Yüzyılın felaketini yaşatan deprem sonrası oluşacak güç dengelerine değinen ve Çanakkale’nin ekonomisini değerlendiren Prof. Dr. Alkin “Kişi başına düşen milli gelir 18 bin doların üzerinde Çanakkale’de. Bu rakamlar gösteriyor ki Çanakkale oldukça yüksek bir oranla, sessiz, sedasız ama çok hızlı büyüyen bir şehir” dedi.Hem ülke hem de Çanakkale ekonomisini değerlendirmek, İş İnsanlarını ekonomi konusunda yönlendirmek ve sektörlerdeki gelişmeler hakkında bilgiler vermek amacı ile Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ÇTSO Söyleşileri bu yıl da devam ediyor. Ekonomi başta olmak üzere pek çok sektöre öncülük eden, alanında uzman kişilerin ağırlandığı programın bu yılki ilk konuğu İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü, Ekonomist, Akademisyen ve Yazar Prof. Dr. Emre Alkin oldu. ÇTSO Kongre Fuar Merkezinde gerçekleştirilen ekonomi konferansına ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, ÇTSO Meclis Başkanı Osman Okyay, Yönetim Kurulu, Meclis, Komite ve Kadın Girişimciler Kurulu Üyeleri, Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda sektör temsilcisinin katılım gösterdiği Konferansta Prof. Dr. Alkin, ülke ve Çanakkale ekonomisine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına, hem psikolojik hem de ülke ekonomisine olan zararı nedeni ile Depremin yarattığı hasarlara değinen Prof. Dr. Emre Alkin, depremin maliyetinin doğru hesaplanmasının gerektiğini vurgularken, vatandaşlara ve insan psikolojisine olduğu kadar ekonomiye de etki eden depremin maliyetinin en az 55 milyar dolar olarak düşünülebileceğini belirtti. Prof. Dr. Alkin, felaket öncesinde bu illerin GSYH payları, gelir alanları, büyümeye katkıları ve dış ticaret ile ilgili verilerini karşılaştırmalı olarak yaptığı sunumla katılımcılara bilgiler verdi.
Çanakkale Sessiz ve Hızlı Büyüyor
Yaşanan deprem sonrasında ülke ekonomisinde yaşanan gelişmeler ve Çanakkale’nin özellikle köprüden sonra ekonomide yakaladığı büyümeye değinerek, Çanakkale’nin ekonomisini değerlendiren İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü, Ekonomist, Akademisyen ve Yazar Prof. Dr. Emre Alkin “İnsanlar su kenarlarında nüfus yoğunluğu oluşturuyor. O yüzden Çanakkale’nin nüfusu köprünün de gelişi ile birlikte önümüzdeki yıllarda muhtemelen düşünülenin iki katına çıkacaktır. Depremden sonra oluşacak göç ile birlikte dinamizm değişimi, kültür değişimi olacak bu durumlara hazırlıklı olmamız lazım. Depremden önce de, 11 il ki bunların arasında 3 tanesi sanayici il olarak söylenebilir. Hiçbiri Türkiye Cumhuriyeti’nin kişi başına düşen milli gelir ortalamasının seviyesinde bile değilmiş. Eğer Çanakkale nerede diye merak ediyorsanız, Çanakkale buradaki en yüksek milli gelirin iki katı. Kişi başına düşen milli gelir 18 bin doların üzerinde Çanakkale’de. Bu rakamlar gösteriyor ki Çanakkale oldukça yüksek bir oranla, sessiz, sedasız ama çok hızlı büyüyen bir şehir” dedi.
Enflasyonun Düşmesi İçin Radikal Kararla Şart
Ülkemizin ve Dünyanın en çok etkilendiği ve özellikle Koronavirüs süreci sonrası yaşanan gıda enflasyonu tüm dünya ülkelerinde baş gösterirken ülkemizde de her geçen gün artan ve azalması beklenen enflasyon ile ilgili de önemli açıklamalarda bulunan ve vatandaşların kafasındaki soru işaretine net cevap veren İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü, Ekonomist, Akademisyen ve Yazar Prof. Dr. Emre Alkin, Enflasyonun düşmeyeceğini, bunun için radikal kararların alınması gerektiğini belirterek “Tarım açısından sıkıntıya düşeceğiz. Hazırlıklı olalım. Enflasyon yakın zamanda düşer mi? Diye sorular geliyor. Cevap veriyorum, hayır. Öyle bir şey yok. Dünyada gıda fiyatları düşüyor, bizde düşmüyor. Bu fiyatların düşmesi için çok radikal değişimler gerekir. Onun için siyasetin değişmesi lazım. Bir toplumda adalet, eşitlik ve özgürlüğü sağlamazsanız iyi bir ekonomik seviyeye ulaşamazsınız. Ekonomi ancak bunların sonucudur. Adalet, eşitlik, kaliteli eğitim, halk sağlığı, halkın psikolojik sağlığı toplanınca ekonomi düzgün oluyor. Ayrıca spor, sanat ve kültür altyapısı oluşturarak refaha ulaşabilirsiniz. Bu alanlar düzgün olursa insanlar huzurlu bir şekilde faaliyet gösterir. Refah kalkınmayla olur, kalkınmayı da bu saydıklarım oluşturur” dedi.
Türkiye’yi Bekleyen Riskler
Türkiye’nin güncel ekonomik durumu hakkında bilgi veren Prof. Alkin, 2023 yılında beklenen riskleri; ABD’de Banka Batışlarının Devam Etmesi, Borç Krizleri, Rusya-Ukrayna İşgalinin Yayılması, Türkiye’nin Kredi Notunun C seviyesine inmesi, Pandeminin Yeni Bir Dalgası, Türkiye’nin İhracatının Seyri-Sınırda Karbon Vergisi -Küresel Resesyon, Türkiye’nin Kamu Açığı ve Dışlama Etkisi, Yaklaşan Seçim ve İç Siyasetteki Gerginliğin Yansımaları olacak şekilde 8 madde olarak sıraladı.
Uyarı ve Tavsiyeler
2012 yılından bu yana her konferansında mesleki birikimi ve deneyimleri doğrultusunda oluşturduğu uyarılarını sıralayan Prof. Dr. Emre Alkin, global ve ulusal ölçekte beklenen senaryoları, dış ticaret verilerini, emtia fiyatlarını ve enflasyon analizlerini aktardı. Alkin: “Pahalı harcamalar yerine çalışanların işe geliş gidiş şartlarını ve çevre şartlarını iyileştirin, mutsuz insanların çalıştığı yerde verim olmaz bunu unutmayın. Şahsi masraflarınızı ya da işinizle alakası olmayan harcamalarınızı firmaya fatura etmeyin, harcamalarınızı önceliklendirin, eğer mevcut kapasiteyi tam olarak kullanamıyorsanız ilave kapasite için yatırıma kalkışmayın, borç-alacak ilişkilerinde uykunuzu kaçıracak adımlar atmayın, maliyetiniz döviz, geliriniz TL ise riskli davranmayın, tahsilat imkânlarınızı artırın, malın tedariği malın fiyatından daha önemli, mümkünse ihracatınızı cironuzun en az % 50’si düzeyine getirin” dedi.
Cuma Deren