakkale türküsünün kaynağı olarak Eskişehirli Ahmet oğlu Cemalettin, Memleketi bilinmeyen Mehmet adında bir kişi, Konya Beyşehirli Yusuf oğlu Mehmet ve Erzurumlu Mustafa Onbaşı’yı kaynak gösterir.” dedi.
 Çanakkale Türküsü İle İlgili En Önemli Araştırma Eray Cömert’e Ait Araştırmadır
Özer Çanakkale Türküsü ile ilgili en önemi araştırmanın İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Türk Müziği Anabilim dalı öğrencisi Eray Cömert’in “Kültürlerarası Etkileşim Sürecinde Tarihi Kimliği İle Çanakkale Türküsü Ve Varyantları Üzerine Analitik Bir Bakış adlı  Haziran 2011 tarihli yüksek lisans tezi ile yapıldığını ifade ederek “İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Türk Müziği Anabilim dalı öğrencisi Eray Cömert’in Haziran 2011 tarihli yüksek lisans tezinde, türkünün,  güfteleriyle birlikte 40 adet nota, kaynak ve tarihleriyle sıralanmıştır. Muzaffer Sarısözen’in 1952 yılında TRT arşivine giren çalışmasından önceki tarihlerde bulunan pek çok kaynaktan   on tanesini listeledik” dedi.
Türküler Bir Yerden Çıkar Ve Dağılır
Özer açıklamasının son bölümünde şunları söyledi.” Biz Çanakkaleliler olarak hiçbir zaman ‘Ordunun Dereleri’ ‘Niksarın Fidanları’ türkülerine sahip çıkmamışızdır. Şimdiye kadar Çanakkale Türküsü ile ilgili 1950 yılı öncesinde bulduğumuz kaynaklarda birçok il de bir çok yörede türkünün derlendiğini görüyoruz. Ama Çanakkale türküsü bir Konya Türküsüdür bir Kerkük Türküsüdür diye Çanakkale Türküsüne sahip çıkmamıştır. Bu konuda sadece türkünün bir Kastamonu türküsü olduğuna yönelik durum var. Türküler, gittiği her bölgede bazı değişiklere uğrar. Bu nedenle her zaman olduğu gibi türkülere birçok bölgede sahip çıkılabilir. Bazı türkülerin çıkış yerleri bilinir. Bu türküler genellikle tarihi olaylarla örtüşen türkülerdir. Şu ana kadar verilen bilgiler ışığında, bu türkünün çıkış noktası ve yeri kesinlikle Çanakkale’dir. Kısaca, Merhum Sanatçı Muzaffer Sarısözen’in derlemesi dışında tüm kaynak ve beyanlar, Çanakkale Türküsünün  Çanakkale’ye ait olduğunu göstermektedir.” dedi.
Şerife Erdem