Sağlık

ÇÖMÜ Hastanesi Bir İlk Daha  İmza Attı

Prof. Dr. Aşgün “Her Tür Kalp Ameliyatı Çanakkale’de Yapılması Mümkün Hale Geldi”

Tıp Alanında her geçen gün daha da başarılı operasyonlara imza atan  Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Hastanesi Çanakkale’de Bir İlke daha imza atıldı. İki hastada gerçekleştirilen operasyonla Çanakkale’de ilk kez küçük kesiden video destekli kalp ameliyatı uygulandı. Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. H. Fatih Aşgün “yoğun çalışmalar ve yatırımlar sayesinde her tür kalp ameliyatının Çanakkale’de başarılı şekilde yapılabilmesi mümkün hale gelmiştir” dedi.
Sağlık alanında yapılan yatırımlar, gelişen teknoloji ile donatılan hastanelerde başarılı ameliyatlar da peş peşe geliyor. Kurulduğu günden bu yana Çanakkale’de gerçekleştirilen ameliyatlarla ilklere imza atan ÇOMÜ Hastanesi , yine başarılı bir ameliyata imza attı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalında görevli öğretim üyeleri Prof. Dr. H. Fatih Aşgün ve Doç. Dr. Sonay Oğuz tarafından iki hastaya uygulanan operasyonlarda, göğsün sağ yanına yapılan küçük bir kesi aracılığıyla önce kalp içindeki bir delik kapatıldı, sonraki hastada kalp kapağı değiştirildi. Başarı ile tamamlanan iki ayrı operasyon da Çanakkale’de ilk olma özelliğini taşıdı.
Yatırımlarla Çanakkale Her Türlü Ameliyat Yapılır Hale Geldi
Çanakkale’deki sağlık alanında yaşanan gelişmelerin tıp alanına da yansıdığına işaret eden Prof. Dr. H. Fatih Aşgün, yapılan başarılı ameliyatlarla ilgili yaptığı değerlendirmede   “Çanakkale ve çevresinde kalp cerrahisinin amiral gemisi olan kliniğimizde 14 yılı aşkın süredir neredeyse her gün yeni ve büyük bir operasyonu başarıyla gerçekleştiriyoruz. Üniversitemiz bünyesinde yürütülen yoğun çalışmalar ve yatırımlar sayesinde her tür kalp ameliyatının Çanakkale’de başarılı şekilde yapılabilmesi mümkün hale gelmiştir. Bunun son örneği minimal invaziv kalp cerrahisidir” dedi.
Göğüs Kafesi Kesilmesine Gerek Kalmıyor
Ameliyatın ve uygulanan yöntem hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. H. Fatih Aşgün “Özellikle port-access endoskopik yöntemle gerçekleştirilen bu tür operasyonlar son yıllarda büyük merkezlerde uygulanmaya başlamıştır. Standart yaklaşımda hastanın, iman tahtası olarak isimlendirilen göğüs kemiği boydan boya kesilmek suretiyle kalbe erişim sağlanmaktadır. Bu yaklaşım her ne kadar kalbe tam erişim sağlasa da ameliyat sonrası dönemde daha fazla kanamaya, akciğer sorunlarına, hastanede yatış süresinin uzamasına, kan ihtiyacının artmasına, ciddi enfeksiyon gelişim riskine ve kemik iyileşene dek 6-8 hafta boyunca korse kullanımı gibi çeşitli tedbirlerin alınmasına yol açmaktadır. Üstelik çoğu ameliyatta kalbin tamamına erişime de gerek duyulmamaktadır. Minimal invaziv kalp cerrahisi, iman tahtasını kesmeden ve göğüs duvarına uygulanan küçük bir kesiden kalbe ulaşmak suretiyle aynı operasyonun uygulanması yöntemidir. Değişen sadece kalbe erişim yolu olup tedavi edici cerrahi teknik standart yöntemde uygulanan ile aynıdır. Dolayısıyla göğüs kemiğinin kesilmesinden kaynaklanan riskler azaltılırken cerrahi etkinlikten ödün verilmemektedir” dedi.
Hastanede Yatış Süresi Azalıyor Hastalar Hızla İyileşiyor
 Prof. Dr. H. Fatih Aşgün “Minimal invaziv kalp cerrahisi sayesinde hastalarda ameliyat sonrası kanama miktarı ve kan ihtiyacı azalmakta, özellikle akciğer rahatsızlığı bulunan hastalarda solunun fonksiyonları daha iyi korunmakta, iyileşme süreci daha hızlı olduğu için yoğun bakımda ve serviste kalış süreleri kısalmakta, sağladığı faydalarla (kesinin daha küçük olması, doku hasarının daha az olması, akciğer fonksiyonlarının daha iyi olması, solunum cihazında geçirilen sürenin kısalması, hastaneden daha erken taburcu olma, vb sebeplerle) ciddi enfeksiyon riski azalmakta, korse kullanım ve yatakta sırt üstü yatma zorunluluğu ortadan kalkmakta, nihai olarak kesinin küçük ve özellikle kadınlarda meme altına yapılması nedeniyle yara izi sorunu azalmaktadır. Minimal invaziv cerrahinin direk görüş yerine endoskopik yöntemle yapılması kesinin daha da küçültülebilmesine, kaburgaları ayırmak zorunluluğu ortadan kalktığı için daha az doku hasarı ve ağrı oluşmasına, işlem esnasında cerrahın konforunun artmasına bağlı olarak cerrahi süresinin kısaltılabilmesine olanak sağlar. Ancak bu yöntemin teknik nedenlerle her hastaya uygulanamayacağı, bazı hastaların ameliyatının standart yöntemle uygulanmasının bir zorunluluk olduğu da unutulmamalıdır. Bundan sonraki dönemde kliniğimize başvuran ve bu yöntem için uygun hastalarımıza artan sıklıkta minimal invaziv kalp cerrahisi uygulamayı planlamaktayız. Kalp hastalıklarının tedavisi için büyük kentlerdeki merkezlere başvurma zorunluluğundan kurtulan Çanakkale halkına, çağdaş ve en gelişmiş tedavi yöntemlerinden yaşadıkları şehirde yararlanabilme imkanını sağlamak için çalışmalarımıza tüm gücümüzle devam edeceğiz. Özverili çalışmalarından dolayı Kalp ve Damar Cerrahisi ile Anesteziyoloji ekibine ve desteklerinden dolayı Başhekim Doç. Dr. Hasan Ali Kiraz' a teşekkür ediyoruz" dedi.
 
Cuma Deren