Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bireyler arasındaki iletişimin boyutu da değişmeye başladı. Cep telefonlarının insan hayatında büyük yer kaplamasıyla birlikte insanlar önce birbirlerini telefonla arayarak iletişim kurmaya başladı.
Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte de gerek sosyal medya gerekse anlık mesajlaşma uygulamaları iletişim kurmada önemli bir noktaya geldi. İnsanlar birbirlerini aramak ya da yüz yüze buluşmak yerine birbirlerini sosyal medya üzerinden takip ederek, anlık mesajlaşma uygulamaları ile iletişime geçiyor. Uzmanlar ise bu durumun insanları sosyalleştirmek ve iletişimi arttırmak yerine, yüz yüze iletişimde kaygıya neden olduğunu ve yalnızlaştırdığına dikkat çekti.
"Sosyal ihtiyaçlar sosyal medyadan görülüyor" Sosyal medyanın insan hayatı üzerinde büyük bir yer kaplamasıyla birlikte insanların yabancılaşıp yalnızlaştığına dikkat çeken Psikolog Selcen Etyemez, "Sosyal medyanın kullanılmasıyla insanlar, yabancılaşıp yalnızlaşıyorlar. İletişim kurma ihtiyacı hissetmemeye başlıyorlar. Eve kapanmıyor.
Gerekli ihtiyaçlarını sağlamak için illaki dışarıda, sokakta. Ama onun ihtiyacı haricindeki bir şey için vakit ayırıp harcamıyor. Sosyal medyanın kullanıldığı en yoğun şey sosyalleşmek. İnsanlar oradan birbirlerini takip ediyor. Tanışıyor. Ailelerini bazen oradan takip ediyor. En yakınıyla ilgili önemli haberi bile oradan alıyor. Bunun sebebi birbirini aramamak sormamak. Çünkü bu yaşamını devam ettirmesi için çok önemli bir durum değil birini aramamak.
O yüzden o temel ihtiyacı olarak hissetmediği için sosyal medyadan hayatı yürütmeye çalışıyor. Öyle olunca da yalnızlaşıp yabancılaşıyoruz iletişime" dedi. Yüz yüze iletişim kurmada kaygı artıyor İnsanların iletişim kurma alışkanlıklarının anlık mesajlaşma uygulamaları üzerinden gelişmesi, yüz yüze iletişim kurmada kaygıya neden olduğuna dikkat çeken Etyemez, "Sosyal medyanın olumlu yönleri tabi ki var. İş aracı olarak kullanan insanlar var, sosyalleşmek adına ciddi anlamda adım atan insanlar var bu gerçekten olumlu amacı. Olumsuz yönü kontrolsüz kullanımda ortaya çıkıyor.
Kontrolsüz kullanımda yüz yüze iletişim becerilerimizde düşüş başlıyor. Çünkü kaygı seviyemiz yükseliyor. Bir rutine oturtuyoruz ilişki kurmayı. Yüz yüze ilişki kurmamaya başladığımız için insan o aynı kişiyle yüz yüze geldiğinde 'Beni beğenir mi? Hareketlerimi tasvip eder mi? Etmez mi? Dışlanır mıyım?' kaygısı yükseldiği için iletişim kurmada zorluk çekmeye başlıyoruz.
Toplumsal etkileri de olumsuzlaştırıyor haliyle" diye konuştu. "Duygular ön süzgeçten geçirilmeden yansıtılıyor" Sosyal medya üzerinden iletişimde kaygı seviyesi olmaması, iletişimde duyguların ön süzgeçten geçirilmeden yansıtıldığını sözlerine ekleyen Psikolog Etyemez, "Sosyal medyanın kullanımının yaygınlaşması öfke kontrollerimizi de etkiliyor. Kaygı seviyemiz olmadığı için sosyal medyada oradan büyün duygularımızı ön süzgeçten geçirmeden yansıta biliyoruz.
Ama normal iletişim kurduğumuzda, ben birine kızmışsam ve ya mutluysam o dışlanmak istememeden dolayı ön süzgeçten geçirip bu tepkiyi verdiğimde karşımdan ne göreceğimi düşündüğüm için daha toplumsal davranıyorum. Ama orada hem siyasi, hem sosyal, hem ekonomik bütün etkilerini görüyoruz. İnsanlar düşüncelerini süzgeçten geçirmeden sosyal medyadan iletmekle meşguller. Böyle olunca da toplumda daha çok kaos ortamı oluşturuluyor" diye konuştu.
Bu gibi durumların önüne geçmek için önce bireyin kendisinin farkına varması gerektiğini belirten Etyemez, "İlk adım bunun farkına varmak. Bunun hayatımızda çok fazla yer kapladığını ve sanal bir ortam olduğunu fark edip kendimizi o sosyal medyadaki sosyalliğimizin gerçek hayattaki sosyalliğe çekmemiz gerekiyor.
Bu artık insanların sosyal etkinlikleri çok azalmış durumda. Kendi ilimizde de bir basketbol turnuvası, müzik, kitap fuarı, kitapla ilgili etkinlikleri çok fazla duyamıyoruz. Nedeni gerçek hayatta sosyalleşmeye ihtiyaç duymuyoruz ki.
Sosyaliz zaten. Belki önce farkına vararak bu durumun insan ilişkilerini olumsuz etkilediğini amacından ya da kontrolsüz bir yere gittiğini farkına vararak ilk adımı atabiliriz" dedi.
Bazı vatandaşlar sosyal medyanın ve anlık mesajlaşma uygulamalarının iletişimi ve ilişki kurmayı olumsuz etkilediğini savunurken bazıları ise insan hayatı için olmaz olmaz olarak nitelendirdi.