Siyaset; Türkiye’de siyasete meraklı olan herkes Rıdvan UZ’ dikkat etmelidir.

Olasılıkla büyük bir hata yapmazsa 2020’li ve 2030’lu yılların siyasetten yükselen yıldızlarından biri her halde Rıdvan UZ olacaktır.Çünkü; şov yapmadan, sakin ve sağ duyulu kişiliğiyle toplumsal sorunlara çözüm odaklı yaklaşımlarıyla beyanatlar veriyor.
Bu fırsattan istifade ile de Rıdvan UZ ve diğer tüm genç siyasetçilere geleceğe dair orta ve uzun vade siyasi kariyer planlaması yaparken mutlaka aynı zamanda çok iyi bir yakın kadro çalışmalarını da öneriyorum.
Gelecekte ihtiyaç duyacakları alanlarda güvenebilecekleri yakın kurmay heyetlerini “kervan yolda düzülür” mantığından çok, şimdiden belirleyerek yola çıkmaları zaman içerisinde siyasal makam ve güçleri artıkça ihtiyaç duyacakları özel yetenekli insanları özel kurmay heyetlerine dahil etmelidirler.
Liderler adeta otobüs gibidirler kim hangi durakta niçin beklediğini, kimin hangi duraktan bineceğini, kimin  hangi durakta indirileceğini iyi belirlemelidir. Hiçbir futbol takımı aynı kadrolarla uzun yıllar şampiyonluğa koşturamaz. İşi biten takımdan ayrılır.Rıdvan Uz ileride bir partinin başına da geçebilir.
 
Yangın;
Çanakkale son zamanlarda çok büyük yangınlarla karşı karşıya kalıyor.
O yemyeşil coğrafyası sıkılıkla kötü bir kader gibi kapkara, yanmış küle dönüyor.
Kısa süre önce yaşadığımızı yangın aslında beklenmeyen bir durum değildi.
Çanakkale’mizde küresel ısınmanın etkileri, aşırı kurak geçen bir yazla karşımıza çıkıyordu.
Yüksek hava sıcaklığı ile kasıp kavrulan bitki örtüsü, tutuşmak için küçük bir kıvılcıma ihtiyaç duyuyordu.
Ve her seferinde de ormanlarımız ve doğamızı yakacak küçük kıvılcımlar hiç eksik olmuyordu.
Geçen gün Çanakkale İYİ Parti İl Başkanı Selahattin Yıldızlar, İl Başkan Yardımcıları İlhan Alçı ve Mehmet Apak Beyle birlikte Ankara’dan gelen İYİ Parti Genel Başkan yardımcısı Türker Yörükçüoğlu’na yangın bölgelerini gezdirip gösterdik.
Ama aynı esnada da İYİ Parti Milletvekili Rıdvan UZ ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Kocaeli İl Bşk. Nusret Acur, Çanakkale İl Başkanı Selahattin Yıldızlar (sonradan bizim ekibe katıldı) ve diğer İYİ Partililerle birlikte Ulupınar, Yağcılar, Kalabaklı, Aşağıokçular, Belen ve Kayadere köylerindeki yangın sonrası son durumu inceliyorlardı.
Gördüğümüz manzara gerçekten dehşet vericiydi. Her taraf yanmış kül olmuştu. Devletin bütün kurumları büyük gayret içerinde yangın sonrası soğutma çalışmalarına devam ediyordu.
Gezi süresince söndürülmüş yangın bölgesinde bir anda yükselmeye başlayan dumanlara şahit olduk. Sürekli olarak yangın bölgesine müdahale eden helikopterler, her duman çıkan yere Atikhisar Barajından aldıkları suyla söndürme ve soğutma çalışmalarına devam ettiler.
İşte bu geziler öncesinde Rıdvan Uz’la iletişime geçtim. Kendisinin yangın bölgesi ile alakalı görüşlerini sordum.
Rıdvan UZ kısaca şöyle diyordu.
“Çanakkale bölgemiz Türkiye’nin yeşil en bol, tabiatı zengin şehirlerden biri. Ama aynı zamanda da rüzgârı eksik olmayan bir şehir.
Çanakkale de hava bir gün sakinse üç gün rüzgârlıdır.
Bu nedenle de Çanakkale’miz coğrafi şartları ve bitki örtüsü itibariyle yangın afetlerine açıkça davetiye çıkaracak kadar riskli bir şehirdir.
Çanakkaleliler, devlet kurumları ve hatta tüm Türkiye, yangına karşı aşırı duyarlı olmalıdır.
Bu nedenle de orman yangınlarına karşı önleyici tedbirler düşünmeliyiz.
Sırf son bir ayda Çanakkale merkeze yakın yerlerde iki büyük yangın hadisesi yaşadık.
Yıllarca bin bir güçlükle büyüttüğümüz çam ormanlarımız mutlaka ve ama mutlaka belirli zaman aralıklarında bir anda yanıp kül olmaktadır.
Ana sebep yanlış ağaçlandırmadır.
Çünkü çam ormanları daha yüksek ve nemli coğrafyaya yakışan ağaçlardır.
Mesela Çanakkale’de Çanakkale 18 Mart Üniversitemizin danışmanlığında, özellikle yerleşim bölgelerine yakın yerlere iğne yapraklı ağaçlar yerine , yani çam ağacı ve türevleri yerine, yine ekonomik değeri yüksek olan geniş yapraklı ağaçlar meşe, kayın, servi, akasya, badem, kestane, ceviz gibi yanıcı reçinesi olmayan ağaçlar neden dikilmez?
Neden bunun planlaması yapılmaz?
Veya en azından Çam ormanlarının arasına yangına karşı daha dayanıklı, en azından daha yavaş ve geç tutuşan bu tür ağaçlar dikilerek tampon bölgeler veya hatlar oluşturamaz mıyız?”
Rıdvan Uz’un düşüncelerine katılmamak mümkün değil.
Hatta bu durumdan istifade ile bir düşüncemi de bir kere daha açıklamak istiyorum.
Gerçi bu düşüncemi orman yangın bölgesini gezerken de ifade etmiştim.
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık uzmanlarının da görüşünü alarak, ortaöğrenim çocuklarını ve üniversiteli gençlerini yangın bölgelerinde gezdirmek suretiyle çevreye ve yangına duyarlılık bilinci de daha net şekilde verilebilir.
Ne derler hani bazen bir musibet bin nasihatten iyidir.