Gündem

Şikayetçi Hemşehri Pes Etmiyor…

Savcılığa ve Valiliğe Şikayeti ile Hakkında Soruşturma İzni Çıkardı. Şimdi Süreci Takipte; Dilekçesinde yazdı. “ ‘Red’ Gerekli, Gerekçelerim Var…”

Çanakkaleli Vatandaş, Danıştay Birinci Dairesi’ ne, Hukuki Süreç Üzerine Yeni Bir Girişimde Bulunmuş.
 
CHP’ li belediye Başkanı Gökhan hakkında Suç  duyurusunda bulunan  Çanakkaleli Hukukçu vatandaşın, İç İşleri bakanlığı’ nın  soruşturma  izni  kararı vermesine yol açan Şikayetinin takipçisi olduğu öğrenilirken, 7 maddelik Red isteminin gerekçeleri de ortaya çıktı.
 
Alınan bilgiye göre, İç İşleri Bakanı Soylu’ nun imzası ile verilen ‘Soruşturma izni’ kararının tebliğinden itibaren,  yasal  olarak  tanınan süre  içinde  ‘Danıştay  Birinci Dairesi’ ne sunulmak  üzere  Çanakkale Valiliği’ne  bir dilekçe ile yeni bir başvuruda bulunan Çanakkaleli Hukukçu vatandaş, dilekçesinde;   
 
“Belediye Başkanı’ nın soruşturma  izni  kararına  yaptığı  itirazların  reddine  karar verilmesini  talep  ediyorum. Gerekçelerim var” görüşünü savundu.
 
Hukukçu hemşehrinin, Şikayet dilekçesi ile Bakanlıktan çıkan Soruşturma izni kararı ardından, yeni girişiminde dikkat çeken diğer detay ise;
 
Kayyum Atanan Şehit Kaymakam ‘Safitürk’  Hatırlatması Oldu.
-----------------------------------
Şehit Kaymakan Safitürk Hatırlatması ile;
 
“İtiraza Red” Talebi…!
-----------------------------------
Çanakkaleli Hukukçu vatandaşın, CHP’ li belediye Başkanı Gökhan hakkında soruşturma izni veren İç işleri Bakanlığı kararına yol açan Şikayetinin ardında durduğu öğrenildi.
 
Hukukçu Hemşehrinin Danıştay’ a sunulan dilekçesinde; Belediye Başkanının itirazının neden  red  edilmesi  gerektiğine  dair,  çarpıcı  gerekçe   ve  ifadelerde bulunduğu gözlendi.
 
Başkan Gökhan hakkında Suç duyurusunda bulunan vatandaşın , Danıştay Birinci Dairesi’ ne sunduğu  yeni  dilekçesinde; Ülkenin içinde bulunduğu  zor  koşullar  nedeniyle,  OHAL’in gerekliliğine  vurgusu da göze çarpan bir detay oldu.
 
Dilekçede ayrıca Mardin’in Derik İlçesine kayyum olarak atanan ve Şehit edilen Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk’ e de değinildiği gözlendi. 
      
İŞTE O DİLEKÇE;
Çanakkaleli hukukçu vatandaşın, Danıştay Birinci Dairesi’ ne sunulmak üzere, İç İşleri bakanlığı kanalıyla Çanakkale Valiliğine verdiği dilekçesinde,
Dilekçeyi  Sunan  kısmındaki ( Müşteki  ) anlatımı da dikkat çeken bir b.aşka detay oldu.
 
İç İşleri Bakanlığı’ nın, 21 Aralık 2016 Tebliğ tarihli kararından söz edilen dilekçede;
Dilekçe  İçeriği   ve ( Talep  ) diye anlatılan ise;
 
İçişleri Bakanlığı’nın, Çanakkale  Belediye  Başkanı hakkında vermiş olduğu  “ soruşturma  izni “  kararına karşı   adı geçen Belediye  Başkanı tarafından yapılan  tüm itirazların reddine  karar verilmesi  ve  bakanlık   kararının  hukuka uygunluğunun onaylanması    talebini   içermektedir”  şeklinde yer verilen  kısım oldu.
 
ŞİKAYETİ İLE SORUŞTURMA İZNİ ÇIKARDI.
Çanakkaleli hukukçu vatandaşın, hakkında şikayet dilekçesi yazdığı ve ardından da İç İşleri Bakanlığı’ na, Savcılık tarafından ‘Hakkında soruşturma açma izni’ talep edilen istemine olumlu yanıt gelmesi ile Çanakkale gündemine bomba gibi düşen ‘Soruşturma izni kararı’ na yönelik yeni detay,  Soruşturma iznine yol açan şikayet sahibi hemşehrinin ‘İtiraza Red’ talebi oldu.
 
Çanakkale belediye başkanının itirazının neden Red edilmesine gerekçe olarak, dilekçesinde 15 Temmuz hain girişimini gösteren Çanakkaleli hukukçu vatandaş,
 
“15  Temmuz  gecesi hain ve  sinsi  bir örgütün  ülkeyi işgal etme,   bütün demokratik  kurumları  yıkma  planlarının  ve  bu planları    gerçekleştirme girişiminin  açığa  çıktığı  bir  tarih  olması  bakımından  son derece  önemlidir.  O gece Türk halkı  ülkesine ve    seçim sandığına  yansıttığı  iradesine   canı ve  yaşamı  pahasına  sahip  çıkmıştır. Ancak bu darbe   girişimi  ve  darbeci örgütün destek verdiği  terör eylemlerinin 15  Temmuz  gecesiyle  sınırlı olmadığı da  bir  gerçektir. Daha  darbenin bastırılmasından, darbecilerin etkisiz hale  getirilmelerinden hemen sonra  bunun  artçı dalgalarının geleceği  biliniyordu. Hükümetin  OHAL ilanının  temel nedeni de buydu. Ülkenin içinde bulunduğu zorlu koşullar olağan hukuk  düzeninin işleyişini geçici olarak    kısıtlamayı  kaçınılmaz  hale getirmişti.
 
OHAL koşullarında  ülkenin geleceği açısından darbe girişimin yol açtığı  tahribatları gidermek , demokrasiyi restore etmek için  KHK’ler ile  ivedilik  arz eden konularda  tedbir  niteliğinde kararlar alınmakta. Bölücü terör örgütüyle  ilişkileri  çok kuvvetli delillerle saptanmış bazı belediyelere kayyum atanması da ivedilik arz eden konulardan biri  Bu belediyelerin bölücü    terör  örgütüyle bağlarını koparmak , söz konusu  belediyeleri    yöre  halkına hizmet götüren ,yöre  halkı ile devlet  arasında bağları koruyan ve  kuvvetlendiren kurumlar haline getirmek  hükümetin  gündemindeki can alıcı meselelerden    birini  oluşturuyor. Kayyum atamaları bu  koşullar altında ve bu amaçlar  doğrultusunda  yapılmakta” diyerek, dikkat çeken bir başka anlatımda da bulundu.

Belediye başkanı Gökhan hakkında soruşturma izni veren İç İşleri bakanı Soylu imzalı karara, Başkan Gökhan tarafından yapılan itiraza, ‘ red’ kararı çıkması istemi ile  Danıştay Birinci Mahkemesine sunulan dilekçede, 7 maddeden oluşan gerekçeler şu anlatım ile kaleme alındı;
 
“Kayyum atamalarının hemen ardından bölücü örgüt sözcüleri bu kayyumları tanımayacaklarını,  kayyumlara karşı şiddet uygulayacakları  belirtmiş ve tehditler savurmuşlardır. Nitekim ve maalesef  kendilerinden bekleneceği  üzere şiddete başvurmuşlardır da.  Mardin’in  Derik ilçesi belediyesine kayyum olarak atanan kaymakam  Muhammet  Fatih Safitürk   bölücü terör  örgütünün haince bir planıyla  makamına  bomba  konularak  şehit edilmiştir. Bölgede kayyum olarak atanan diğer görevlilere de  saldırılar gerçekleştirilmiştir.
 
Bütün bu saldırılar bölücü örgütün  kayyumları  tanımayacağını  duyurmasından sonra  gerçekleştirilmiştir. Maalesef , hakkında soruşturma  izni verilen  Çanakkale  Belediye Başkanı  da,   İçişleri  Bakanlğı’nın kararında  vurgulandığı  üzere,  bölücü örgüt sözcülerinin  söylemleri  paralelinde    beyanlarda  bulunuştur.  Belediye Başkanının  sözlerini  bölücü terör  örgütünün  kayyumlara yönelik  tehditler savurduğu    bir dönemde ve koşullarda sarf etmiş  ,  basına  bu yönde açıklamalarda bulunmuş  olması sorumluluğu gerektiren bir  durumdur.
 
Terörle mücadelenin   uzun ve hatta  ortada  vadede   amacına  ulaşabilmesi  , etkili olabilmesi    bazı özgürlüklere kısıtlamalar getirilmesini kaçınılmaz kılmaktadır. İfade  özgürlüğü de bu özgürlükler arasındadır. OHAL koşullarında    bölücü terör örgütüne , bu örgütün uzantı ve bağlantılarına  karşı yürütülen mücadeleyi sekteye uğratacak  ve  terörle mücadele yürüten  devlet güçlerinin cesaretini kıracak nitelikteki  beyanların kabul edilemez olduğu , bunların  cezai  sorumluluk gerektireceği  açıktır.Bakanlığın soruşturma  izninde de  bu koşullar altında  ifade özgürlüğünün  terörle mücadeleyi sekteye uğratacak tarzda  kullanılmasına izin verilemeyeceği vurgulanmıştır.
 
Oysa ,  Çanakkale  Belediye Başkanı’nın      soruşturma  iznine  konu olan sözleri kararda belirtildiği üzere  “.. terör örgütü PKK’nın tehdit  dolu söylemleriyle paralellik arz  “ etmekte ,   “ terörle  mücadeleyi sekteye uğratabilecek “  niteliktedir.Bakanlığın  vermiş olduğu  soruşturma  izninde hiçbir   bir  isabetsizlik yoktur. Karar  herhangi  bir  hukuka  aykırılık da  taşımamaktadır.
 
Hakkında   İçişleri Bakanlığı’nca  soruşturma  izni verilen  Çanakkale  Belediye Başkanı’nın   kayyumları  tanımayağına , muhatap  almayacağına  dair  sözleri yukarıda belirtilen koşullar  gözönüne  alınarak  değerlendirilmiş ve  hakkında  soruşturma  izni  verilmiştir. Dolayısıyla İçişleri  Bakanlığı’nın   gerekçeleri yerinde ,  isabetli ve hukuka  uygundur. Bakanlık bu kararı   görevli müfettiş tarafından yürütülen kapsamlı bir ön soruşturmaya  dayanarak   ve  hazırlanan raporu değerlendirerek  vermiştir”

Erdem Sürek