Tuzlu bey’i kaybettik. Ne diyeceğimi inanın bilmiyorum..
Tuzlu bey’i kaybettik. Ne diyeceğimi inanın bilmiyorum..
Belki birden fazla tekrar edeceğim şu ifadeyi kullanacağım, müsadenizle;
“Hayatın tuzu- biberi deriz ya bazen, öyle bir isimdi işte Ertan Tuzlu..”
Öyle böyle değil tanışıklığımız. Hem biraderi koskoca muhtar Ali aga ile hem de kız kardeşi Arzu kardeşimle..
Çanakkale’de yaşamın güzel tarafıydı Ertan ağabey.. Gerek 90’ lardaki mesai arkadaşlığım, gerekse sonrası yıllardaki değişilmez dostluğu. Meselelere ilişkin değerlendirmeleri de farklı, gülüşü de.. Hele hele o kahkahası.
Sohbetin derinliğinde, güzel yönü çıkardı yaşamın. Çünkü yorumları mantıklıydı Tuzlu bey’ in..
Boş-ver’ ciy di bazen de .. “Dünya dönüyor oğlum. Takma kafana” cıydı en ciddi meselelere de..!
Kısacası hayat yüklüydü, pozitifti. İnsandı insan..
Severdi sanatı, müziği.. Alem’ i de severdi. Alem derken Buzlu RAKİ’ den kurulu çilingir sofrası değil sadece bahsettiğim. İnsanlık alem’ ini severdi.
90’ lar dan dı tanışıklığımız. OLAY’ lı yıllardı o yıllar. Rahmetlik Turhan Narler ile çok sohbetimiz olmuştu güncel meselelere. Atardı koskoca bir kahkaha, çatlatırdı bizi de bir anda yüreğimizden..
Radyolu yılların unutulmaz sesiydi kulaklarımızdan eksilmeyen. Sanatla, kültürle dolu, şiirle perçinleşen sohbetlerin ismiydi kısacası..!
Tekrar edeceğim yine özetle, diyeceğim ki; “Hayatın tuzu- biberi deriz ya bazen, öyle bir isimdi işte Ertan Tuzlu..!”
Çoktu anılar, hangisinden söz edeyim ki şimdi? Çanakkale’nin tanıtımı anlamında faydalı olacağını inandığı konuları öyle savunurdu ki Ertan Tuzlu, sanırsınız kendi menfaatine. Yok hayır kesinlikle, Çanakkale’nin menfaatineydi tüm düşündükleri. Çanakkale’ydi ona göre hayatın anlamı ve tek meselesi. Aşığıydı şehrinin.
Boğaz’ ına da ayrı bir hayrandı vesselam. Severdi martıların çığlığını dinlemeyi.
Hele kar yağdı mıydı,”Düşeceğimi bilsem de, kordonda gezeceğim” inadındaydı..
Şiir, resim, kısacası sanatseverdi Ertan Tuzlu. Bozcaada, Gökçeada, Yenice, Çan, Bayramiç bir di o’nun için, mesele Çanakkale olduğunda.
Üşünmeden yorucu yolculuklara da bunun için çıkardı bildiğim.. “Öldüm, bittim, yoruldum,yandım..” dese de, Çanakkale için çıkmayacağı yolculuk yoktu Tuzlu bey’ in..
Nereden bilebilirdik ki, şimdi dönüşü olmayan yolculuğa çıkacağını. Çanakkale için; sürekli pır pır atması belki de çok yordu kalbini..
Şimdi yazdıklarımı okusaydı rahmetli; “Oğlum döktürmüşsün… “Haa haa haa haa haa haa haaaa “ diye atardı yine kahkahasını. Sonrada; “Sen nereden bildin, kalbimin Çanakkale için yorulduğunu?” diye sorardı eminim..
Mesele Çanakkale ve Çanakkale’nin tadına varma olunca, yorgunluk da bilmezdi koskoca vücudu, vücudundan da büyük yüreği.. Hesap sorardı da, sonra da şöyle derdi eminim;
”Beni Çanakkale yormaz.. Haaa haa haaa haaa haaa. Çanakkalesizlik yorar…!”
Tam da böyle oldu işte Tuzlu bey..! Kötü şakanı yaptın, bastın gittin. Tuzlu bey’ siz Çanakkale, Çanakkale’ siz bir Tuzlu bey. Olmadı be ağabey..
Yine edeceğim şu ifademi, müsaade etseniz de, etmeseniz de be agalar; “ Hayatın tuzu- biberi deriz ya bazen, öyle bir isimdi işte Ertan Tuzlu..!”
Geçenlerde, bir deli oğlanın, sosyal medyadan yazdıklarından acayip korkmuş ve aramıştı bendenizi: “Oğlum, bu deli oğlan neler yazmış öyle? Sanki hayatına son verecek gibi. Bir bak, ulaşmaya çalış…” diye.
Böylesine bağlıydı, endişelenirdi dostlarına. Ürperirde bir anda, çünkü menfaatsiz sevgiyle yüklüydü koskoca yüreği..
Endişelenmesine neden konunun, boşa efham yaşattığını anlayınca, önce bakardı sertçe, sonra yine basardı kahkahasını; “Haaa, haaa, haa, haaa” diye.
Bugün bedeni sonsuzluğa uğurlanacak Tuzlu bey’ in. Aşığı Çanakkale’sinin, kara toprağınla buluşacak. Lakin ruhu her daim sokaklarında dolaşacak, deli yürekli Tuzlu bey’ in..
Tadımız, tuzumuz kalmadı belki evet. Çükü kaybettik Tuzlu bey’i.. Fakat, biliyoruz ki, Çanakkale’den geçen bu yürekli insan, her daim kalbimizde yaşayacak, tıpkı ‘Çanakkalem’ gibi…
Çanakkalesiz atmayacak ise yüreğimiz, atsa ne olur, atmasa ne be kardeşim..
Bir de şunu diyeceğim, müsaade etseniz de, etmeseniz de; “Çanakkale, Çanakkale aşığı değerlerle daha bir kıymetli. Kaybettiğimiz değerleri hiç unutmayalım, unutturmayalım, olur mu be artliim..!”
Musalla taşında yatan, onlarca Çanakkaleliye, son görevinde kusur etmemiş Ertan Tuzlu’ yu, biliyorum ki bu gün Çanakkale uğurlayacak sonsuzluğa, o soğuk fakat kaçınılmaz adresten.
Necip paşa camii avlusu, bu kez o’nun için dolup taşacak. Bu gün bizler, Çanakkale.. ışıklar içinde uyumaya uğurlayacak tuzlu bey’i..
Kahkahasını belki işitemeyeceğiz fakat, biliyorum ki görecek her birimizi. Kalabalığa ses verecek belki deTuzlu bey; “Leeen, sende mi geldin uğurlamaya. Haa haaa haaa..!”
Bir kocaman adam, bir kocaman yürek geçti Çanakkale’den.. Ardında unutulmaz kahkahasıyla hep hatırlanacak bir insan gibi insan..
Başta anacığına, Ali ve Arzu’ ya sabır diliyorum. Başınız sağ olsun.
Seni çok seven Çanakkale, tuzlu bey’ siz kaldın. Fakat, sana olan aşkı ölmez yaşayanlarınla, sen sonsuza kadar hep yaşa Çanakkalem..!