Merhaba, bir esintiyle yine sizlerle beraberiz… Okurken mutlu olmak, yazarken huzur bulmak ve rahatlamak…
Merhaba, bir esintiyle yine sizlerle beraberiz… Okurken mutlu olmak, yazarken huzur bulmak ve rahatlamak…
MAYIS ayı var ya MAYIS ayı !?..
1’den 3’e; 3’ten 6’ya; 6’dan 13’e ve 19’a !?...
Dünya Emekçiler Bayramından, Türkçülük Günü’ne, Hızır’la-İlyas’ın buluşmasına; bazı ÖZEL anılara, Türk Dili Bayramına, kurtuluşa, (19 rakamının 1919’a) giden yola ÇIKIŞ’A Türk’ün Başbuğu M.Kemâl Atatürk’ün doğduğu Ay !
23 Nisan, 30 Ağustos, 29 Ekim bir sonuç ise; O SONUCUN başlangıcı olan
19 MAYIS'tır...
Bu başlangıcın 103.YILDÖNÜMÜ olan 19 MAYIS Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor BAYRAMIMIZI kutlarken, ATA'NIN açtığı YOLDA İlkokuldaki ANDIMIZ gelir aklımıza…
Ata anılır, Ata anlatılır, ATA unvanı herkese verilmez, ATA, Atatürk'le değer bulur; ATA unvanını alan kişi, kimlik ve kişilik modelimiz olur. Rahmet ona, ruh huzuru ona, dua ona ve silah arkadaşlarına; hak helâlliği de onlardan bize deriz de olur mu bilemem... Aramızda olmayan tüm şehitlerimizi-şahitlerimizi ve sevdiklerimizi de ANARIZ her zaman...
TÜRK DİLİ BAYRAMI’nın 745. yılında
Karamanoğlu Mehmet Bey’i özlemle anıyor, çalışmalarını TÜRK DİLİNE hizmetle GEÇİRENLERE selam-sevgi ve SAYGILAR diyoruz !.. (13.Mayıs Feysbuk profilimizden)
TÜRKÇE DÜŞMANLARINA,
“Arapça ve İngilizce hayranlarına;
anlamlı ve mantıklı bir UYARI & BİLGİLENDİRME!
Türkçe yoğun bir dildir, derindir. Kökü çok diplerde olduğundan, uzun yıllar içinde fazlalıklardan arınmıştır. Bir fikir kısa sözcüklerle rahatça anlatılabilir.
"Okutturdu" sözünü Farsça söyleyebilmek için kaç kelimeye ihtiyaç vardır mesela?
7 mi ? 10 mu? 13 mü?
"Okutturmuştum" sözünü söyleyebilir misiniz peki ?
"Gelemeyecekmiş" kelimesinin İngilizcesine bakalım : "it has been learned that he will not be abla to come"
Öyle kelimelerimiz vardır ki, bir İngiliz dil bilimci bir sayfa yazsa bile o anlamı çıkartamaz.
Beyin yanması garanti !
Türkçeyi sonradan öğrenmiş İngiliz bir arkadaşım vardı. Bir türlü "işe gidiyorum" diyemezdi. "İşemeye gidiyorum" derdi. Bizi gülmekten öldürürdü. Söylediği tek şey "Bu dili matematikçiler mi yaptı?"
Tam da burada Türk bilim adamı rahmetli Oktay Sinanoğlu'na kulak vermek gerekir ki kendisi Yale Üniversitesi'nde (ABD) "tam profesörlük" unvanını en genç yaşta kazanan öğretim üyesidir ve dünyanın sayılı dahileri arasında ismi anılır.
"Türk dilinin yapısı matematikseldir. Türkçe okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan bir dil olduğundan bilgisayar için en yatkın dildir."
Tüm bu sebeplerden de bilim dili olmayan en layık olanıdır.
Dünyada, geçmişi 4000 yıl öncesine giden diller bir elin parmaklarını geçmez. Türkçe bunlardan biridir.
Kaldı ki Türk medeniyeti bugüne kadar yok olmadan gelebilmiş dünyanın en eski 3 medeniyetinden biri olarak kabul edilir. Kökleri çok derinlere dayanan bir dil elbette ki güçlü olacaktır.
Esasında Türk'ün hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, kendisinden başka...
Bugün günlerden yine "Türkçe" olsun dedik.
Türkçe düşün, Türkçe sev...
Umudun Türk'çe olsun.” @laledemirtass /Lale Demirtaş
PSİKOLOJİYİ BOZMA USTALARINA
KELÂM BİZDEN !..
İnsanın yaratılışıyla varolan, ruh ilmini öğrenelim, uygulayalım derken, uygulatmamak, insanı insana tanıtmamak için uğraşan, PSİKO-SAPIKLARI; gerçek TEDAVİYE götürecek ANLAMLI HAFTA olmasını diliyor, bu konuda UĞRAŞ verenleri ve KENDİSİYLE barışık olanları KUTLUYORUM... (10 Mayıs-Feysbuk profilimizden)
Cinsellik Üzerine
“Cinselliğin bastırıldığı toplumlarda kadınların samimi ve nazik davranışları erkekler tarafından "ilişkiye davet" olarak algılanıyor.
Kadınlar "acaba yanlış mı anlaşılırım ? diye düşünmekten karşı cinsle dostça ve sağlıklı ilişkiler kuramıyorlar.
Bu reel hayatta da böyle, sosyal medyada da böyle.
Bir kadının bir duruma gönderiye kalp koyması, seni beğeniyor anlamında değil, gönderiyi güzel bulmuştur. Yâ da yorum yazması bir gönderi altına ilgi çekmek, beni ekle, bana yaz demek değildir.
Birbirimizi dişi ve erkek kimliklerimizden bağımsız önce "insan" olarak görmeyi öğrenmemiz lazım.
Kadınların kendilerini korumak adına gösterdikleri erkeksi davranış biçimleri içlerindeki dişi enerjinin körelmesine ve eril enerjinin yükselmesine sebep oluyor.
Kadınlar zarafetini yitirdikçe ve erkekleştikçe hayat zarafetini yitiriyor..
Kadınların nezaketini ve zarafetini kaba bir tabirle "kuyruk sallıyor" olarak görmekten vazgeçelim. Ve önce birbirimizle insani ilişkiler kurmayı öğrenelim, dişi ve erkek olmak sonraki aşama.” (Kadınca samimi itiraf)
Eski Yazıtlar’dan
“Eski yazıtlardan birinde şöyle yazar :
Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer, karga yaşlı annesini besler; bunun adı "#saygılı davranmaktır."
Horoz şafak vakti öter, yaban kazları her bahar kuzeye ve her sonbahar güneye uçar; bunun adı ''#söz tutmaktır.''
Yaban kazı ve yeşilbaşlı ördek eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez. Bu ''#sadakat'' olarak adlandırılır.
Bir geyik iyi bir otlağa rastladığında bütün grubu oraya davet eder ve paylaşır, karınca yemek gördüğünde bütün koloniyi oraya çağırır; bunun adı ''#adalettir.''
Eğer bir insan bu erdemlere sahip değilse, hayvandan beter bir halde yaşıyordur.
Bir Şaman Türkmen duası da şöyledir:
Tanrım, ilk önce dağa taşa ver.
Ormana, hayvanlara, suya ver.
Ondan sonra insanlara,
Kapı komşuna, muhtaç olana ver.
Kalırsa, en son bana ver...."
Bu zaman ve sistemde, nasıl bir insan nesli türedi ülkemizde, bilmiyorum. Milyonlarca canlı ile birlikte insana dair umutlarımız, geleceğe dair hayallerimiz de artık kül oldu..."
(Prof Dr. Nazmi Avcı)
UMUTLARIN KÜL olmaması, yukarıdaki sosyal medya paylaşımlarımızdan DERS çıkarılması, KENDİMİZİ değerlendirmemiz dileğiyle !..
Girne’nin güzelliğiyle SEVGİLER…
22.05.2022
Dr. Hayrettin Parlakyıldız
Kıbrıs İlim Üniversitesi
E-posta: hparlakyildiz@mynet.com