Bal gibi varmış efendim. Hatta ve hatta, bir uzay gemisinin yol açtığı kaza, hazırlanan Resmi Hastane raporun da bile yer tutmuş.
Şaka falan değil. Paylaştığım görsel her şeyi açık seçik ortaya sermiyor mu? Buna da mı itiraz var?
UFO kazasının yaşandığı kent İzmir. Tarihler 28 11 2013’ü gösteriyor ki Ege Üniversitesi’ nin Tıp Fakültesine bağlı Acil servise müracaat eden bir vatandaş, Başına UFO çarptığın beyan ediyor.
Yani bu vatandaşın başındaki yaralanmanın sebebi, çarpan bir UFO…
Bu vakanın bir de raporu hazırlanmış elbet. Hem de, kazaya yol açan taşıtın bir Uzay Gemisi olduğu anlatılır şekli ile….
‘Dalgamı geçiyorsun?’ diye soracak olanlara, ‘bu raporu, ben mi yazdım?’ yanıtı vereceğim elbet.
Yani yanıtım; soruya soru ile geliyor. Olacak o kadar. Belki benim de kafama UFO çarpmıştır. Nereden bileceksiniz?
Dün sosyal medyada paylaşı rekoruna koştu bahsettiğim bu rapor.
Şaka gibi görülse de, bildiğiniz bir rapor işte. Kazanın şeklini anlatıyor. Uzay gemisi yerine, UFO yazılsaydı daha net şekli ile anlatılır da vaka, ve buna itiraz da asla ama asla gelmezdi diye düşünüyorum.
UFO’ dan bahsetmişken, aklıma rahmetle andığım Yaşar Türe ağabeyim geldi. Usta da bir aralar benzer bir habere imzasını atmıştı.
O yıllarda, İş ve İşçi Bulma Kurumunda çalışıyor. Çok sevdiği gazetecilik mesleğini de birbirinden ilginç ve o derece güzel haberlerle icra ediyordu.
Rahmetle Yaşar ağabeyim, eski Acile, yani Devlet Hastanesi’ nin 1980’ li yıllarda hizmet veren Cumhuriyet ilkokulunun arka kapısına yakın Acile gelen bir kazazedeye soruyor. ‘Nasıl oldu kaza?’ diye.
Adam yara bere içinde. Bir trafik kazası yaşamış. Yanıt veriyor ağzı döndüğünce.
“Renk renk ışıklı bir şey çıktı bir anda karşıma. Havadan indi adeta. Yolumu kapattı. Korkunç bir gürültüyle çarptım. UFO muydu neydi” Yanıtını veriyor, UFO ile çarpıştıklarını söyleyen köylü dayı. yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz şekilde. Muhtemelen alkol’ ü bol aldığından.
O yıllarda, Günaydın gazetesi başta olmak üzere, Tan, Bulvar gibi gazetelerin de muhabiri rahmetle yaşar ağabey.
Bir gün sonra gazetelerde 3. Sayfa manşeti oluyor, UFO ile çarpıştığını ileri süren vatandaş. Yani kazazede o köylü dayı.
Zaman zaman filmlere de konu olan ve son repliği ile halen aklımdaki ‘UFO gören masum köylü’ ve ünlü komedyen Cem Yılmaz ile UFO’ lar, anlaşılıyor ki İzmir semalarındalar…
Varlığı tartışıla dursun UFO’ nun yol açtığı kaza sağlık raporunda yer tutmuş, kimine göre var, kimine göre ise asla olmayan UFO’ lar…
Bir çok filmde, rengarenk ışıklarla döne döne gözlerimize hitap eden UFO anlatımları bir yana, dönerek kendini yaradana daha da yakın hisseden, Dünyanın kabul ettiği bir isim Hazreti Mevlana.
Şimdi, belki de bana kızacaklar olacak. Lafı nereden nereye getirdin diye.
Kızmayın efendiler, Kızmayın Hemşireler…
UFO ile Hazreti Mevlana’ yı elbette aynı yazı içinde bağdaştırarak kadar zekamı kaybetmedim.
Başıma her ne kadar UFO çarptı diyorsam da, bu kesinlikle lalife…
Çanakkale’ de son günlerde, bir argo trafiği yaşanıyor malum.
Bu trafikten zaman zaman etkileniyoruz hep birlikte. Çünkü, sözlerde edilen bazı çoğulcu aktarımlar ile, bir şekilde ‘Hepimiz İbiş’ mi şiz gibi gösterildik.
İbiş’ in manasını anlatmaktan ziyade, neden edildiğine baktığımda, vardığım bir nokta var elbet.
Fakat, bu nokta bana ait bir düşünceden ibaret olduğundan, kendi fikrimi dikte ettiğimi düşünülmesini istemediğimden, kapatıyorum o noktayı.
Yüzeysel geçiyorum argo trafiğini. Pazar Pazar bir kazaya uğramayalım bu trafik içinde.
Biraz önce Hazreti Mevlana’ dan bahsettim ya, haddim olmayarak ve de hadsiz bir konuya ilişkin anlatımdan sonra.
Aslında, dönme filinden yaklaşıp, Dünyanın kabul gördüğü görüşlerin ismi Hazreti Mevlana’ nın ettiği bir sözden bahsedeceğim, şu argo trafiğine yönelik, son çıkışta geçen şekliyle.
Kent Konseyi Genel Kurulu yaklaşa dursun, bu konuda gerginleşen bir ortamı izliyoruz günlerdir.
Gerginleştiren çıkışlar, argo trafiği içinde yapılan anlatımlar, ve de bu anlatımlara verilen yanıtlar var elbet.
Mevlana’nın sözüyle gönderme yapan bir ismin değerlendirmesine dikkat kesiliyorum.
Çanakkale Kent Konseyi’ nin 17 Aralık tarihinde yapılacak Genel Kurulu öncesinde, STK temsilciliklerine gönderilen çağrı, davetiye diye de isimlendirilebilecek, şikayet konusu yaratan o yazışmayı, Yetkili makamlara taşıyan bir isim, Çanakkale Sarraflar ve Kuyumcular Derneği Başkanı Timur Ay, Çanakkale aşkı ve sevdası ile en önemlisi vatan sevgisi ile dolu olduklarına hatırlatıp, ardından da;
“Toplumların en önemli dinamikleri sivil toplum kuruluşlarıdır” diyordu.
Sivil toplum kavramının gelişen ve büyüyen ülke ekonomilerinde önemli bir yer aldığını da anlatıyor ve ekliyordu da;
Gelişen kentlerin, kent yaşamında, kent vizyonunda ve en önemlisi hemşerilik bilincinde kent konseylerinin önemli rol aldığına olan inancını…
“Ancak doğru ve adaletli bir şekilde yönetildiği takdirde” şeklindeki bir göndermeyle, şikayetçi olanların tümüne yönelik yapılan argo tanıma karşılık veriyordu Timur Ay…
“Yasaya ve yönetmeliğe aykırı uygulamalar, kentin içindeki dinamikleri yok sayma arzusu kabul edilebilir olmadığı gibi, demokrasi hemşerilik bilinciyle bağdaşamaz.
Birbirimizi sevmeyebiliriz. Birbirimizde hoşlanmayabiliriz. Ama hiçbir zaman birbirimize, ‘ibiş ve ibişler’ demek hakkını kimseye vermez.
Vermediği gibi de saygısızlık etme hakkını doğurmaz” diyordu özetle.
Sivil toplum temsilcilerine, hemşehrilerine, özellikle bütün yetkililerine ‘ibiş ve ibişleri’ diye nitelendirme yapan bir zihniyetin, bu argo tavrının, seviyeden yoksun bir açıklama olarak okunduğunu da söylüyordu bir de….
Dönüyor o sözün çıkış noktasına ve şöyle diyordu Şikayetçi Timur Ay; “beyefendiye aslında cevap vermek çok kolay. Ancak bizim düsturumuz da ve aldığımız terbiyemiz de buna müsait değil. Ama Hz. Mevlana’nın bir sözünü de hatırlamadan geçmeyelim;
‘Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.’
Bu çıkış ardından, dikkatimi çeken bir başka adımın atıldığının sinyalini veriyordu Şikayetçi Timur Ay
“Hukukun vereceği kararı beklemekteyiz” sözleri ile.
Anlaşılan o ki, bir başka girişimde bulunulmuş. Bakalım bu girişimin değerlendirmesine gelecek çıkışta, hangi argo sözleri duyup, ne anlama geldiğini araştıracağız.
Allahtan Ggoogle amca var da, çok da yabancılık çekmiyoruz. Argo sözün, onlarca anlama geldiğini, bölge bölge değişkenliğinden tutun da, Türkçe dışı dillerde de ne anlama geldiğini görebiliyoruz.
Bu google çok mu oluyor ne?