Ani tuvalet ihtiyacı, Ateş basması, Baş dönmesi,


 
 
Ani tuvalet ihtiyacı,
Ateş basması,
Baş dönmesi,
Baygın hissetme,
Boğulma hissi,
Dehşet hissi ya da ölme korkusu,
Genel Titreme,
Göğüs ağrısı,
Hızlı kalp atışı,
Kulaklarda çınlama,
Kuru ağız,
Mide bulantısı,
Nefes darlığı,
Parmaklarda karıncalanma,
Terleme,
Üşüme,
Uyuşma veya iğne batması hissi,
Vücuttan kopuk hissetmek.
Bunlardan birkaç özelliğe sahip iseniz sizde sanırım modern çağ hastalığına yakalanmışsınızdır…Modern Çağın hastalığı panik atak hakkında birazaraştırma yaptıktan sonra sizlere bu hastalık hakkında bilgiler vermek istedim .
Nedir bu panik atak?
Bir panik atakta yukarıdaki semptomlardan en az dört tanesi aynı anda gözlemlenir. Daha azının gözlemlendiği durumlara ise kısıtlı panik atak adı verilir. Panik ataklar genellikle 5 - 20 dakika arasında sürse de, bunun bir saate kadar uzadığı vakalar gözlemlenmiştir.Durumun şiddetine göre panik atak sayısı değişebilir. Bazı bireyler ayda bir defa bu duruma maruz kalırken, diğer bireyler haftada birkaç defa panik atak geçirebilir.
Panik atak her ne kadar korkutucu olsa da tehlikeli değildir. Görülen semptomlar kişiye doğrudan zarar vermez. Aynı zamanda bu belirtilerin çoğu kolaylıkla başka şartlardan kaynaklanabilir. Mesela düşük tansiyon kalp atışının hızlanmasına neden olabilir.
Tanı Yöntemleri
Modern çağ hastalığı olarak bilinen panik atak, aslında türümüzü hayatta tutan temel bir güdünün sonucu: Korku. Korkunun yönelimi dışarıdan bir etkiye değil de bedenimizin içine yöneldiğinde panik atak belirtileri başlıyor. Ancak hiçbir şey çözümsüz değil. Gelin atalarımızın modern çağa armağanı olan bu hastalığı daha yakından tanıyalım.
İşteki yoğunluk, şehrin karmaşası, stres… Gündelik hayatımızda artık kronikleşen bu sorunlar, bedenimizde ve zihnimizde bir şeyi tetikleyebilir: Panik atağı. Bir iç sıkışması ile başlayan, giderek nefes alamıyor gibi hissetmenize, hatta kalp krizi geçirdiğinizi sanmanıza neden olan anlık anksiyeteler aslında panik atak belirtileri olabilir. Şehir hayatında her on kişiden birinin yaşadığı bu sorun neyse ki çözümsüz değil. Tabii her çözüm önce sorunu saptamaktan geçer…



Panik atak nedir sorusunun cevabı için tüm insanların evrensel bir duygusu olan “korku”ya bakmamız gerekir.


Panik Atak Nedir?
Panik atak nedir sorusunun cevabı için tüm insanların evrensel bir duygusu olan “korku”ya bakmamız gerekir. Doğada “korku güdüsü” ile hayatta kalmayı başaran insanların torunları olarak bu güdümüz, bedenimizin bütünlüğünü korumak ve bizi hayatta tutmak için gerekli bir mekanizma. Ancak panik atak esnasında dışarıdan herhangi bir tehlike olmamasına rağmen bu korku duygusunu yaşarız. Aslında adrenalin hormonunun yükselmesine bağlı olarak kalbin atışı hızlanır, daha güçlü ve daha hızlı nefes alıp vermeye başlarız. Hızlı nefes alıp verme sonucu kandaki oksijen oranı bir anda çok fazla arttığından baş dönmesi başlar. Yine oksijen oranına bağlı mide kasılmaya, kollar uyuşmaya başlar. Zihin tehlike anında aşırı uyarılır ve tehlike dışarıdan değil de içeriden olduğu için çaresiz hisseder. “Bayılacağım” düşüncesi, kalp krizi geçirdiğini sanma, ölüm korkusu aslında bedende oluşan fiziksel tepkilere karşı oluşan korkunun sonucu. Görüldüğü üzere temelde panik atak, bedendeki fiziksel reaksiyonların, zihin tarafından korku ile karşılanması süreci.


Bedendeki Değişim, Zihindeki Panik: Panik Atak Belirtileri
Panik atak belirtileri olarak; göğüste sıkışma, nefes alamama ve çarpıntıyı en başa koyabiliriz. Hemen ardından terleme, uyuşma, baş dönmesi, sersemlik, üşüme ya da ateş basması gelir. Bayılma korkusu, ölüm korkusu, kalp krizi geçirdiğini sanma en tipik panik atak belirtileri arasındadır. Bu belirtilerden en az dördünü yaşıyorsanız, panik atak geçiriyorsunuz demektir. Aslında tüm belirtiler, yoğun adrenalin hormonu salgılanmasının ardından bedende oluşan etkilerdir. Ancak zihin bu ani değişimde, süreci yönetemediği için korkar ve paniğe kapılır. Bedende ve zihinde oluşan tüm bu değişimler panik atak belirtileri olarak tanımlanır.


Kimler Dikkat Etmeli
Panik atak belirtileri en çok; yoğun stres altında çalışan, şehir hayatının karmaşası ile boğuşan, kafein ve alkolü yüksek oranda tüketen, iyi beslenmeyen, iyi uyumayan insanlarda görülüyor. Ancak genetik faktörler de bu konuda söz sahibi. Antidepresan kullanımına başlamak veya kontrolsüz bırakmak, kimyasal bir ilaç kullanmak da panik atağa yol açabilir. Duygusal travma geçiren, sevdiği birini kaybeden, cinsel saldırıya ya da çocukluğunda cinsel istismara maruz kalan kişiler de panik atağa yatkın olabilir.


Panik Atak Tedavisi
Yukarıda sözü edilen panik atak belirtileri sizde görüldüyse, öncelikle bir doktora görünmenizde fayda var. İlaçla panik atak tedavisi mümkün. İlaca başvurmak istemiyorsanız ya da ilaç kullandınız ve ilacı sonlandırmaya yaklaştığınız için tekrarlanmasından korkuyorsanız veya ilaca takviye olarak kendinizin yapması gerekenler nelerdir, merak ediyorsanız; gelin beraber bakalım.
İlk olarak atak esnasında yaşadıklarınızın tamamen geçici olduğunu, yarım saat, en fazla bir saat içinde tamamen geçeceğini unutmayın. Panik atak esnasında kalp krizi geçirmeyeceğinizi, boğulmayacağınızı, bayılmayacağınızı, ölmeyeceğinizi bilin ve bunu kendinize hatırlatın. Atak geçirirken, panik ataktan kaçınmaya çalışmak süreci daha da uzatacaktır. O anda kalın, size bir şey olmayacağını bilin ve kaçmaya çalışmayın. Günlük hayatta stresten uzak durmaya, düzenli beslenmeye, düzenli uyumaya çalışın. Kahve, alkol ve sigarayı azaltmaya çalışın. Yoga gibi nefes odaklı beden egzersizleri yapın.

Unutmayın, panik ataklar uzun süre devam ederse panik bozukluk yaşıyor olabilirsiniz. Muhakkak bir psikiyatriste görünmeniz gerekiyor demektir.