Gündem

Çölyak Hastalığı İle İlgili Önemli Bilgiler

Her yaşta teşhis edilebilmekle birlikte teşhisi zor olan hastalıklardan biri olan Çölyak hastalığı  ile ilgili  Uzmanı Dr. Hüseyin Semiz bilgiler verdi.

9 Mayıs Dünya Çölyak Günü nedeniyle Çölyak Hastalığı ile bilgi veren Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dahiliye Uzmanı Dr. Hüseyin Semiz “Genetik yatkınlığı olan bireylerde buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten isimli proteine maruz kalma sonucu gelişen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan ömür boyu süren bir sindirim sistemi hastalığı olan Çölyak hastalığı her yaşta teşhis edilebilmekle birlikte teşhisi zor olan hastalıklardan biridir. Erken osteoporoz, kansızlık, teşhis edilmemiş laktoz alerjisi gibi hastalıklarla benzer belirtiler gösterdiğinden karıştırılabilir.   Çölyak hastalığı olan çocuklarda özellikle karın ağrısı, karında şişlik, ishal, huzursuzluk, iştahsızlık, enfeksiyonlarda artış ve gelişme geriliği, kusma, kilo alamama ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtilerle ortaya çıkabilir.

Yetişkinlerde görülen belirtiler ise karın bölgesinde öne doğru şişkinlik, yaşa göre kilo azlığı,  kas zayıflığı, kansızlık, dışkıda anormallik, büyük tuvalet ihtiyacının artması,  ishal, kusma,   bezginlik,  nedeni bilinmeyen karaciğer hastalıkları,  büyüme geriliği,  ağız içinde oluşan aftlar,    iştahsızlık, gaz şikayetleri,  eklem ve kemik ağrıları, sinirlilik, ciltte kaşıntılı döküntüler olarak görülmektedir. Çölyak hastalığının insan sağlığı üzerinde önem taşıyan birçok değişimlere neden olmasından dolayı doğru teşhisi önemlidir. Teşhis yöntemlerinden kan testleri serolojik özel testler  (AGA, EMA) ile ön tanı konmakta ancak kesin tanı ince bağırsak biyopsisi ile konmaktadır. Çölyak Hastalığının tek tedavisi ise ömür boyu glutensiz diyettir. Yaşantımızı daha kolay bir hale getirmek için hastalığa sebep olan gıdalardan uzak durmaktır. Dikkatli bir beslenme programıyla her sağlıklı insan gibi bu bireyler büyür, okula gider, evlenir, çocuk sahibi olur, çalışır ve yaşantısına devam edebilirler. Çölyak bir yaşam tarzı olarak hayata yerleşmelidir.”  Dedi.

Haber Merkezi