“Bir Tarafta Sermaye,
Bir Tarafta Halkım…”

CHP’li :Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, ‘Bizi Tehdit Etmeye Başladılar’ ifadesiyle çarpıcı bir çıkışa imza attı.
 Çevreci kuruluşların ve Belediye’nin tepki gösterdiği Metalik maden Şirketinden bahisle, dikkat çeken açıklamada bulunan CHP’ li Belediye Başkanı Ülgür Gökhan;
“Bir basın toplantısı yapmışlar. Bunun üzerine ben de açıklama yapma ihtiyacı duydum.  Şöyle demişler ‘Ruhsatların yenilenmemesi karşısında üzüntü içindeyiz’
 Biz de mutluluk içerisindeyiz. Çünkü şimdiki hali ile söylüyorum En azından Sayın Bakanın Milletvekilinin söylemiş olduğu, bu konudaki duyarlılıklarının olduğunu ve bu tepkilerin karşısında ruhsatı yenilemeyi düşünmediklerini hatta Cumhurbaşkanının bu konuda tepkili olduğunu hatta ‘biz bu konuda ne elde ediyoruz ki, bu kadar yaygara kopuyor’ diye  soru sorduğunu ifade etmiş.
Hatta ben bu konuda teşekkür ettim. 13 Ekimde yenilenmesi gereken ruhsat şu anda  yenilenmiş değil ve yenilenmeyeceğini düşünüyorum. Bu süreçte ilgili firma çeşitli girişimlerde bulunuyor olabilir  bu mümkündür. Ama bunu şu ana kadar başaramamış olması noktasında şimdi bizi tehdit etmeye başladılar. Neyle tehdit ediyor? Oradan çıkarılan işçilerle tehdit ediyor.” dedi.

HAVA YOLU İLE, ÇANAKKALE’ YE GELME RİSKİ..!
Başkan Gökhan, “Siyanürle Altın İşletmesinin sonucundaki, siyanür riski ve toprak kazıldığı zaman  oradan çıkacak olan tehlikeli atıkların hava yolu ile Çanakkalelilerin üzerine gelme riski  karşısında, burada altın işletmesinin siyanürlü altın işletmesinin yapılmaması konusundaki duyarlılığımız gereği bu mücadeleyi yapıyoruz. Mahkemelere gittik, davalar açtık, bu davaları kısmen kazandık, kısmen kaybettik. Ama  risk olduğu müddetçe  bizim bu mücadeleyi yapmamız gerektiğini, Çanakkale’nin esenliği ve güvenliği için  bunu bu şekilde sürdüreceğiz.  Bugün geldiğimiz noktada şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Çanakkale halkının, Kepez Halkının, Bayramiç Halkının, Çan Halkının çünkü onları da etkiliyor. İşletmenin hinterlandı onları da kapsıyor. Su kaynaklarını korumak için onlar da eylem içerisindeler.  Bunu yaşayanların büyük çoğunluğu  %90’ın üzerinde bir oranda insanlar bu konuda bizim doğru yaptığımızı , haklarını koruduğumuzun bilincindedir. Bununla ilgili istiyorlarsa bir kamuoyu araştırması yapabilirler.  Nasılsa çok para harcıyorlar, bir kamuoyu araştırması yaparak bu yöredeki insanlar  ne diyorlar?  ‘Ne pahasına olursa olsun Altın işletmesi kurun’ mu diyorlar? Yoksa ‘bu işte vazgeçin’ mi diyorlar? Bir kere bunu ben merak ediyorum. Onlara da tavsiye ediyorum” dedi.

Bizi Tehdit Etmeye Başladılar
Firma tarafından işten çıkarılacak 200 işçiye yönelik açıklamalarda da bulunan Başkan Gökhan, “Bir basın toplantısı yapmışlar. Bunun üzerine ben de açıklama yapma ihtiyacı duydum.  Şöyle demişler ‘Ruhsatların yenilenmemesi karşısında üzüntü içindeyiz’ demiş.  Biz de mutluluk içerisindeyiz. Çünkü şimdiki hali ile söylüyorum En azından Sayın Bakanın Milletvekilinin söylemiş olduğu, bu konudaki duyarlılıklarının olduğunu ve bu tepkilerin karşısında ruhsatı yenilemeyi düşünmediklerini hatta Cumhurbaşkanının bu konuda tepkili olduğunu hatta ‘biz bu konuda ne elde ediyoruz ki  bu kadar yaygara kopuyor’ diye  soru sorduğunu ifade etmiş. Hatta ben bu konuda teşekkür ettim.  13 Ekimde yenilenmesi gereken ruhsat şu anda  yenilenmiş değil ve yenilenmeyeceğini düşünüyorum. Bu süreçte ilgili firma çeşitli girişimlerde bulunuyor olabilir  bu mümkündür. Ama bunu şu ana kadar başaramamış olması noktasında şimdi bizi tehdit etmeye başladılar. Neyle tehdit ediyor? Oradan çıkarılan işçilerle tehdit ediyor. Efendim 200 işçi çıkarılmış da bunun sorumlusu bizmişiz.  Ben işçi çalıştırma  taahhüttü vermedim kimseye. Eğer bunlar eğitilmiş işçilerse, işletmeleri var alıp orada istihdam edilebilir. Bu onları sorunu. Onların verdikleri sözlerdir” dedi.

Tam da Beni İlgilendiren Konu
Firma yetkililerinin ‘Neden en çok bize karşılar’ sorusuna yanıt veren Belediye Başkanı Ülgür Gökhan,  Kirazlı bölgesinin tam da Çanakkale’nin içme suyu havzasında ve Çanakkale’yi ilgilendiren bir olanda olduğu için en çok mücadele ettiğini belirterek “Neden bizim işletmemizle ilgili mücadele ediliyor da diğerleri ile ilgili her hangi bir şey yapılmıyor? Diye bir soru sormuşlar. Biz bütün siyanürle işletmecilere karşıyız. Yani, aşağı yukarı 44 bin 400 hektar. Yani 444 bin dönüm alanda ruhsatlandırma var.  Şu ana burada sadece bir işletme var.  Bir tanesi Balanban’da işletmeye hazırlanma var. Bir de  Eczacıbaşı’nın Şhinli’deki bir işletme hazırlığı var. Biz bütün bunlara karşı olan mücadelelerin içerisinde yer aldık. Hatta davalara müdahil olduk. Bu bizim bölgemizin sorunu. Yani, Biga yarımadasındaki Kazdağları dediğimiz bölgede yapılan faaliyetlere karşı olduğumuzu ifade ettik ve  bunlara dava açtık, müdahil olduk ve bunları takip ediyoruz. Ama Kirazlı’daki işletme tam da Çanakkale Belediyesini ilgilendiren bir konu. Çünkü benim su havzamın tepesindeki bir işletmeden bahsediyoruz. Onun için özellikle mücadele ediyorum.  Dolayısı ile orası benim içme suyum, soluduğum hava kalitem ve ben bunları korumak zorundayım.  Benim madenciliğe karşı, firmaya karşı bir şeyim yok. Ama ben bu mücadeleyi Çanakkale Halkı için veriyorum.  Ben Çanakkale  Halkının esenliği için her türlü tehlikeye karşı mücadele etmek zorundayım. Nasıl altyapı yapma, çocuklara park yapma, sağlıklı içme suyu karşılama görevim varsa, Çanakkale Halkını bekleyen tehlikelere karşı koruma görevim var. Ve görevimi yerine getirmeye çalışıyorum. Yoksa kimseye bir düşmanlığım falan yok” dedi.

Bir Tarafta Sermaye, Bir Tarafta Halkım
Maden işletmelerinin yanı sıra Termik santrallere de karşı olduklarını belirten Başkan Gökhan, Cumhurbaşkanının sözlerini de hatırlattığı konuşmasının devamında “Bu noktada sadece madencilikle ilgili değil,  Termik Santrallerle ilgili de mücadelemizi sürdürüyoruz.  Ama benim Başkan olduğum yörenin sınırları içerisinde olmadığı için  sadece bölgedeki çevre anlamında karşı  olduğumuzu ifade ediyoruz.  Nitekim şu anda termik santraller konusunu yaşıyoruz. Tedbir alınacaktı, bacalar takılacaktı, süre verildi. Ne oldu? Süreler geldi sonuna dayandı ve hiçbir şey bağlamadılar. Kamuoyu o kadar baskı altında bırakıldı ki birileri, Sayın Cumhurbaşkanı veto etmek zorunda kaldı. Hani Cumhurbaşkanı dedi ya ‘Bir tarafta sermaye, bir tarafta halkım’ ben de aynı şeyi söylüyorum ‘bir tarafta sermaye, bir tarafta halkım’  ben halktan yanayım.  Ben Çanakkale halkından yana olmak zorundayım. Çünkü ben Belediye Başkanıyım.  Madencinin yanında olmam düşünülemez bile” dedi.

Ben Denetim Mekanizması Değilim
Başkan Gökhan konuşmasının devamında Maden şirketi yetkililerinin ‘Birlikte denetleyelim’ teklifine de değinerek, kendilerinin denetim mekanizması olmadığını dolayısı ile denetim mekanizmalarına da güvenmediklerini belirterek “Maalesef ülkemizin denetim eksikliğinin sonucunda bu Termik Santrallerin  hikayesi ortaya çıktı. Her gün televizyonda izliyorsunuz.  Bunları söyledik. Bir tanesi Çan’da. Yani ‘biz iyi yapıyoruz. Gel birlikte denetleyelim’ diyerek laf salatası yapmaya gerek yok. Ben denetleme mercii değilim. Denetleme mercileri var. Çevre Bakanlığı Sağlık Bakanlığı, Orman Müdürlükleri var.  Ama denetimin, kontrolün, ileriki süreçlerde  nasıl olacağı konusunda güvensiziz. Bir inancımız yok.  Bugün öğreğini  görüyoruz. Yarın burada en ufak bir sızıntıda nasıl tedbir alınacak? Bu adamlar  altınlarını alacaklar, heybelerine doldurup çekip gidecekler.  Bu doğa ile biz baş başa kalacağız. Bu riskle biz baş başa kalacağız” dedi.

Çanakkale Halkını Satın Almazsınız
Konuşmasında Maden şirketin yatırımlarına da değinen Başkan Gökhan “Bunlar zannediyorlar ki para ile satın alabiliriz. Her Şeyi Satın alabilirsiniz ama Çanakkale Halkını satın alamazsınız. Biz başka insanlara ya da yerlere benzemeyiz. Biz bu konuda yalan söylemiyoruz, insanlar anlayabiliyor. Dolayısı ile şu an itibari ile Çanakkale Halkı dediğim gibi  büyük çoğunluğu bu konuda hemfikir.  Burada ‘biz 25 milyon TL gibi bir yatırım yaptık. Okulları yeniledik, altyapılar yaptık, köylere çöp konteynerleri verdik’ demiş bir arkadaş. Ben de diyorum ki 151 milyon doları teşvik almışsınız.  Bunu sadece bir kısmını vermişsiniz.  Alacaklarınızın hepsini gider olarak  yaşıyorsunuz.  Üstelik 865 milyon TL yani 151 milyon dolar  teşvik aldınız.  Birbirimiz kandırmayalım. Biz de hesap biliyoruz.  Bizi para ile satın alma noktasında olamazsınız. 25 Milyon dolar harcadın yaptığın iyiliği çöle mi bıraktın.  Verdiğin zararlar, kestiğin ağaçlar,  tahrip ettiğin doğa, benim tepemden çekil kardeşim. Yarın sen buradan gideceksin. Yarın sana destek verenler, insanları toplayıp ‘Bunun bir zararı olmadığını, burasının Kazdağları olmadığını, Kaz dağlarının 40 km uzakta ‘ diyenler,  gidecekler. Biz bu kentte yaşayacağız.  Benim de görevim bitecek ve yarın sokağa indiğimde bunun hesabı benden sorulur. ‘sen bu arada ne iş yaptın? Gözün nereye bakıyordu?  Buraları görmedin mi?’ Diyecekler.  Ben hesap vermekten korkarım. Buna karşı da sesimi çıkarmazsam dilsiz şeytan olmaktan korkarım ve Allaha hesap vermekten korkarım” dedi.
Sosyal medyada çıkan haberlere de değinen Başkan Ülgür Gökhan “Beni istedikleri kadar tehdit edebilirler. Benim fotoğrafımı sosyal medyaya koymak sureti ile hedef göstermem suçtur. Ülkücü gündem denilen her kimse  o arkadaşa sesleniyorum. Sen ülkücü falan değilsin. Ülkücüler bunu yapmaz. Ülkücüler vatanseverdir. Ülkücülüğü bu şekilde zedeleme, hedef gösterme.  Bunların hepsi sponsorlu. Para verip yapıyorlar.  Biz bu konuda halkın temsilcisiysek  halkın yararına hiçbir şeyden korkmayız.  Her şeyin hesabını verebiliriz. Şantaj noktasında bunları bu şekilde ortaya koyanları elbette ki gerekli suç duyurusunda bulunacağız” dedi.

Mücadelemiz Sonuna Kadar Sürecek
Başkan Gökhan “Ben Bakanın, Cumhurbaşkanının  kararlılıkla bu işin peşinde olacağına inanıyorum. Olmazsa süreç devam eder  ve sonuna kadar mücadelemiz devam edecek. Çevre konusu Türkiye’de çok gündemde ve bütün bunları göz önüne aldığımızda mutlaka devletin daha kararlı tavır alması gerekir.” dedi.

Cuma Deren