.


Peki ya, ne kadar biliyoruz değerlerini..?
Önce, zor gündeki dostumuz, umutla sarıldığımız kurumla başlayayım, ‘Ne kadar biliyoruz kıymetini’ vurguma..
‘Afet ve Acil Durum’ Yönetimi Başkanlığı yani AFAD,  81 ilde kurulmuş bir teşkilat. Deprem, Sel, Yangın ve dahası, akla gelebilecek her türlü acil durumda, yanı başımızdaki güç.. Kısacası zor durumda bize uzanan Devletin şefkatli eli..
Pekala bizler, AFAD’ a ne kadar kıymet veriyoruz? Misal, bu teşkilat mensuplarına hiç ziyarette bulunuyor muyuz? Bayram da seyran da, hal hatır soruyor muyuz mesela..!
Konuşlandıkları binaların yerlerinden haberdar mıyız? Hemen her büyük meydanın yakınında yer alan acil durum konteynerlerinin, olası bir doğal felakette bizlerin ihtiyaçlarını gidermek için hazır kıta oluğunun farkında mıyız?
İyisi mi, ben biraz daha açayım konuyu. Başa döneyim,  AFAD kısaltmasının, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı olduğundan söz ettim de,  AFAD' ın görevini zor günlerin dostu diyerek özetlemeye çalıştım. Sadece bu değil elbette AFAD’ ın işi. Zor günde uzanan devletin şefkatli eli değil sadece AFAD.
AFAD’ ın üstlendiği görev zor bir o kadar da olmazsa olmaz kardeşim. Afetlerin önlenmesi, zararlarının azaltılması, müdahele yapılması ve afet sonrasında afet bölgesinin iyileştirilmesi için gerekli çalışmaların süratle yapılmasını sağlamak ve koordine etmektir AFAD’ ın görevi..
Dün bir sohbet üzerine düştü aklıma, AFAD’ tan söz etmek. Neden bu kurumu bilmemiz ve önemsememiz gerektiğini anlatıp, o’na göre de değer vermemiz konusuna vurgu yapmayı görev edindim bu gün kendime.
Deprem kuşağındaki Çanakkale’de, bugün değil lakin, ne vakit olacağı da bilinmeyen o günde, yanımızda olacak bir büyük güç AFAD
Örneğini bazen yaşandığında, ekranlardan izleyip tanık olduğumuz zor günleri anlatır haberlerde, bazen de Sinema filmlerine konu afet senaryolarında, önüne geçilemez doğal afetlerin hissettirdiği o korku, biliyoruz ki hepimizin hep zihninde.
AFAD çalışanlarını, bu anlamda tanımak bence çok önemli.  En azından iyi günde yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz ki, kötü günde de onlar bizlerle olsun..
“Onların işi bu.. Olacaklar elbet..” şeklinde bir düşünce var ise şayet bazı zihinlerde, bence bunu tez zamanda silmeli o birileri beyinlerde..
Dağda sürüsü kaybolan çobanın dahi zor gününde yanında olan AFAD, mantar toplarken fenalaşan bir yaşlımızın da hep yanında. Denizde, ormanda, örneği türlü türlü olumsuzlukta, can simidimiz olan AFAD’ a, Milletçe olduğu kadar, üst düzey yöneticilerin de ayrı bir değer vermesi, bence hakikaten de çok gerekli..
Özetle; AFAD zor günde bizlerle eyyy Çanakkaleli…
Şimdi geliyorum, güne ilişkin attığım başlıktaki diğer isme.. ÇAFAD’ a..
Dünyalara değişmeyeceğimiz,   Çanakkale’ mizin tanıtımına adanmış yürekli insanların derneği ÇAFAD..
Felsefesi de belli, icraatları da.. Bir gün bir yetkiliden duydum; “Çanakkale’ye bu denli turist geliyor ise, payları çok büyük..” ifadesiyle söz ediyordu ÇAFAD’ tan..
Şimdi de ben bahsedeyim, edindiğim bilgiler ışığında, Şehrimizin ve coğrafyamızın tanıtımına bedel biçilemeyecek düzeyde katkı sunan ÇAFAD’ tan..
2000 Yılında faaliyete, Anafartalar Kültür ve Sanat Merkezi olarak başlayan ve 2004 yılında bu yolculuğuna ‘Çanakkale Folklor Araştırma Derneği Gençlik ve Spor Kulübü’  olarak devam eden ÇAFAD,  hem Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ ne olan tescili ile gençlik etkinlikleri yapabilen, hem de Spor Genel Müdürlüğü’ ne olan tescili nedeniyle sportif çalışmalar yapabilen bir spor kulübü.
Çanakkale’nin kültürel, Sanatsal ve Sportif hayatına çeşitli organizasyonlar, Konserler, Müsabakalar ve etkinlikler ile çok ciddi katkılar sağladığını pek çok kişi, üst düzey isim bilse de, zaman zaman yanında olunan bir felsefik hareket bizim ÇAFAD
Bezeri oluşum başka şehirlerde olsa, bence baş tacı olurlardı ya, neyseee..!
Gelelim Felsefesine; Sevgi, saygı, dostluk, kardeşlik,  hoşgörü ve iyi niyet temelleri üzerine kurulan ÇAFAD, Ülkemizin ve yöremizin zengin kültür değerlerini araştırmak, bu değerleri gün ışığına çıkararak halka sunmak, yaşatılıp yaygınlaştırılmasını sağlamak amacı ile kuruldu. Öyle de yapıyor vesselam…
Misal, bu 29 Ekim’de sahnelenecek gösteri sonunda verilecek sürpriz selam ile bence dosta düşmana da gösterecek Çanakkale’nin tavrını,  dillere destan ölümsüz o ruhunu. Yani Çanakkale Ruhunu..
ÇAFAD,  Çanakkale’nin var olan kültürünü bir sonraki nesillere aktarılmasına katkı sunmaya ant içmişlerin derneği.  Özellikle gençlerimiz ile beraber  verdiği uğraş, bence ayakta alkışlanmalı.
Bir tarihte sormuştum Başkanı Selim Yazan’ a. Şöle demişti ÇAFAD için:  “ÇAFAD olarak bizler, yöre oyunlarımızın sevdirilerek yaygınlaştırılması konusunda, yöre müziklerimizin, türkülerimizin ve ezgilerimizin sevdirilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda yaptığımız organizasyonlar ile gerek yerel bazda gerekse Ulusal ve Uluslararası bazda çalışmalarımıza devam etmekteyiz.”
Sonrası nicelere geldi uluslar arası organizasyonların. Şimdi bir yenisi, Cumhuriyetimizin bayramında. 29 Ekim’de..
ÇAFAD için ‘tanıtımda’ dedim de, sanırım bir noktada eksik düşündüm. Tanıtmak değil, ölümsüz kılmak için ÇAFAD bir güzel uğraşta..
 
 
          
Başkan ile sohbet güzeldi bir ara. Sormuştum kendisine; “Selim bey, daha daha..?” diye.
 Takır takır etti sözlerini. Sıraladı ÇAFAD’ ın derdini, hedefini. Ve dedi ki;
“ Yaptığımız faaliyetler ile amaçladığımız hedefler; Halk Oyunlarımızı ve dolayısı ile Folklorumuzu araştırmak, geliştirmek, gençlere sevdirmek ve bir sonraki nesillere aktarılmasını sağlamak..
Halk Oyunlarımızın yanı sıra, Türkülerimizi, Halk Müziğimizi sevdirmek ve bu kültürü gelecek kuşaklara aktarmak
İlkokul çağından itibaren, çocukların ve gençlerin Müziğe, Halk Oyunlarına, Sportif çalışmalara karşı olan ilgilerini arttırmak ve onları teşvik etmek.
Bu doğrultuda Ulusal ve Uluslar arası boyutlarda, yarışmalar, gösteriler, tanıtımlar geziler vb. etkinliklere katılmak.
Özellikle gençlerimizin Milli değerlerine bağlı ve Atatürk ilkelerine uygun yetişmeleri konusunda bir köprü görevi oluşturmak
Gençlerimize sorumluluk duygusu aşılayarak, gelişimlerini doğru ve sağlıklı yapabilmelerini sağlamak ile kötü alışkanlıklardan uzak durmaları konusunda gerekli çabayı göstermek.”
 Şimdi soruyorum sizlere, Çanakkaleliye: “Yanlış mı demişim: Zor Günde AFAD, Tanıtımda ÇAFAD..” diye…!