.


Yaşamın iki yüzü.  Dram da var, kartpostallık görüntüler de..
İnadına kaçış bir yanda, bir yanda da kara kış’ ın kimine göre beğeni toplayan hali.
Beğeni dilinde Beyaz örtü.. Aksi düşüncede ise, Beyaz esaret. .. Yani kar..!
Kış birden geldi, topuyla tüfeğiyle., Sıcaklık düştü, dondururu seviyede.
Peki ya bu havada, yeni bir hayat umuduyla, buz gibi deniz sularına açılmadaki ısrarcılık?
Düzensiz göçmenleri, kara kış’ı anlatır görseller ile bir arada verip, amacım duygu sömürüsüne katkı sunmak değil. Sömürüye gerek de yok aslında, Sarıçay kenarına göz atmak bence hayli yeterli. Ya da bölgemizdeki camii avlularına şöyle bir göz gezdirsek,  sanırım durum daha bir anlaşılacak.
Soba başında, kalorifer peteğinin yakınında kış gelse ne olur, gelmese ne olur..? Tencerede aş, masada bir tabak çorba, dahası diğer lezzetler.. Bz gibilere hava elbet hoş.. peki ama, bu nimetleri şimdilerde bulamayanlar. İnsanlık dramı diye tanımlananlar.. 
Sokakta, buz gibi havada kedi köpek görünce benim  içim acır.. Ya sizin..? Bir de, zorunla halde şehrimizde ikamet edenler var. Onlara ne demeli.. Onların çocukları mesela.!
Halim vaktim yerimde olsa, neler yapmam.Lakin, herkes gibi bende de durum malum.. Aç açık kalana yardımım olur diye şans oyunları oynadığım doğrudur. Loto, sayısal ve on numara gibi. Ne var ki, tık yok.. 
Gelelim güne. Hayal aleminden uzaklaşalım ve gerçeğe dönelim. Kara kış yüzünü gösterdi bölgemizde. Soğudu, üşüdü bir güzel hava..Kara kış’ ın güzel yüzü olsa da beyaz örtü, kartpostallık manzaralar görsek de bazı bölgelerde, kazın ayağı öyle edğil, aç ve açıkta kalanlara.
“Çanakkale’nin yüksek kesimlerinde kar yüksekliği 20 santimetreye ulaştı”  deniliyordu, İHA’ nın servis ettiği haberde
Yeniceli meslektaşımız Emrah Elmas’ ın objektifinden fotoğraflar görüyorsunuz sayfamızda. Kara kış’ ın geldiğini gösterir güzel kareler.
Hali vakti yerinde olana, kış’ ın güzel yanı, kimine göre beyaz esaret olan kar..!
Yeniceyi beyaza bürüyen yağış, dün birden buz kesen sıcaklıkla birlikte geldi. Sabah saatlerinde Yenice'nin Kalkım beldesinde, Kazdağları Dalak Suyu mevkiinde kar yağışı etkili olduğunu duyuruyordu meslektaşım Emrah Elmas.
Kaleme aldıkları şöyle geliyordu; “Kısa sürede kar bölgede 20 santimetre kalınlığa kadar ulaştı.
Kar yağışının ardından eşsiz Kazdağları manzaraları oluştu. Özellikle off-road meraklıları özel donanımlı araçları ile bölgede bu doyumsuz manzarayı fotoğraf karelerine yansıttı.
Karlar altında Kazdağları’na çıkan off-roadçular Onur Sezer ve İsmail Öztürk, zorlu bir yolculuk yaptıklarını, ancak özel donanımlı araçları ile Kazdağları’nda beyaz örtünün ayrıcalığını yaşadıklarını ifade ettiler. “ diye..!
Kış bir yanda, bir yanda da dondurucu soğukta, yeni bir hayat ümidi ile yola çıkanlar.
Misal, bir gün içinde, yüzlercesi yakalananlar. Önce 247, sonraki bir haberde 07 denilerek özetlenen düzensiz gözmenler.
Bir dönem, DHA’ da mesai yaptığım Bekir Erdinç bildiriyordu son durumu Ayvacık‘tan. Diyordu ki ‘ ya yazdığı İHAhaberinde; “Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinden Yunanistan’ın Midilli adasına lastik bot ile kaçmak isteyen 247 yabancı uyruklu Sahil Güvenlik ekiplerinin yaptığı 6 ayrı operasyonla yakalandı.”
Düşünün şimdi. Hava buz kesmiş ölümü göze alarak birileri denize açılmış. Belirsizliğe doğru yol alıyor.
Hayatın iki yüzü işte.. Bir yanda hali vakti yerinde olan bizler, bir yanda da durumu bozulup, ya da mecbur kalmış,  yeni hayat ümidine kapılanlar.
Bölgemizi göç yoluna ç evirmek isteyen insan tacirlerinin yediği halt aslında bu organizasyonlar. Ölümüne yolculuk da denilebilecek kaçış palanlarını hayata geçirenlerin kökü kurumadıkça, pek çok haber okuyacağız, bu ve benzeri türden.
Bekir ağabeyin haberinde, detaylar geliyordu, bildik ezber yaptık türden. Bölge aynı, Göç yoluna çevrilmek istenen o güzelim sahiller..
Şöyle diyordu Bekir ağabey; “Kuzey Ege’de Müsellim Boğazı’nda yasadışı geçişlere karşı devriye görevi yapmakta olan Sahil Güvenlik ekipleri, Ayvacık sahili açıklarında yaptıkları 6 ayrı operasyonda, Midilli'ye lastik bot ile gitmeye çalışan 247 göçmen yakaladı. Sahil Güvenlik TCSG 28 Bot Komutanlığı ekiplerinin Burunucu ve Ahmetçe altı mevkii açığında yaptığı 4 ayrı operasyonda lastik bot ile Midilli adasına kaçmak isteyen Afganistan, Suriye, Kongo, Senegal ve Mali uyruklulardan oluşan 155 göçmen yakaladı. “
Sonra da; “TCSG 905 Bot Komutanlığının Babakale Köyü açıklarında yaptığı bir başka operasyonda ise 42, TCSG 109 Bot Komutanlığının Sivrice açıklarında yaptığı bir başka operasyonda da 50 Afganistan uyruklu göçmen daha yakalandı. Küçükkuyu'daki Sahil Güvenlik Karakolu'na getirilen yabancı uyruklulara burada giyecek ve yiyecek verildi. Yabancı uyruklular, işlemlerinin ardından Ayvacık Yabancılar Geri Gönderme Merkezine teslim edildi.” İfadesiyle bahsediyordu durumdan.
Polis, Asker, Bahriyeli. Dondurucu havada mesaideler yine. Ölümüne yolculuğa çıkanları, son anda Azrail’ in elinden çekip almak için.
Üşüyen havalarda, bir de onların yaşadıkları var anlayacağınız. Deniz buz kesmiş, kar yolları örtmüş. Sorun değil, her daim mesaideler onlar..
İki yüzlü bir yaşam anlayacağınız yaşanılanlar. Güzel yanı, son anda hayata bağlananlar, çoluk çocuk, düzensiz göçmenler.. Hayat kurtarınca görevliler ayrı bir mutlu oluyorlar, gerisi de teferruat kısaca..
Diyeceksiniz ki, neden bahsettin, böyle ayrı ayrı meselelerden. Hayat işte, iki yüzlü yaşamın içindeyiz, bir de bu pencereden bakalım istedim, soğumuş havada, yer yüzüne..
Kış geldi kısacası. Hani yaz diyorduk ya, kapı önüne bir kap su, bir tas mama diye. Şimdi apartman önlerinde bekleşen can dostları bence bir ayrı düşünelim..
Cumhuriyet meydanında, top manzaralı otelin kapısı önünde, yere atılan çuval üzerinde yatıyordu sokak köpekleri. Ne güzel bir davranış…
Bir de camii avlularında, Sarıçay kenarında kalan hayatlar var.. Onlar için de sosyal, halkçı yaşamı savunuyoruz diye düşünenler harekete geçmeli , yanlış mıyım..?
Neyse, lafın ucunu siyasete getirmeyeyim..Ne haddime..! Kalın sağlıcakla. Havalar üşüdü, siz bari üşümeyin anlattıklarıma kulak kabartıp..