Son dönemlerde İngiltere ve ABD’de görülen ve ölümcül riskinin yanı sıra özellikle çocuklarda pek çok organa zarar veren halk arasında BETA olarak bilinen Strep A bakterisi Türkiye’de geçtiğimiz aylarda görülmeye başlamış ve önceki gün bu virüsten ilk ölüm gerçekleşmişti. Özellikle çocukları tehlikeye sokan bu virüs ile ilgili Bilim Kurulu Prof. Dr. Alper Şener önemli bilgiler verdi.
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, Ölümcül bakteri Strep A bakterisinin İngiltere ve ABD’den sonra ülkemizde de görülmesi dolaysı ile hastalık ile ilgili bilgiler verdi. İngiltere’de 13 çocuğun ölümüne neden olan halk arasında BETA olarak bilinen Strep A bakterisi Türkiye’de geçtiğimiz aylar da görülmüştü. Bu bakteriye bağlı olarak ise ilk ölüm geçtiğimiz günlerde Ankara'da gerçekleşti. Enfeksiyon ile beraber vücutta bir çok kalıcı hasar bırakan bakteri ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Şener, Strep A bakterisi konusunda aileleri dikkatli olmaları konusunda uyararak, "Ara tatilde çocuklarınızın düşmeyen ateşi varsa, boğazdaki iltihabı siz rahatlıkla ağız içine baktığımızda görebiliyorsak ve boyun bölgesinde de lenf bezesi varsa mutlaka bir sağlık çalışanına, hekime yada aile hekimine başvurmamız lazım" dedi.
Organlarda Hasar Bırakıyor
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, hastalığın nasıl etkili olduğu ve ebeveynlerin nelere dikkat etmesi gerektiği ile ilgili bilgiler de vererek, BETA’nın organlara verdiği zararlara da değindi. Prof. Dr. Şener "O ateşli hastalıkların en çok dikkatini çeken de son zamanlarda Avrupa’da ve Türkiye’de yavaş yavaş kendini daha baskın hissettirmeye başlayan Streptokok Tonsillit enfeksiyonları yada Grup A Streptokok enfeksiyonu, Streptokok enfeksiyonu yada daha önceden yaygın bilinen adıyla BETA mikrobu enfeksiyonları denilebilir. Bunlar aslında birbirinden neden farklı? Beta mikrobu dediğimiz yaygın olarak çocukluk çağında her sene görüyoruz. Ama Grup A Streptokok İnvaziv enfeksiyonları dediğimiz ise bu yavaş yavaş dünyada da farkına varılan ve artık ölümlere sebep olabilen, çocuklarda ölümcül seyredebilen enfeksiyonlar. Bu bizim için neden önemli bir kere düşmeyen yüksek ateşle, boğaz ağrısıyla seyrediyor. Çocuğun boğazına baktığınız zaman tonsillitleri rahatlıkla sağlık çalışanı olmayan birisi, ebeveyn dahi çok büyük bir şekilde görüyor. Ve artık hava pasajını engelleyecek düzeyde büyümüş şekilde görüyor. Bunun beraberinde de özellikle boyun bölgesinde lenf bezlerinde büyüme, yaygın olarak da daha sonrasında devam eden yüksek ateşle birlikte diğer organlarda hasarlar oluşturabiliyor. Hangi diğer organlar, ciltte, kulakta, akciğerlerde hasar oluşturabiliyor. Bunların hepsi Grup A Streptokok enfeksiyonlarında invaziv dediğimiz yani doku hasarı oluşturabilen bakteri tablosu" dedi.
Hastalık Antibiyotiksiz Geçmiyor
Hastalığın tedavisi ile ilgili de bilgiler veren Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener “Bu bakteri tablosu olduğu için diğer gribal enfeksiyonlardan farklı olarak bunda antibiyotik kullanmamız lazım. Antibiyotiksiz geçmiyor. Erken tanı olması lazım. Erken tanı da boğazdan alınan sürüntü de hızlı tanı testleriyle Streptokok etkeninin, Strep A enfeksiyonunun gösterilmesi gerekiyor. Bunu gördüğümüz andan itibaren çocuklara ortalama 10 ile 14 gün boyunca antibiyotik vermemiz gerekiyor. Bu antibiyotiği almayan çocuklarsa bu iltihap sadece boğazla sınırlı kalmıyor. Akciğere inebiliyor. Kulağa sıçrayabiliyor. Beyne sıçrayabiliyor. Vücudun diğer bölgelerine sıçrayabiliyor. Hatta daha sonraki periyotta yani antibiyotiksiz iyileşme döneminde olacak olursa bu çocuklar enfeksiyon sonrası dediğimiz kalp zarı iltihabı, kalp iltihabı, eklem iltihabı ve böbrek iltihabına sebep olabiliyor. Dolayısıyla bu açıdan ebeveynler uyanık olması lazım. Erken dönemde başlanılan antibiyotikler bu çocuklarda özellikle enfeksiyon sürecinden sonra görülen kalp, akciğer, kulak, eklem ve diğer böbrek hasarını önlemiş oluyoruz. Bu dönemde özellikle ara tatilde çocuklarınızın düşmeyen ateşi varsa, boğazdaki iltihabı siz rahatlıkla ağız içine baktığımızda görebiliyorsak ve boyun bölgesinde de lenf bezesi varsa mutlaka bir sağlık çalışanına, hekime yada aile hekimine başvurmamız lazım" dedi.
Burcu Erdal