Ne kadar da absürt bir başlık değil mi?

İlkel bir toplumda yaşanan insanın dahi bugünü dünden iyidir?
Av bulur, icat yapar ve bugünü dünden iyi olur.
İnsanlığın en ileri çağı olan 21. YY ’da Türkiye’de durum ne yazık ki böyle bile değil.
Umutları tüketilen Türk Milleti’nin evlatları, geleceklerini Batı devletlerinde aramak için yasal veya gayri yasal yollardan vatanlarını terke mecbur bırakılıyor.
Hukukun üstün olduğuna inandığı Batı toplumunda yaşamak için sahip olduğu her türlü makam, memuriyet ve unvanlarından feragat ederek Batı’nın hizmetkarı olma pahasını Türkiye’yi terk ediyorlar.
Peki sebep ne?
Ülkede fırsat eşitliğinin olmaması,
Partizanlığın artması,
Liyakatin değersizliği,
Adam kayırmacılık,
Yolsuzluk,
Gelir dağılımında eşitsizlik.
İlle de hukuksuzluk.
Hukuksuzluk deyince dün okuduğum Fatih Altaylı ’nın imza attığı bir haberi özetleyerek paylaşmak istiyorum
“Geçen senen Karabük’te aşırı süratli kullandığı arabasıyla Ali Emre Gürel isimli bir şahıs, ölümlü bir kazaya sebebiyet veriyor. Kazada iki öğretmen, Behiye Portakal ve Salih Portakal ölüyor. Davalar görülüyor, görgü tanıkları olaya karışan Ali Emre Gürel’in çok hızlı araba kullandığını söylemesine rağmen mahkeme kazada ölen iki öğretmeni suçlu buluyor ve sigorta şirketi de kazda hasar gören  Ali Emre Gürel’in arabasının tamir masraflarını ölen öğretmenlerin çocuklarına fatura ediyor. Altaylı’nın iddiasına göre de kazanın MOBESE kayıtları yeni ortaya çıkıyor. Çünkü ölümlü kazaya sebep olan Ali Emre Gürel’in babası Karabük valisi. Ne zaman ki vali tayin oluyor şartlar değişiyor.”
Gerçi sonradan eski Karabük valisi olan Fuat Gürel bir açıklama ile Fatih Altaylıyı yalanlıyor ama bir realite olarak da gerçekler ortada.
İşte adaletin böylesine hoyratça kararlar aldığı bir ülkede yaşayamayacağına anlayan Türk vatandaşları vatanlarını terk ederken, Türkiye’yi cennet gören anti demokratik ülkelerin vatandaşları yani kaçak göçmenler ülkemizi adeta işgal ediyor.
Şuna inanıyorum ki ülkemizdeki kaçak göçmenler biz Türklerden daha mutlu ve mesuttur.
Kimsenin kimseye hesap soramadığı, sokaklarını rahatlıkla parselleye bildiği, devletten bolca hizmet aldıkları, kendi gettolarını kurmaları bir ülkede kaçaklar niye mutu olmasın ki?
Hem artık onlar AKP ve HDP’nin büyük özlemini duyduğu, CHP’nin sessiz kaldığı “Türkiye milletinin” en doğal parçası oldukları inkâr edilebilir mi?
İşte bu şartlar altında gel de bugünün dünden iyi olsun.
Türkiye, ne yazık ki artık biz Türklere mutluluk vermeyecek kadar hukuktan uzaklaşmış, adalet terazisi şaşmış bir ülkedir. AKP siyasal ideolojisinin devlet üzerine abandığı bir ülkede sadece AKP&MHP ve AKP destekçileri ile CHP sayesinde meclise giren AKP çıktısı parti mensupları mutlu olsa gerek.
Bir düşünsenize?
Memura yapılan zammın niye emeklilere verilmediği şaşkınlığının yaşayan Cumhurbaşkanı değil mi? Trajikomik bir durum da olsa da bu şaşkınlık sadece toplumun gazını almaktan öte bir anlam ifade etti mi?
Neticede AKP kontrolündeki TÜİK, yirmi yıldır emekli memur ve işçileri zarara uğratmasına kim ne diyebiliyor ki?
Neticede yüzde yüzlere yakın enflasyonun olduğu bu ülkede 2024-25 yılları için memur ve emeklilerine yüzde kırk civarında zam öneren AKP yani Erdoğan’ın bakanları değil mi?
O halde bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Ama Allah var, biz açlık ve yoksulluk sınırlarının da altında yaşamaya mecbur bırakılsak bile AKP etkinliğinde, Kibariye'nin "Kurban olayım size. Götürdük malları. Valla. İyi misiniz?" dediği bir ülkede, malı götüren yandaşlar, yandaş gazeteciler, AKP’den ihale kapanlar, cemaat ve tarikatlarla Diyanet İşleri Başkanlığı düne göre mutlu olmasın da vatandaş mı mutlu olsun?
Savunma sanayimiz fena uçuyor, her an birkaç bölgede daha gaz ve petrol bulabiliriz.
Kılıçdaroğlu hala CHP’nin başında bundan daha güzel ne gibi haberler olabilir ki?
Bizlere, “azıcık daha sıkın kendinizi” diyenlere sormak lazım;
Neremizi sıkarsak çok daha mutlu olabilir?
Her türlü felakette,
İktidarın berbat ekonomi yönetimin de darbeyi yiyen genelde Türk vatandaşları değil mi? Peki karlı çınan kim?
Karlı çıkanlar yandaşlar.
Gerçekleri yazamayacak kadar kalemi kör olmuş nice köşe yazarı iktidarın gazetelerinden nemalanırken bir kere dahi halkın çektiği acıları, ülkemizin içinde düştüğü çıkmazı bir kere dillendirmemeleri, yazıp çizmemeleri ahlaklı gazetecilik mi?
“Bu iş böyle gitmez,
Devletimiz bu şekilde idare edilmeye devam edilirse milletimiz ve devletimiz zarar görür. Ama kimin umurunda.
Nasıl olsa Türkiye’de statükolar ekseninde tabakalaşmış bir toplum yapı var.
Siz sakın siyasal kavgalara ve çekişmelere aldanmayın.
Bu siyasal düzen içerinde tuzu kuru olanlarının tuzu asla ıslanıp da erimez, yok olmaz.
Çünkü Türkiye’de siyasetin köşe başlarını tutmuş kilit partilerin tepe yöneticilerinin genelde geçim derdi yoktur.
Olan halka olmaktadır.
İster AKP’li, İster CHP’li, İster MHP veya HDP’li olsun hiç fark etmez.
Olan gariban halka olmaktadır.
Onların çocukları işsiz kalmakta,
Onların çocukları asgari ücretle veya altında çalışmakta,
Onların çocukları iş bulamamaktadır.
Onların çocukları geçim derdi nedeniyle evlenememekte,
Onların çocukları kaçak göçmen iş gücü ile rekabet edemediği için sefillik çekmektedir.
İşte durum bir kere daha ortada.
Her gün Suriye veya Irak’tan birer ikişer şehitlerimiz gelmektedir.
Neredeyse kırk seneden fazladır devlet olarak, Irak ve Suriye’den gelen terör saldırılarına karşı kalıcı çare bulabildik ki?
En azından Irak ve Suriye hudutlarını kapatıp, ticareti kesip onlara karşı siyasal cephe açabildik mi?
Hatta mayınları söktük ki hudutlardan Suriyeliler rahat rahat geçsinler diye.
Ülkemizde beslediğimiz ABD ve AB ülkeleri milletimizin gözünü oyması için PKK&FETÖ ve benzerlerini beslemiyor mu?
ABD PKK’yı devletleştirmiyor mu?
Barzaniler üzerinden Kuzey Irak Kürt Devlet kurma girişimleri boşa çıkınca Amerika ve AB, şimdi PYD&PKK&FETÖ& Cemaatler sarmalı üzerinden “Türkiyelilik ve kaçak göçmen baskısı” ile Türkiye’ye ve Türk Milletine savaş açmış durumda değil mi?
Türk Ordusu AKP eli ile hiyerarşik yapısında büyük değişimlere uğramadı mı?
Komutanlık ve kurmaylık müessesesi adeta kızağa çekilmedi mi?
TSK’nın gelenekleri erozyona uğratılmadı mı?
AKP’ye, Erdoğan ve Bahçeli’ye karşı kim “hop yanlış yapıyorsunuz” diyebiliyor?
Devletin etkili ve yetkili makamları AKP’lileştirildiği için devlet adeta AKP teşkilatlarının bir parçası izlenimi vermiyor mu?
E işte, bu şartlar altında hangi partiden olduğuna bakılmaksızın halktan bugünü dünden iyi olan varsa bir adım öne çıksın…
Çıksın da yüreğimizin yağı erin?
Bugünlerde üniversite öğrencileri okullarına kaydını yaptıracak.
Türkiye’nin her yerinde bu fahiş kira artışları karşında kim çocuğunu okutabilir ki?
Ekonominin bozuk olduğu her yerde milletin namusu ve şerefi yeterince korunamaz.
Eskiden her türlü yokluğa mahkûm olmasına rağmen Türk aile yapısı kendini ve aile bireylerini korumaya muvaffak olurdu. Şimdi üst üste yığılmış viran şehirlerde yokluğa ve sefalete mahkum edilen aile kendini, namusunu, şerefini, haysiyetini ve onurunu koruyabilir ki?
Ondan sonra gelsin kadına karşı şiddet,
Cinnet geçirmeler,
Soygunlar,
Ahlaksızlıklar,
Mafyalaşma,
Uyuşturucu satıcılığı vs. vs…
Bugünümüz dünden daha iyi olamazsa, yarınımız için umutlarımız tükenirse bedbaht olmaya mahkumuz.
Bizi kurtaracak yeni bir Atatürk’te olmayacağına göre,
Sayın Bahçeli, Sayın Kılıçdaroğlu bu milletin başına gelecek her musibetten birinci derecede sizler sorumlusunuz Bunu sakın aklınızdan çıkarmayınız.
Çünkü biriniz Türk Milliyetçiliğini, diğeriniz Atatürkçülüğü zapturapt altına alarak Türk milletinin önünü tıkıyorsunuz.
Çekilin artık.
Türk Milletinin önünü açın.
Açın ki Türk Milleti geleceğine umutla baksın.