.



Hainlikte sınır tanımayan, bebek katillerinden, dağda 500 kadar kaldığını söylemiş sayın bakan. Hadi İnşallah bitsin, tükensinler.  Kökleri kurusun şerefsizlerin.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: "Dağda 500 kadar PKK'lı kaldı" ifadesiyle, gelinen son durumu özetliyordu.
Jandarma Genel Komutanlığınca terör, istihbarat, emniyet ve asayiş olaylarına yönelik 2019 yılı değerlendirme toplantısında ediliyordu bu iç rahatlatan sözler.  Deniliyordu ki;
"Bütün imkanımızı kabiliyetlerimizle ve kapasitemizle bu 500'ü sıfırlamak için kullanacağız"
Onlarca yıldır, binlerce ocağa ateş düşüren, Annelerini kuzularından, evlatları babalarından, eşleri  hayat arkadaşından koparan hain teröristlerin, sonu geliyor vesselam.
Türkiye’yi sevindiren sözleri, Başkentli meslektaşlarım İrfan Çalışkan  ile Emre Yüzügüldü kaleme almış. Yüzügüldü, yüz güldüren bu haberinde;
 "500'ün çok az üzerinde bir terörist kaldı. 2020 yılı için bütün hazırlık, imkan ve kabiliyetlerimizle, kapasitemizle bu 500'ü sıfırlamak için kullanacağız. Girilmedik alan bırakmayacağız" açıklamasında bulunan sayın bakan Soylu’ nun verdiği müjde niteliğindeki bu bilgileri son derece keyifle yazdı. Tıpkı, İrfan Çalışkan kardeşim gibi.
Siyaset kamuoyunun gündemindeki,  CHP’ yi de karıştıran konuya ilişkin son olara neler denmiş merakıyla Başkent gündemine göz atıyordum, hemen her şeyin önüne geçen bu denilenleri fark ettim. Haliyle, meselelerin tümünü askıya alıp, İçişleri bakanı sayın Soylu’  nun dediklerine odaklandım.
Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe’deki karargahında 3 gün sürecek toplantıda ediyordu sayın Bakan Soylu, hayli yüzümü gülümseten sözlerini.
Bir kahrolası beladan kurtulmaya, hainlerin dağdaki yapılanmasının kökünün kuruduğunu özetliyordu açıklamada yer bulan sözler.
Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Sahil Güvenlik Komutanı Tuğamiral Ahmet Kendir ile il komutanları ve Jandarma Genel Komutanlığı personelinin yer aldığı toplantıda, 2019 yılı değerlendirilirken, 2020 yılında icra edilmesi planlanan çalışmalara yönelik yol haritası da belirleniyordu.
Sayın Bakan’ ın, Türkiye’ ye müjde anlamı taşıyan sözlerinden önce, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Çetin, “Terörle mücadele karşısında zor ve önemli bir süreçten geçiyoruz.
Mücadelemiz son terörist etkisiz hale getirilene kadar devam edecektir.
Mevcut huzur ortamının kalıcı hale getirilmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınılmayacaktır.” Diyor, ardından da;  “Dün olduğu gibi bugün de Jandarma Genel Komutanlığı üstlendiği bütün görevlileri azim ve kararlılığıyla yerine getirecek. Her ne pahasına olursa olsun mevcut yasaların verdiği sorumluluk ve yetkiyle ‘ara, bul ve yok et’ şeklindeki mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.
Kışın bütün terör örgütlerine karşı Jandarma Özel Harekat, Polis Özel Harekat, tüm komuta kadememiz olarak bütün birimlerimizle yükleneceğiz” ifadesiyle, hainler sürüsüne, PKK’ lı şerefsizlerin tamamına veriyordu okkalı mesajını.  
İçişleri Bakanı Soylu ise, Arnavutluk halkına geçmiş olsun dileklerini ileterek başladığı konuşmasında, Arnavutluk’ta yaşanan depreme ilişkin; "AFAD, UMKE ile Kızılay gitti ve Türkiye olarak elimizden geldiğince Arnavutluk halkının acılarını hafifletmeye çalışıyoruz. Ekipler büyük bir gayretle enkaz kaldırma ve ilk yardım çalışmalarını gerçekleştiriyor. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum" diyor, sonrasında da PKK ile mücadelede geline son durumu özetiyordu.
 "PKK'ya müzahir partinin genel başkanı çıkmış bizim için ileri geri konuşmuş"  diyerek giriyordu söze. Sonra da; Türkiye'nin jandarmalığın da, polisliğin de, insan olmanın da, büyük devlet olmanın da, millet olmanın da kitabını yazdığını belirtiyordu İçişleri bakanı soylu.
"Sinen, pusan, süreçlerin yönlendirmesine göre pozisyon almaya çalışan bir devlet yok.
Artık sözünü sakınan bir devlet yok. Üç tane gazete manşetiyle susturulan, 'Aman muhalefet yemeyelim' korkusuyla adım atamayan bir Türkiye de yok. “ şeklindeki çarpıcı ifadeleri ardından, adrese telsem veriyordu, veriştiriyordu Bakan Soylu.
Ağırdı sözleri, Tonlarca basıyordu. İfadeleri netti, tıpkı terörü bitirmekte kararlı Türkiyem gibi.
Şöyle diyordu Bakan soylu; “PKK'ya müzahir parti, sözcülüğünü falan değil doğrudan kuryeliğini milletvekillerinin yaptığı partinin genel başkanı çıkmış bizim için ileri geri konuşmuş.
Çok da umurumdaydı. 13 yaşında kızları dağa kaçırıp tecavüz eden, sonra da terörist yapan PKK'lı sapıkları, Cemil Bayık'ı, Murat Karayılan'ı savunan, oradan talimat alan partiden kadına şiddetle mücadele dersi alacak değiliz.
Söyleyecek sözleri varsa gitsinler 13-14 yaşındaki çocuklara tecavüz eden Kandil'deki o aşağılık adamlara söylesinler"
Ne de okkalı sözlerle vurmuş, teröriste terörist diyemeyen o destekçileri. Daha ne denilir ki..?
Bakan Soylu ayrıca,  HDP' nin bugüne kadar istismar etmediği alan kalmadığını, Kürtleri, Doğu ve Güneydoğu'da yoksunluğu, geri kalmışlığı, hukuku, demokrasiyi istismar ettiklerini, şimdi de kadın cinayetleri üzerinden kadın meselesini istismar ettiklerini vurgulamış sözlerinde.
Ve demiş ki; "Madem kadınları bu kadar önemsiyorlardı Diyarbakır'da aylardır ellerinde evlatlarının fotoğraflarıyla merdivende oturup, evlatlarını isteyen anneler için neden bir şey yapmadılar?
Önce korkutmaya çalıştılar, bizatihi Kandil'den mesaj getirip tehdit ettiler. Baktılar olmadı yanlarından geçip gittiler, yüzlerine bakmadılar.
Bir tanesinin bile evladının acısını hissetmediler. Kendilerine yakın medya bunu nasıl haberleştiriyor biliyor musunuz? 'Diyarbakır il binası ablukada' diyor" diyerek, özetliyordu gün gibi açık yaşanılanları.
"Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" kapsamında Taksim'de düzenlenen eylemde polisin kadınlara şiddet uyguladığı iddiasına ilişkin de ediyordu net sözlerini. Diyordu ki sayın bakan;
 "Koskoca bir yalandır ve ayıptır. Artık bu istismardan bir vazgeçin. Basın açıklaması bittikten sonra 50 LGBT'li polise saldırdı. Sadece hafif bir gaz sıktı. Gaz sıkıldıktan sonra da olay dağıldı"
Açtığı dikkat çeken bir diğer başlıkta ise, şu ifadeyi kullanıyordu sayın bakan;  "94 belediye başkanından 42 belediye başkanı toplamda 286 yıl ceza aldı"
Terörle iltisaklı belediyelere 2016'da görevlendirme yapıldığında da ortalığın ayağa kaldırıldığını anımsatarak ediyordu sözleri Sayın Soylu. Ve şöyle devam ediyordu, sıraları soruları eşliğinde;
  "94 belediye başkanından 42 belediye başkanı toplamda 286 yıl ceza aldı. 19'u tutuklandı, 59'u tutuksuz yargılanıyor, 8'i hakkında da yakalama kararı çıktı. Kandil'in en son derdinin ne olduğunu biliyor musunuz? Söyleyeyim Amedspor. Aman ne yapın, nereden ne derseniz edin Kandil'in açık talimatı, 'Amedspor'a oradan buradan ayda 400-500 bin lira para bulun' diye bizatihi Cemil Bayık talimat gönderiyor. Terör örgütünün desteklediği bir siyasi parti. Terör örgütünün direkt talimat verdiği bir spor kulübü. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şey yapılabilir mi? Cemil Bayık, 'Amedspor'a destek verin' diye açık açık talimat gönderdi, duymayacak mıyız?"
Ve işte o müjde. Ancak öncesinde; "PKK'yı dağlardan silecek ekip, bu ekip olmalıdır" ifadesiyle geliyordu kahramanlara yönelik ifadeler.
 Soylu, terörle mücadele politikasına değindiği konuşmasında; "Bize kurşun sıkanın ümüğünü sıkarken, okul önlerinden çocuk kaçırıp terörist yapan, sınırın ötesinden küçücük çocukların okuduğu okullara, insanların evlerine havan mermisi atan teröristin ümüğünü sıkarken kimseden izin almak zorunda değiliz.
Artık 'teröriste terörist' diyen, teröriste ekmek verene de, destek verene de cevap veren, müdahale eden bir devlet var. İşte sizler, bu ülkenin jandarma teşkilatısınız. Net bir şey söyleyeyim, bu ülkenin bugüne kadar gördüğü en iyi, en güçlü jandarmalarsınız.
Çıtayı en yükseğe çıkarmış jandarmalarsınız. Teknolojik kapasitenizle, beşeri kapasitenizle, operasyonel tecrübenizle en iyiler sizlersiniz. PKK'yı dağlardan silecek ekip, bu ekip olmalıdır" diyordu.
 Bilgiler net, sayı da var ve gelinen son durum der gibiydi sonrası sözler. "233 terörist adalete ailesinin iknasıyla teslim oldu" diye giriyordu söze sayın Bakan ve;  PKK'nın yılda 5 bin 500'ün üzerinde dağlara terörist götürdüğü yılları hatırlatıyordu.
 "Belediyelerinden, kurmuş oldukları derneklerinden, sözde radyolarından yaptıkları çağrılarla ve sözde gazetedeki makaleleri ile annelerinden çocukları koparıyorlardı. 2019 yılı için rakam 111. Üç yılda 600’e yakın terörist ailelerinin ikna etmeleriyle birlikte geldiler adalete teslim oldular. Ortaya koyduğumuz bu yöntem bilimsel bir yöntem. Üzerinde iyice düşünülmüş, titiz çalışılmış ve PKK’yı psikolojik olarak kalbura çevirmiştir. Geçen yıl sayı 165 idi, bu yıl dağlardan 233 terörist adalete teslim oldu” diyerek aktarıyordu son durumu.
 Müjdeli sözleri geliyordu, iki satırda;   "500'ün çok az üzerinde bir terörist kaldı. 2020 yılı için bütün hazırlık, imkan ve kabiliyetlerimizle, kapasitemizle bu 500'ü sıfırlamak için kullanacağız. Girilmedik alan bırakmayacağız" derken.
Hadi inşallah, denilmez de ne denir bu sözler üzerine..? Bitsinler lanet olası hainler. Tükensinler, kara toprak yutsun alayını ve de yandaşlarını.. Haydin hoşça kalın..