Felsefede bir şey ne ise, odur. “Felsefe Günleri”, Felsefe Sempozyumları var, Tarsus’ta !.. (25-27 Kasım 2022),
Felsefede bir şey ne ise, odur. “Felsefe Günleri”, Felsefe Sempozyumları var, Tarsus’ta !.. (25-27 Kasım 2022),
Günlük hayatımızın içinde bireysel ve toplumsal yer bulması gereken FELSEFE,
özel günlerde, sempozyumlarda bildirilerle, bilimsel şekilde ele alınıyor, bu güzel ve düzenlemesi, sunulması zor bir etkinliği düşünen, düzenleyen, bu büyük etkinliklere destek veren ve sempozyumu geçerli kılan akademisyenleri, izleyerek beraber olanları kutlamak gerek… Sempozyumların içinden gelen-düzenleyen biri olarak, buradan merhaba diyerek, el sallamak da köşe yazısına taşıyana düşmelidir.
Felsefenin asıl amacı, AKLI dünyada hakim kılmaktır. Aklı hakim kılarken; bilimin etkinliğini, insanın yaşayış kültürünü hiçe saymamalı, aksine onunla bütünleşmeli ve halkı vesveseden kurtarmalıdır. Yaşayışın her safhasında yer alması gereken felsefenin teorikten pratiğe geçmesi gerekir ki, hayatın ve insanın anlamı değer bulsun…
Mersin Büyükşehir Belediyesi ve ARATOS Felsefe Dergisi’nin ortak çalışmasıyla Tarsus’ta ilk kez “Aratos Felsefe Sempozyumu” gerçekleştirilmiş, olması bir akademisyen olarak dikkatimizi çekti. Biz de köşemizden büyük emek vererek, hazırlayanlara ve destek verenlere kayıtsız kalmak istemedik…
“Savaş ve Barışa Sosyal Bilimlerin ve Felsefenin Penceresinden Bakış” konulu, düzenlenen sempozyum, Gözlükule Kazı Araştırma Merkezi’nde gerçekleşmiş. Ressam Ümit Arslan’ın “Efsaneden Gerçeğe Şahmeran” resim sergisinin yanında gazeteci, Aratos Dergisi’nin kurucusu, Uğur Pişmanlık’ın “Sokak Çalgıcıları ve Müzisyenleri Belgeseli” gibi iki güzel etkinlik de sempozyuma ve katılanlara farklılık sunmuştur…
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sempozyuma katkı vererek, büyüklüğünü ayrıca göstermiş olması da diğer illerimizdeki yapılacak sempozyumlara örnek teşkil etmiş olmasını, duyarlılıklarını da köşe yazarı- akademisyen olarak kutlamak gerek…
Felsefe yapacağım derken, kişi; kendini giyiminden ve fiziksel bakımdan ihmal ederse; model olma şansını hem zihinsel hem görünüşsel hem yaşamsal olarak kaçırmış, olmaz mı?.. Giyimin estetiği, kişinin kendine güveni, bakımı da felsefenin derinliğinde vardır…
Eğitim ve öğretim alanında ortaya konan eski-yeni programların felsefelerine bakmayı da ihmal etmeyip, hazırlanan ders programlarını incelemeye alabilsek, geleceğe hazırlanacak nesillerin hangi tür felsefe ile bütünleştirilmesi ve yetiştirilmesi gerekir? diye düşünsek, üzerinde uzun uzun tartışsak da halkın gözünde vesvese yaparak, bir yere varılmaz anlayışını yıkmak da felsefe üzerinde çalışanları nasıl rahatlatır ?...bir bilseniz…!
Filozoflar da, bilim adamları da toplum kuramazlar. Toplumu meczuplar kurar, çünkü onlarda çekicilik, cazibe vardır. Aristoteles; “Felsefe lüks işidir” der. Bizler de öyle mi zannettik de asıl felsefeden vazgeçtik, dersiniz? Halbuki, her işin, her şeyin bir felsefesi vardı da biz mi unuttuk veya unutturulduk? İster öyle, ister böyle olsun, felsefede geç kaldık, felsefede itaat etme olmadığı için mi reddettik?!
Bu coğrafyada malzeme belli, kalite belli, yapılacak iş de belli, bir yöntemimiz farklı, bu yöntemi uygularken de; yıkmadan-dökmeden, vurmadan-öldürmeden, geleceğimizi karartmadan elele vererek, birbirimize tahammül ederek, hoşgörü (tevazu) felsefesini bırakmadan …
Felsefenin, günlük hayatımıza yansıması da sanırım, Eğitim Felsefesi sayesinde etkinleşir…
Felsefecilerin parası yok, cümlesi çok; gönlü hoş, gözü toktur…!
Girne’den, SEVGİYLE…
04.12.2022
Dr.Hayrettin Parlakyıldız
Kıbrıs İLİM Üniversitesi
E-posta: hparlakyildiz@mynet.com