Koronavirüsten şüphelenen vatandaşlar yeniden eski günlere geri dönmekten endişe ederken İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, birden fazla gribal enfeksiyon semptomlarına rastladıklarını dile getirdi.

Son haftalarda artan hastanelerin yükü giderek artıyor. Birden fazla gribal enfeksiyonun belirtilerini taşıyan hastalar, hastanelerde yoğunluk oluşturmaya başladı.  Yeniden tırmanışa geçen vakalarla ilgili İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, Çanakkale Belediyesi tarafından Sosyal Medya Hesabı üzerinden yayınlanan programda bilgiler verdi.  Vakaların birden fazla  virüsün belirtisini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Şener yaptığı açıklamada “Rakamlara ve bölgesel olarak vakalara baktığımızda ki Sağlık Bakanlığı da yakın bir zamanda açıklama yaptı vaka kümelenmeleri var. Vaka kümelenmelerinin salgın haline gelebilmeleri için  herhangi bir virüsün baskın olması lazım. Ya da  şu virüse ait salgın diyebilmek gerekiyor.  Şu anda hali hazırda bir virüs yok, yani sahaya baktığımız zaman ve çalıştığımız birimlerde gördüğümüz kadarı ile  vakaların Koronavirüs ve diğer virüsler, domuz gribi ve mevsimsel grip gibi 74 farklı kategorisi var  bunların eşit oranda dağıldığını görüyoruz. Herhangi birisi baskın bir virüs değil. Kovid döneminde de bunların büyük bir kısmı koronavirüstü ve diğer virüslerle neredeyse karşılaşmıyorduk bile. Viral enfeksiyonlarının sezonu içerisindeyiz. Bu sezonda baskın bir virüs olmadığı için hepsi birlikte, yani 7-8 virüs meydana çıkıyor.  Ama vatandaşlarımızın en büyük şikayeti, hastalandıktan sonra daha tam toparlanmadan yeniden hastalanması yönünde şikayetler geliyor. Dolayısı ile birde fazla virüs ile karşı karşıya kalma durumu söz konusu.  Çünkü toplumun geneline baktığımızda hasta sayısında artış var ve etrafımızda hemen hemen aşılanmayan yok. Fakat bizim dikkat çekmek istediğimiz ve bizim için önemli olan 65 yaş üstü ve ilkokul çağındaki çocuklar. Çocuklarda özellikle bakteriyel enfeksiyon görülebiliyor. Sinüzit, baş ağrısı, kulak iltihabı ve balgamla birlikte zatüre dediğimiz hastalığa sebep olabiliyor. 65 yaş üstünde ise özellikle geçmeyen öksürük bakteriyel enfeksiyon olabilir. Ama  buna teknik olarak bir salgın demek mümkün değil.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, hastalığa karşı dikkat edilmesi gerekenlere de değindiği açıklamasında “Okulların tatil olması hem iyi hem de kötü. İyi tarafı çocuklar okulda olmayacağı için  enfekte olan bir çocuk olula gitmeyeceği için diğer çocukları da enfekte etme ihtimali olmayacağı için  vakaların daha düşük periyotta olması bekleniyor yarı yıl tatil döneminde.  Ama dikkat etmemiz gereken nokta şu, bu dönemlerde yine  kar tatili ya da termal tatillere çocukları götürürken yakın zamanda enfeksiyonu atlamış olması gerektiğine dikkat etmemiz lazım.  Çünkü gittiği yere enfeksiyon yayılma ya da oradaki bir enfeksiyonu yeniden alma ihtimali var.  Bir diğer önemli faktör ise ateşi veya öksürüğü geçtiyse  ya da çocukları büyüklerimize ziyaret ettiriyorsak enfeksiyonun tam geçtiğine dikkat etmemiz lazım. Çünkü çocuklardaki viral enfeksiyonlar tekrar yaşlılara sıçrayabiliyor.  Bunları bir arada tutmak zorundaysak da mutlaka iki tarafın maske takması gerekiyor.  Tatil sonrası vakalarda yükseliş görebiliriz onun için tatil dönemi sonrası okula dönecek çocukların ateşi, mide bulantısı, öksürüğü varsa  bu çocukları okula göndermeyi biraz ertelemek gerekiyor. Çocukların uyku ve beslenme dengelerine dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü uyku ve beslenme dengesi bozulan çocuklar daha kolay enfekte olabiliyor” dedi.

Bu Şikayetler Varsa Hekime Görünün

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, hastalıkların belirtileri ile ilgili de bilgiler vererek “65 yaş üstü ve 7 yaş altı  vatandaşlarda nefes darlığı bizim için ciddi bir semptom.  Çünkü bu yaş gruplarında anti bakteriyal tedaviler yapıyoruz. Eğer bunlar yetmezse buhar tedavisine geçiyoruz. O yüzden bu hasta grubunda erken uyanmak gerekiyor. Çünkü 65 yaş üstü vatandaşlarda ve ilkokul, özellikle 7 yaş altı kreş çağı çocuklarında ani solunum sıkıntıları oluşabiliyor.  Bir diğer önemli semptom ise dirençli ateş varsa, boğazda yanma, batma devam ediyorsa, öksürükle birlikte balgam geliyorsa, çocuklarda burun tıkanıklığı ve yüz ağrısı varsa, kulağında hışırtı, dengesizlik problemleri varsa antibiyotiğe erken başlamak gerekiyor. Bu yaş gruplarında iki önemli faktör var, antibiyotik yaşama ve dirençli ateşi de yönlendirme ve yönetme anlamında mutlaka  bir hekime görünmek lazım bu şikayetler varsa” dedi. 

Kalabalık Ortamlarda Maske Takılmalı

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, kalabalık ortamlara girerken maske takılması gerektiğini bir kez daha vurguladığı açıklamasında “Bu virüslerin çeşitleri çok ve her birisinin antiviral azalımı yok. Kovid-19’da bir tek antiviral dönemi var diğerlerinde herhangi bir antiviral göremiyoruz. Sadece semptomatik tedavi uygulanabiliyor. Örneğin burun akıntısı varsa ona göre tedavi ya da ateş varsa ateş düşürmeye yönelik tedaviler uygun. Ama Maske  bunların hepsi için genel önlem ve hepsinde bulaşı engelliyor. Dolayısı ile ideali aslında  enfekte olan kişilerin maske takarak ortamlara girmesi, ya da hastaysa özellikle kalabalık ortamlara girmemesi. Bunu özellikle 65 yaş üstü vatandaşlar için söylüyorum, kalabalık ortamlara girecekleri otobüsler, metrobüsler, asansörler, resmi daireler kısacası kalabalık  alanlara girmeden önce mutlaka bir maske takmaları gerekiyor. Maske taktıkça virüs riski azalıyor buna bağlı kademeli olarak hastanelerde de hasta sayısı azalıyor.  Çocuklarda ise ateşi, bulantısı, kusması varsa  ideali okula başlamayı geciktirmek. Çünkü viral enfeksiyon kapsamınd abu belirtiler varsa bulaşma ihtimali yüksek. Bu da birden fazla kişiyi enfekte etme ihtimali var. Engelleyemiyorsak çocuk okula ya da kapalı ortamlara girerken maske ile girmesi gerekir.  Okulda enfekte çocuk varsa özel önlem gerektirecek bir durum oluşabilir. Ne gibi? Enfekte olan çocuğu sınıfın ortasında değil havalanma alanında yakın tutulması, etrafında çocukların oturma mesafesini 2 metreye çekmek ve teneffüslerde sınıfı mutlaka havalandırılması gerekiyor. Kreş alanında ise oyun alanında özellikle çocukları birbirinden uzak tutmak gerekir” dedi.

 

Cuma Deren