Gündem

Çanakkaleli bayanlara müjde! Kozmetik kliniği hizmete girdi

Geçmişten günümüze kadınların ilgi odağı olan kozmetik uygulamalar şimdi Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hizmete girdi.

Bu girişimin öncüsü olan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Zerrin Öğretmen, klinikte bir çok hizmetin verildiğini söyledi. 
Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Profesör Doktor Zerrin Öğretmen, Kozmetik Polikliniği’nde saç dökülmesi, kırışıklıkların giderilmesi, ciltte çeşitli sebeplerden oluşan lekelerin giderilmesi, akne izleri gibi kozmetik sıkıntıların tedavi edilebileceğini söyledi. Prof. Dr. Öğretmen, “Bazı kişiler kullanmaları gereken kozmetik konusunda bizden danışmanlık istiyorlar. Yoğun poliklinik hizmetleri arasında bizim birkaç dakika içerisinde hastaya hastalığıyla ilgili bilgi verirken kozmetik danışmanlık için ayrıca vakit ayırmamız mümkün olmuyor. Biliyorsunuz, bir çok kremler var. Hanımlar bunlara çok meraklı, gündüz gece kremi, boyun kremi, göz kremi, leke kremi. Bunlar hakkında ayrıntılı bir bilgi vermek için hastalara ayrıca vakit ayırıyoruz. Bunun için bir uzman doktor bu amaçla randevu alan hastalara bu konuda bilgi veriyor. Örneğin, ‘nemlendirici hangisini kullanayım?’ veya ‘leke giderici hangisini kullanayım?’ dediği zaman hastalar bunlara biz hastalara anlatabiliyoruz. Bu SGK’nın hizmeti dışında bir uygulama oluyor. Bunun için sekreterden ayrıca randevu almaları gerekiyor. Bunun dışında, kim gelip randevu alırsa ve bu konuda hizmet almak istiyorsa, baylar da olabilir. Onlarında nemlendirici ve bir takım bakım ürünlerini kullanmalarına ihtiyaçları oluyor. Örneğin ‘hangi şampuanı kullanayım?’ diye erkek hastalarımızda geliyor. Bunlara hasta dememizde doğru değil aslında. Danışmanlık hizmeti isteyen vatandaşlarımız diyoruz. Bu danışmanlık ücreti SGK’sı olmayan biriyse poliklinikliğe başvurduğu zaman ne kadar ücret ediyorsa o kadar ödeniyor” dedi.
Kozmetik uygulamaların da yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Öğretmen, “Peeling yapabiliyoruz isteyenlere. Bu peeling daha çok yaz aylarında yapılmadığından sonbahar ve kış aylarında yapılıyor. Bunu da isteyen hastalara, bayan veya erkek lekesi olanlara veya anti ageing amaçlı yani çizgilerin, kırışıklıkların giderilmesi amacıyla uygulama yapılıyor. Fiyatlarımız sağlık bakanlığının tespit ettiği fiyatlar şeklinde. Bunu isteyenler internetten de görebilirler. Orada araştırma ve hastaneleri ve üniversiteler için kozmetik uygulama fiyatları var. O fiyatları uyguluyoruz biz. Farklı bir fiyatımız yok. Ek ilave ücret almıyoruz. Bizim tabi dışarıya göre biraz daha ucuz uygulamalarımız. Bu neden diyecek olursanız biz dışarıdaki yerler gibi kira ödemiyoruz, hemşirenin veya diğer sağlık personelinin maaşını biz ödemiyoruz. Onun için bizim fiyatlarımız biraz daha uygun, devletin olanaklarını kullandığımız için. Aslında kullandığımız ürünler oldukça kaliteli bu bakımdan kendimize güveniyoruz. Bunun dışında mezoterapi yapabiliyoruz. Mezoterapide isteyenler için özellikle gençleşme amaçlı veya saç dökülmesi olanlarda saç sıklığını arttırmak için mezoterapi yapabiliyoruz. Trombositten zengin plazma enjeksiyonları yapabiliyoruz. Bunlarda yine saçı dökülen hastalar için veya cildi kırışmış olan, erken kırışmış olan ya da cildinde lekesi olanlar için yaptığımız uygun tedaviler” diye konuştu.
Kışın cilt bakımına dikkat
Kışın bulunulan çalışma ortamının kuru olmasına bağlı olarak derinin de kuruduğunu anlatan Prof. Dr. Zerrin Öğretmen, “Kış aylarında biz daha az terliyoruz. Bir de bu kuru deri üzerine soğuk eklendiği zaman cilt kuruluğu ve cildin tahriş görmesi daha da artıyor. Bunlar kış aylarında ortaya çıkan sorunlar. Cildimizde bir de kış aylarında daha uzun banyolar yapılıyor, sıcak suyla. Bu banyolarda cildi kurutan bir başka faktör. Artı biz kış aylarında daha az sıvı alıyoruz daha az su içiyoruz. Bunlarda cildi kurutuyor. Fakat cildin kuru olması başlı başına bir kaşıntı nedeni. Çünkü cilt kuruluğu olduğu zaman, bir kere kuru cilt pul pul olur üzeri, üzerinde minik yarık çatlaklar olur. Bunlar bir de rüzgarla karşılaştığı zaman şiddetli kaşıntıya neden olabilir. Bizim derinin dışında aslında asit manto dediğimiz asit manto vardır. Bizim cildimizi dış etkenlerden korur. Biz sık sık ellerimizi yıkarsak ellerimiz kurur. Çünkü bu asit manto iki saatte bir salgılanır. Eğer siz elinizi iki saat içinde üç kez yıkıyorsanız elinizin üzerinde bu koruyucu manto oluşmayacaktır. Oluşmayınca da eliniz korunmadığı için direk bu soğuk ellerinizi kötü etkileyecektir. O yüzden soğuklarda elin hem nemlendirici ile korunması hem de eldivenle korunması gerekiyor. Yani sadece nemlendirici kremler ya da sadece koruyucu kremler değil bunlar kuruluğa karşı etkili, cildin o bariyerini güçlendiriyor. Fakat bir eldiven de giyilmesi gerekiyor yani soğuğa karşı da cildimizi korumamız gerekiyor. Cildimizde en çok yağlı bölgeler, burunda mesela burun kenarları, kaş çevresi, saçlar, göğüs ön bölgesi bu kısımlar cildin yağlı bölgeleridir. Ama bunun dışında kalan bölgelerde cildin yağ bezleri daha azdır. Örneğin kollarınız, bacaklarınız, gövdeniz bu bölgeler daha çok kurur. Banyoda uzun süre bunları keseliyorsanız ya da kurutan sabunlarla yıkıyorsanız daha sık kurur. Onun için bu tür uzun banyolar özellikle sıcak banyolar, banyoda keseleme bunların kış aylarında yapılmaması lazım çünkü cilt daha da kurur. Ya da bunları yapıyorsak hemen banyo çıkışında cildi banyo yağlarıyla yağlamamız gerekir. Çünkü kaybettiğimiz cildin o üzerindeki tabakayı bizim yerine koymamız gerekir. Bunun dışında günlük nemlendiricilerde kullanmamız yararlı olur. Kollarımız, bacaklarımız, gövdemize günlük nemlendiricileri kullanırsak ki bunlar çoğu üreli nemlendiricilerdir. Üreli nemlendiriciler cildin hem üstündeki ölü tabakasını yok eder yani bizim banyoda keselendiğimiz zaman nasıl ölü tabakayı atıyorsa bu üreli nemlendiricilerde ölü tabakasını yok eder. Yani bizim banyoda keselendiğimiz zaman nasıl ölü tabakayı atıyorsak bu üreli nemlendiricilerde ölü tabakayı yok eder. Cildin pul pul görümünü ortadan kaldırır ayrıca o asit tabakayı koruyucu bir kat oluşturmuş olur. Böylece cildimizde soğuktan tahriş olmaz, kuruluğa bağlı kaşıntı hissetmeyiz. Bu yüzden cildin özellikle kol ve bacak kısımları kış aylarında nemlendiricilerle korunmalıdır. Eğer kuru bir cildiniz varsa nemlendiriciyle korumazsanız, bunun üzerine giyeceğiniz yün giysiler çok fazla tahrişe neden olur. Özellikle kış aylarında yün, akrilik polar bu tür şeyleri çok giyiyoruz. Bütün bu sentetik ürünler kuru cilt üzerinde şiddetli tahrişe yol açar ve kaşıntıyı arttırır” diye konuştu.