Roma’ yı yakan Deli Neron’ u tanımayan yoktur. Yeni, bilmeyen..! Öyle ya, nereden bileceğiz asırlar önce Roma’ yı tutuşturanı.

Roma’ yı yakan Deli Neron’ u tanımayan yoktur. Yeni, bilmeyen..! Öyle ya, nereden bileceğiz asırlar önce Roma’ yı tutuşturanı.
Lakin, ben bir Neron tanıdım. Yıllar önce, bir gece içinde, Gelibolu’ ya fraklı noktalardan ateşe veren bir ismi.
Yakalandı, sonra serbest kaldı. Konumuz, yine benzer bir vaka olduğu için, bu anımdan söz ettim. Geceydi, çeşitli noktalardan Gelibolu ormanları ateşe veriliyordu. Sabaha dek uğraşmıştık yangınlar ile.
Aradan yıllar geçti, bir benzer vaka daha karşımızda. Haber Ajansları’nın muhabirlerine yangın mesaisi yaptıran kundaklamalar..
İHA’ daki meslektaşlarım kaleme alıyordu detayları. Attıkları baylık şöyle idi;
“Çanakkale’de aynı site 3 günde 2 kez kundaklandı..”
 İHA’ nın yeni büro şefi  Selahattin Murathan Yıldırım ile meslektaşım Utku Yaşar Cüce  yazıyordu yaşanılanları.
Bendenize anıları depreştiren bu konu sizce de ilgi çekici değil mi?
Şehir merkezinde bulunan bir site. Aynı korku ve endişeyi üç gün arayla iki kez tadıyor yaşayanları.
Düşünelim şimdi. Benzeri vakaya tanık olmak ve o’nun yaşattığı panik ve de hissedilen endişe. 
Durduk yere, bir sitede gündem yaratan yangınlar.  3 gün içinde 2 kez meydana gelen kundaklamanın detaylarından söz edeyim, meslektaşlarımın edindiği bilgiler ışığında kaleme aldıkları haberden hareketle.
 Apartman içlerine sadece şifre ile giriş yapılabilen sitede, çıkan gizemli yangınlar nasıl tedirginlik yaratmaz ki?
Üstelik güvenlik için kameralar var iken etrafta, bu nasıl bir cesaret..?
Güvenlik kameralarının, bloklara sadece sembolik olarak takıldığı ve hiçbir zaman aktif hale getirilmediği konusu ise, ayrı bir soru işareti bence..!
Haberin detaylarındaydı bahsettiğim bu önemli bilgi.
Şimdi geliyorum, haberdeki anlatıma. Şöyle geliyordu ilk cümle; “Çanakkale Barbaros Mahallesi Plaj Caddesi üzerinde bulunan Toprak Kent Sitesi sakinleri 3 gün içinde yaşanan 2 kundaklama olayı ile sarsıldı. “
Nasıl sarsılmaz ki insan..? Bu nasıl bir iştir? Daası ne sorular..!
Haberde; “Sitede yaşanan ilk yangın vakası 28 Aralık gecesinde meydana geldi.” Şeklinde bilgi beraberinde, şu anlatım yer alıyordu; “4 adet motosikletin de bulunduğu sitenin giriş bölümü sabah saat 05.00 sıralarında kundaklandı.
İtfaiye ekiplerinin yoğun çalışmasıyla kontrol altına alınan yangının şans eseri doğalgaz hatlarına sıçramaması sonucu faciadan dönüldü.
Yangın sonrası sitenin giriş bölümü kullanılamaz hale geldi. Yaşanan bu olaydan yalnızca 3 gün sonra, bu kez yılbaşı gecesi sitenin B bloğunun bodrum katı ateşe verildi.
Yine sabah saat 05.00 sıralarında başlayan yangın, o saatte henüz uyumamış olan Umut Işık tarafından fark edildi.
B blok 2. katta oturan ve itfaiye ekiplerine haber verdikten sonra balkona çıkıp bağırarak herkesi uyandıran Işık, onlarca kişinin uykuda zehirlenmesine ve alevler içinde kalmasına engel oldu.”
Bence, yılın kahramanı olmuş bu kardeş. Alkışlamak gerek. Onlarca canı,  hayata bağlamış bu tavrıyla.
Sonrasında yaşanılanları da özetliyordu İHA’ nın acar muhabirleri. Şöyle geliyordu anlatımları;  
“İtfaiye ekiplerini balkonda bekleyen yaklaşık 50’ye yakın site sakini, 2 saatlik bir çalışma ile söndürülen yangın sonrası apartmandan tahliye edildi.
Şans eseri olayda yaralanan olmazken, binada maddi hasar oluştu. “
SORULARA NEDEN BİR ÖNEMLİ DETAY..
Böyle diyorum, çünkü şifreyi bilmeyen nasıl girsin apartmana. Ve o kadar canı kim alevlere teslim etmek ister?
Haberdeki şu detaydan dolayı, sıraladım akla gelen soruları. Çünkü; “Apartmana sadece şifreyi bilenler girebiliyor” vurgusu yer alıyordu meslektaşlarımın haberinde.
Özetle şu ifadelerle; “Yaşanan vahim olayı birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Apartmanlara sadece şifre ile girilebilen sitede 3 gün içinde çıkan 2 büyük yangın, vatandaşları ürküttü.
Yangınları site içinden birinin ya da daha önceden siteye misafir olarak gelmiş bir kişinin çıkardığını tahmin eden site sakinleri, olayın bir an önce çözülmesini ve sorumluların cezalandırılmasını dört gözle bekliyor. “
Hakikaten, şifre yoksa haliyle giriş imkansız ise, bu nasıl bir şeydir..?
Eminim ki, Çanakkale Polisi çözecek bu işi. Samanlıkta iğne arama gerektiriyorsa dahi, çözerler eminim..  
Peki ya, yılbaşı gecesi olmasa ne olurdu? Aslında, gecenin sonrası gün tatil olduğundan, uyumamış sakinler, bence şanslılardı.  Ertesi gün mesai olduğunu varsaydığımızda, erkenden uyuyanlar belki bir facianın içinde bulacaklardı kendilerini.
 
Meslektaşlarımın haber dilinde geçen şu cümleye dikkat kesilmemek elde değildi kısacası. Şöyle diyorlardı; “Yılbaşı gecesi B bloğun bodrum katında çıkan yangın sonrası apartmanda elektrik, su ve doğalgaz kullanılamıyor.”
Kış ayındayız ve hafta başından itibaren kar yağışı bekleniyor. Allah, bu site yaşayanlarının yardımcısı osun. Umarım kısa sürede, hayatı fleç eden ayrıntılara çözüm gelir.
Bu bilgiye ne demeli..? Haberde; “Kameraların yıllardır kullanılmadığı ortaya çıktı” şeklinde çarpıcı bir detay daha vardı. Hakikaten, ne demektir bu?
Benim bu sorgulamam gereksiz diye düşünülebilir. Lakin, ne yapalım, sorgulamayalım da?
Verilmiş sadakası varmış dedirten bir durum yaşanmış kısacası. Tüm yaşayanlarına geçmiş olsun diyoruz fakat, bu olay bence kısa sürede çözümlenmeli. Düşünsenize, Allah korusun, aksi olsaydı, kaç can gidecekti yeni yılın ilk saatlerinde..?