Anlamayanlara tavsiyemdir.. Bir de, tersten okuyun.. Belki bu sayede, ezber edilir sürekli haykırmamız gereken..
BAR BAR BAĞIRASIM VAR.. İNADINA, ..
HİÇ SUSMADAN HEM DE. BAR BAR..!
“ENEYİD MÜ’ KRÜT ULTUM EN”
Anlamayanlara tavsiyemdir.. Bir de, tersten okuyun.. Belki bu sayede, ezber edilir sürekli haykırmamız gereken..
Yani diyorum ki: NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE..!
Hep içimden geçiyordu. Bir baktım ki, bir koca yürekli çıkmış, söyleyivermiş düşündüğümü.. İçimden geçeni.
Ünlü bir isim söyleyince, denilen çabuk işitilir ve hatırda kalır malum..
Ben desem, provokatör lük ile suçlanırım.. Benzeri bir benzetme yapmıştım geçen yılın Temmuz’unda, yemediğim, işitmediğim laf kalmamıştı.. Dediğim aslında çok netti; “Aman ha geziye dönmesin..?”
Şimdi kendimce meseleyi bırakıp, döneyim güne. Şu okkalı söze.. (Bu arada; Denileni anlatır haberi okur iken: ağzına sağlık. Hey Maşallah” dediğim ismin ifadesine..)
Barolar Birliği Başkanı sayın Feyzioğlu: “Hepimiz Ermeniyiz gibi sloganları bir kenara bırakalım” demiş..
Ne isimler haykırmıştı o sözü. Hatırlıyorum da..! Kamuoyunun tepkisi de vardı o günlerde, ‘hepimiz..’ vurgusuna.. Misal; “Ben o hepimizden değilim..” diyerek, söylenen tanıdıklar..
Sayın Feyzioğlu’nun bu sözlerini, Başkent haber turunda iken frak ettim. Meslektaşlarım, İrfan Çalışkan ve Erdinç Türkcan’ ın kaleminden öğrendim detaylıca denilenleri.
Abonesi olduğumuz İHA’ nın bülteni yardımıyla, Ankara gündemine göz atar iken, şu satırlar ile başlayan habere dikkat kesildim;
“Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 20 Ocak 1990 Azerbaycan Olayları yıl dönümünde, ‘Hepimiz Ermeniyiz gibi sloganları bir kenara bırakalım da ağız dolusu Türk milletinin uğradığı bu katliamlara karşı hepimiz Türk’üz diyelim’ dedi.”
“Hepimiz Türk’ üz..” diye, elbette ki haykırmalıyız. “Ne Mutlu Türk’üm Diyene..” haykırmamızın kesinlikle gerektiği gibi. Böyle düşünmeme, mutlak ki eleştiri gelecek. Lakin, çok ta tıınn.
Ben döneyim, alkışladığım sözlerin edildiği dakikalara. Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Azerbaycan Dostluk, İşbirliği ve Dayanışma Vakfı ve Azerbaycan Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçiliği tarafından ortaklaşa düzenlenen; “30. Yılında 20 Ocak 1990 Olayları: Azadlığa Giden Yolun Asimetrik Savaşı” konulu etkinlik ve “Kanlı Ocak Resim Sergisi" açılış törenine.
Bu törende, ağız dolusu sözler eden Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu.
Bu etkinlikte, Azerbaycan Büyükelçisi Hazar İbrahim’in konuşması da güne damga vurmuş aslında.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı Aygün Attar, ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Do. Dr. İsmail Safi de bu törenin katılımcılarındanmış.
“21 yüzyılın eşiğinde Bakü’de insanlık dramı yaşanıyordu” diyerek, güne dama vuran çıkışın sahibi,Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu konuşmasında,
“Tarihte Azerbaycan'ın bağımsızlık mücadelesi sürecine baktığımızda, Azerbaycan Türkü’nün, Azerbaycan halkının bağımsızlık için çok ağır bedelleri ödediğini görürüz. Bu bedelleri doğrudan büyütmüşler, bazen de büyük güçlerin kullandığı ya da onları arkasına alan Ermeniler tarafından Türklere ödetilmiştir. Son 150 yıl maalesef katliamlarla doludur.
Azerbaycan Türklüğü, halkı köklü devlet geleneğinin onda verdiği yetki ve ruhla direnmiş ve asla boyun eğmemiştir, bedel ödemiştir. 1990 döneminin sonlarına doğru Sovyet Rusya'sında Azerbaycan'a karşı faaliyetler doruk noktasına ulaşmıştır. Azerbaycan Türklüğü ’nün milli lideri Haydar Aliyev’in Sovyet Yönetimi’nden Gorbaçov ve onun destekçisi Ermenilerin yoğun baskıları sonucunda ayrılmak zorunda kalması bu gerçeğin ispatıdır. Ermeniler, Azerbaycan içinden toprak isteme sürecine girmiştir. 1990 yılının 19 Ocak günü saat 19:27’de Sovyetler Birliği Devlet Birliği Komitesi yani KGB, Azerbaycan TV binasının elektrik ünitesini bombaladı. Basın susturuldu ve görsel yayın imkanı kalmadı.
19 Ocak 1990 gecesi asıl katliamı gerçekleştiren Ermeni komutanların komutasında özel birliklerdir. Kanıtlar mevcudiyetini korumaktadır. Ermeni komutanların komutasında bu özel birlikler, insanları sokakta yürürken, evlerinde, otobüs durağında ve araçlarında evlerine giderken katletti. 21 yüzyılın eşiğinde Bakü’de insanlık dramı yaşanıyordu” diyordu.
Sonra da; “Hepimiz Ermeniyiz gibi sloganları bir kenara bırakalım” vurgusu yapıyordu.
134 kişi şehit düştüğünü 600’den Azerbaycan Türkü’nün yaralandığını ve 800’ünün de haksız yere acımasızca tutuklandığını belirtiyordu önce sayın Feyzioğlu,ardından da tam olarak şöyle diyordu;
“Sovyet Ordusu, Bakü’ye girmesindeki amacı barış ve güvenliği sağlamaktır diye savunuyor ve yalan üstüne yalan söylüyordu. Elbette Ocak katliamının sadece Azerbaycan’da tanınması yeterli değildir. Uluslararası hukuk açısından bakıldığında insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamına dahil edilmesi ve sorumluların bu kapsamda takibinin sağlanması lazım. Türk milletinin haksız ve iftira niteliğindeki soykırım suçlamalar karşısındaki sessiz kalacağı, boynunu bükeceği hiçbir şey yoktur. Bu iftiraların gerçek sebebinin Ermenilerin Türklere karşı işlediği katliamlar olduğunu hiç unutmayın. Hepimiz Ermeniyiz gibi sloganları bir kenara bırakalım da ağız dolusu, Türk milletinin uğradığı bu katliamlara karşı hepimiz Türk’üz diyelim. Mezhepçilikten, etnikçilikten, ırkçılıktan uzak bu milletin asır unsurum diyen herkesin bu topraklara gönülden bağlı geleceği birlikte inşa etme ülküsüne kendisini adamış hepimiz Türk’üz. Türk milleti ve Türk devletleri bir daha böyle bir katliamın yaşanmaması için insanlık dışı uygulamaların takipçisi olmalıdır. Filistin’deki katliamları takip edeceği elbette ama Türk milletine yönelik katliamları öncelikle takip etme yükümlülüğümüz var”
Günün bir okkalı sözü daha; “O zamandan farklı güçlü Azerbaycan Ordusu var”
Azerbaycan Büyükelçisi Hazar İbrahim’ in sözleri de pak dikkat çekiciydi vesselam. Şöyle diyorlardı çünkü;
“Bugün o zamanda farklı olarak; bizim güçlü silahlı kuvvetlerimiz var. Bugün o günden farklı olarak güçlü Azerbaycan var. Bugün o günden farklı olarak bizlere karşı asimetrik savaş açmış Sovyetler'den farklı olarak, bizim dünyaya iletebileceğimiz sesimiz var. Biz bugünleri, kendimize karşı devam eden tepkileri de işgali de, hakkımızla hukukumuzla, var gücümüzle reddedebilelim. Amacımız budur ki; dünyada her yerde uluslararası hukuk amaç olsun. Biz kimsenin kanının dökülmesini istemeyiz. Ona göre ne kadar asimetrik savaşlar Azerbaycan'a karşı, kardeş Türkiye’mize karşı, Türk devletlerine karşı açılsa da bizim sesimiz her zaman güçlü olacak ve emimin ki her zaman kazanacağız”
Asimetrik savaşlar vurgusuyla, sayın Büyükelçi , konuya ‘NAKTA..’ dediten bir söz etmiş behce. Hey Maşallah. Ağzınıza sağlık sayın Büyükelçi..