.
İki liderin yüzleri gülüyor, eller böyle sıkışıyordu. Tabi o anlara da, dünya tanık oluyordu.
Barış Pınarı Harekatı’ na ara verdiren süre doldu. Dünya sonrasına odaklandı, peki ya biz..?
Soçi’ de konuşulanlar, bence harekata ayrı bir boyut sundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ ın: “Türkiye ve Rusya, Suriye topraklarında ayrılıkçı hiçbir gündeme izin vermeyecektir” diyerek, ne de güzel verdi tüm dünyaya okkalı mesajı.
Gülerdir merak konusuydu, iki liderin Soçi buluşması. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün Sayın Putin ile terörle mücadele, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin sağlanması ile mültecilerin geri dönüşü noktasında tarihî bir mutabakata imza attık. “ diyerek özetliyordu, merak konusu buluşmayı.
Oturduğum yerden, böylessi yorumlar yaptığım için, eleştirileceğim muhtemelen. Lakin, teknoloji diye bir şey var, anlık bilgiler alabiliyoruz, merak konusuna dönüşen her türlü konudan.
Misal, bu gün bahsedeceklerimi, abonesi olduğumuz İHA’ nın bülteninde yer alan haberin ayrıntılarından edindiğim bilgiler ışığında dile getiriyorum. Yani, teknoloji sayesinde bilmişlik edeceğim kendimce..
Yoksa, nereden bilebilirdim ki sayın Cumhurbaşkanı’nın; “Putin ile terörle mücadele, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin sağlanması ile mültecilerin geri dönüşü noktasında tarihî bir mutabakata imza attık.” dediğini.
Haber kaynağımdan edindiğim bilgilerin devamı da var. Müsaade ederseniz bahsedeyim. Reis’ in; “Bu muhtıraya göre Türkiye ve Rusya, Suriye topraklarında ayrılıkçı hiçbir gündeme izin vermeyecektir” ifadesi, tüm dünyanın merakla odaklandığı Soçi’ deki görüşmenin özetiydi bence.
Başkan Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’ in ikili görüşmesi uzunca süredir bilinen ve sonucu merakla beklenendi.
Rusya’nın Soçi kentinde gerçekleşen bu bulaşmaya dair, pek çok haber yer buldu, aynı günün akşamında. Benim niyetim, satır arası denilenleri aktarmak.
Baş başa ve heyetler arası görüşmelerin özetinden öte, detaylarından söz etmek için, Soçi notları diyeceğim. Tabi ki becerebildiğimce..
Merak konusu ve de dünyanın odaklandığı Soçi buluşması için, ortak basın toplantısı yaptı ili lider. Sözlerden önce, beden dili verdi bence mesajı. Çünkü hem Başkan Erdoğan’ ın hem de Rus lider Putin’ in yüzleri, birilerine inat eder gibi, gülüyordu.
Fotoğraf veriyordu yani asıl mesajı. İkilinin gülen, gülümseyen yüzleriydi bu anda ölümsüzleşen.
Başkan Erdoğan’ ın, Rusya’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladığı sözleri, geçencumartesi günü trafik kazasında hayatını kaybeden Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşasında çalışan iki Rus vatandaşı ve Krasnoyarsk bölgesindeki barajın çökmesi nedeniyle hayatını kaybeden 15 Rus vatandaşı için başsağlığı dilekleriyle geliyordu sonrası.. İnsanca edilen sözlerdi kısacası..
Sonrası da güncel mesele.Ve dahası.. Başkan Erdoğan’ ın vurgusunu özetleyen sözleri; “Milli paralarla ticaret anlaşması 100 milyar dolarlık ikili ticaret hedefine ulaşmada önemli bir adım” ifadesiyle gelse de, bunu da açmak lazım bence kesinlikle.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerin ana gündem maddesinin Suriye’deki gelişmeler olduğunu ancak ikili ilişkilerin de ele alındığını ifade ederken; “milli paralarla ticaretin artırılmasına” yönelik anlaşmanın kısa zaman önce imzalandığını anımsatıyor ve ekliyordu; bu anlaşmanın 100 milyar dolarlık ikili ticaret hedefine ulaşmada önemli bir adım olduğunu..
Detaylıca konuşulanların ara başlıkları vardı birde.. Misal; Akkuyu Nükleer Güç Santrali ve TürkAkım projelerindeki iş birliğinin devam erişi, S-400’lerin de belirlenen takvim çerçevesinde teslimatlarının yapılması gibi.
Peki ya, ara verilen harekat…? Rusya Devlet Başkanı Putin ile Suriye’de barış, huzur ve istikrarın tesisi ve Astana formatı kapsamında çok ciddi caba harcadıklarına işaret ederken geliyordu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ ın bu konudaki sözleri.
Soçi Muhtırası’nda önemli kararlara imza attıklarını, Ankara Zirvesi’yle Anayasa Komitesi’nin kuruluşunu ilan ettiklerini, ve de bu Komitenin 30 Ekim tarihinde ilk kez toplanacağını açıklaması.. Hepsi birilerinin kesinlikle kulak kesildiği meseleler.. Birilerini der iken, anladınız, lafın tamamını söylemenin bin manası yok..
Denilenlere döneyim o vakit bendeniz. İdlip’te saldırılarda bir azalma yaşandığını görmenin memnuniyet verici olduğunu, burada istikrar ortamını güçlendirmenin ve kalıcı hâle gelmesini sağlamanın da ana gayeleri olduğunu söylüyordu sayın Cumhurbaşkanı. .
Ve de, baştan da altını çizdiğim gibi, dünyanın odaklandığı Süçi’den edilen net sözler geliyordu Başkan Erdoğan’dan. Diyordu ki; “Barış Pınarı Harekâtı’nın gayesi; bölgeden terör örgütünü çıkartıp, sığınmacıların geri dönüşünü sağlamak”
Türkiye olarak sahada sükûnetin muhafazası için var güçle çalışmayı sürdüreceklerine vurgu yaparak ediyordu sözlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan. Ve aynen şöyle diyordu Soçi’den:
Harekâtın ana gayesinin bölgeden PKK-YPG terör örgütünü çıkartıp, Suriyeli sığınmacıların geri dönüşünü sağlamak olduğunu tekrarlayıp; “Bu harekat aynı zamanda bölücü terör tehdidini ortadan kaldırarak, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini de garanti altına almaktadır.
Bizim hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yoktur. Türkiye olarak şimdiye kadar sahada attığımız bütün adımları hassasiyetle attık”
Peki ya Mutabakat? Bu konuda Başkan Erodğan; “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin sağlanması noktasında tarihi bir mutabakata imza attık” diyerek özetliyordu, merak edileni ve ekliyordu dahası sözlerini.
Barış Pınarı Harekatı ile güvenli hâle getirilecek alana önce 1 milyon sonra da bir bu kadar Suriyelinin yerleşeceğine inandığını kaydederken, buna ilişkin planları muhataplarıyla paylaştığını, uluslararası toplumun katkı ve desteğiyle de bu planları hayata geçireceklerini vurguluyordu Reis..
Sözleri ise şöyle geliyordu; “Bu muhtıraya göre Türkiye ve Rusya, Suriye topraklarında ayrılıkçı hiçbir gündeme izin vermeyecektir. 23 Ekim öğlen 12.00'den itibaren 150 saat içinde YPG'li teröristler ve silahları, 30 kilometrenin dışına çıkartılacak. Örgütün tahkimat ve mevzileri imha edilecektir.
150 saatin sonunda Barış Pınarı Harekâtı alanı sınırlarının batısı ve doğusunda, 10 kilometre derinlikte Türk-Rus devriyeleri başlayacaktır. Tel Fırat ve Mümbiç’teki tüm YPG’li teröristler silahlarıyla beraber bu bölgenin dışına çıkarılacaktır. Terörist sızmalara karşı her iki ülke gereken önlemleri alacak, muhtıranın gözetimi ve koordinasyonu için ortak bir mekanizma kurulacaktır”
Böyleydi kısacası, aktarmaya çalıştığım Soçi’ nin özeti. Benden bu kaa diyorum sonra da ekliyorum. Sağlıcakla kalın.. Hoşça kalın..