Bugün hiç kutlama yapmayalım, yapmadığımız için de kendimizi kutlayalım mı?
Bugün hiç kutlama yapmayalım, yapmadığımız için de kendimizi kutlayalım mı?
Çalışanlar-üretenler kutlama yapar mı, GELİR getirici, insanların daha iyi yaşamasında İLK olan unsurlar kutlanmalı-övülmeli ve model olmalı mı ? hiç şüphesiz EVET …
Etkinliklerde bir etkinlik yapıp rahatlama mı, yoksa “bilinmeyenleri-bilmeyenlerle buluşturma mı” vardır ?..
Etkinlik, pazarlama tekniğini etkin kılar mı? kılar, kılar da her gün yapılan etkinlik, ETKİSİZLEŞMEZ mi?..
Yerli-yersiz kutlamalar sıkıcı olur mu? derslerdeki yersiz ve gereksiz TEKRARLAR öğrenmeyi bozar mı, bozarsa, insanlara kazandıracağınız davranışlar zamanla AZALIR mı?!
Söz varlıklarımızda “her gün zamanlı-zamansız gelene HOŞT; arada bir gelene HOŞ geldin” diye bir söylemimiz vardır… Bu söylemle, etkili-etkisiz olma anlamını herkes kendince yorumlamalı, etkinlikler de ona göre ayarlanmalı-düzenlenmelidir…
ETKİNLİK kendini kanıtlama, duyanları-izleyenleri kıskandırma-kandırma adına değil, etkili olup, etkiyi sürekli kılma adına olmalı… Etkinlik sıradanlaşırsa, AZ-ÖZ kavramı da yerinden kalkar, gider… Yap-boz tablosu anlayışı çoğalır…
Günlük hayatın etkisi içinde iletişimi kuramazsanız, bireyselliğiniz tartışılırsa, toplumsallığa gidilecek yollar daralmış olur… Yapacağınız etkinliklerde, dinleyici-izleyici bulamazsınız, hem size hem etkinlik için bulunan hedef-kitleye DARAL gelir…
Günlük işler, kutlanır mı? Kutlama iletişim mi, işleri bırakıp kurtları dökme mi?.. Yapılacak etkinliklerin bilgisi-anlatımı, görseli-gözlemi DEĞERLİ, bir zamanı hatta bir GİZEMİ olmalı, izleyenler o GİZEMİ yakalayıp, GÜZELİ bulmalı…
GİZEMİ olmayan GÜZELİN ömrü kısa, başka bir söyleyişle mahremi, NÂ-mahrem olur… Eğitim kurumlarında yapılan ETKİNLİKLERİ bu açıdan değerlendirenler; bir sempozyumun, bir akademik çalışmanın hazırlanma sürecinin kısa ve an-lık olmadığını bilmeli; etkinliğin tadına zaman içinde varırken, kalıcılığındaki tadı anımsayıp anımsatabilmeli…
Kutlamak fiili çok mu etken, kutlamaya neden ihtiyaç duyuyoruz; yoksa kutlayalım derken, gerçek kutlanacakları göz ardı ettirip, SOSYAL gibi görünen MEDYADA basit hale mi geliyoruz…
Kutlamak güzel ve özelken, bu kadar kutlamayı, KURTLANDIRIP atıyor muyuz? İnsanı insana önce kırdırıyor, kafada olmayacak şeyleri kurduruyor, sonra da oturup onun adına kutlama yapıyor, kendimize HAVA, havasızlara cefa, dinleyicilere EZİYET, ara yemeli malzemelerle ilgili MEZİYET le al sana bir “bilgisiz-becerisiz”, bilinenden öte gitmeyen basit söylemlerle, bir ETKİNLİK,; yetkinliği az, masrafı çok, dinleyeni yok bir kutlama daha !?..
Kutlamalar, anmalar, aramalar, yanmalar, etkinlikler, etkinlikler, etkinlikler…
Bu kadar etkinlikler, kişileri etkisiz –yetkisiz, etiketsiz-etiksiz bırakmıyor mu ? Her etkinlikle etkili olmayı amaçlarken, ne şekilde ETKİSİZ olabileceği düşünülmüyor mu?..
Etkinlikler, hava verelim, benim de etkim olsun, biraz da biz havalanalım derken, etkinlik yapanlar, hedef-kitlelerinde HAVASIZLIK yaratarak, NEFES darlığı oluşturarak, KOAH olmasına sebep olmuyor mu?
İlkeli adamların ülkesinde huzurlu olmak, huzurlu olmak için kendini tanımak, etkinliği ETKEN kılmayı gerektirmez mi?...
Çözüm olarak;
Geliniz, eğitim kurumlarında ETKİNLİKLERİ azaltalım, önemli günleri unutmayalım-unutturmayalım, ama yaptığımızda da bir TAT bırakarak, özlemek fiilini etken, özletmek ilkesini DİRİ tutalım…
İlkeselliği ve bilimselliği, liberal kapitalist ekonomi pazarlamasının önünde ETKEN tutmak dileğimiz olsun !...
Bunu yapamazsak, önce basitleşip daha sonra da asitleşip-uçmak zor olmasa gerek…
Kutlamaları, kutsuz; etkinlikleri, etkisiz hale getirmemek dileğiyle, Girne’den selâmlar…
15. 05. 2022
Dr. Hayrettin Parlakyıldız
Kıbrıs İLİM Üniversitesi
E-posta; hparlakyildiz@mynet.com
Selâmlarımla.