“SARI SİYAH BÜYÜSÜ” işittiniz mi hiç daha evvel bu sözü..? Sarı Siyah’ ın anlımı nedir bilir misiniz?
Çanakkale demektir.. ÇANAKKALE….
Tarih, 1915… Çanakkale Savaşı'nın başlamasıyla 50 İstanbul Sultanisi öğrencisi, vatanlarını savunmak için gönüllü olarak savaşa katılıyor..
Ve onların anısına bir orman yeşeriyor Çanakkale’de..
Tarih onları; 18 Mayıs'ı 19 Mayısa bağlayan gece saat 03.30 da, şehit düştü diye yazıyor.
II. Tümene bağlı öğrencilerin hepsi Kabatepe'de şehit düşüyor.. Onlar, Sarı Siyahlı birer Çanakkale Aslanı..
Öğrencilerin şehit olduğu haberi okullarına ulaşınca, okul koyu bir yas havasına bürünüyor elbette.. Vatan uğruna, gencecik yaşta toprağa düşüyor Çanakkale’de her biri..
Şimdi onların aziz hatırası, bir ormand6a yayıyor.. Onların adanı taşıyan, o güzelim ormanda..
İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri, her yıl olduğu gibi bu yıl da bir kutsal görev için geldi Çanakkale’ ye.. Onlardan biri, nerede ise tüm soruları cevaplayarak, Sarı siyahlı Liseli olmaya hak kazanan bir Çanakkaleli.. Adı: Algan Avcıoğlu..
Algan’ da, tıpkı diğer liseli arkadaşları gibi, hiç düşünmeden dönmeyi, şehit olmaya koşarak gelmiş İstanbul Erkek Lisesi’nin o gencecik fidanları anısına yeşeren ormana yeni bir fidan dikti.
İstanbul Erkek Lisesi’nin 140. Yıl Hatıra Ormanı Ağaçlandırma çalışmalarında, onlarca Sarı Siyahlı gencimizi ağırlıyor Çanakkale..
Vatan toprağının emanet aldığı yüzbinlerce kefensiz şehidin, üzerinde bir yorgan gibi oluşturulan bu değerli orman, öyle çok şeyi anlatıyor ki aslında.. kelimeler yetmiyor, yetemiyor, yetersiz kalıyor NOKTA..
Çanakkale’nin evladı, Algan Avcıoğlu ile birlikte, her biri Çanakkale Ruhu ile yetişmiş, İstanbul Erkek Liseliler, kutsal görev için geldi Çanakkale’ ye..
O tarih var ya o tarih.. 18’i, 19’ a bağlayan 1915’ in o Mayıs gecesi.. Şehit düşmüş gencecik isimler ve onların yasını tutan okul arkadaşlarının, tarihe geçen anlamlı davranışları..
Şahadet haberi ulaşan okullarında, matemlerini dile getirmek için şehit arkadaş ve ağabeylerinin anısına, pencere pervazlarını ve kapıları siyaha boyayan dönemin liselileri..
Okul bir gecede sarı – siyah renge bürünüyor.. Bu renk, benimsenir. Bu iki renk, o tarihten bugüne kadar dayanışma ve beraberliğin simgesi olarak tanımlanıyor.. Sarı Siyah büyüsü başlıyor böylelikle..
Şimdi dönelim, o günlere.. Çanakkale’den başlıyor Kurtuluş mücadelesinin ilk kıvılcımı.. ‘Ön sözü’ yazılıyor Cumhuriyetimin..
Bu denilene, ayrı bir kulak verdik onlarca yıldır.. Yüce Atatürk'ün; "Biz Çanakkale'de bir Darülfünun gömdük!" sözü, ülkelerini savunmak uğruna şehit düşen okumuş nesillerin kaybının memleket için ne denli mühim olduğundan ve zaferin ne büyük bir fedakarlık sonucu elde edildiğinin bir kanıtı olarak tarihe geçiyor..
İstanbul Erkek Lisesi denilince, akla ilk gelendir ayrıca, şu önemli bilgi
Balkan Savaşı'nın hemen ardından Birinci Dünya Savaşı başlayınca, Karaköy'de bulunan Saint Benoit Lisesi'ne hükümet el koyar ve okul binası İstanbul Sultanisi'ne tahsis edilir.
Böyle başlar işte, o hazin ve çok anlamlı hikaye…
1918 yılına kadar bu binada eğitimine devam eden okulun bir bölümü, savaş yıllarında hastane olarak kullanıldığından duvarlar zamanın hastane rengi olan sarıya boyanmıştır.
1915 yılında Çanakkale Savaşı'nın başlamasıyla 50 İstanbul Sultanisi öğrencisi, vatanlarını savunmak için gönüllü olarak savaşa katılan isiler olmuştur..
Hakları, asla ödenemeyeceklerden, sadece 50’ sidir bu kahramanlar..
Her biri Çanakkale Aslanı, her biri eşsiz Çanakkale Ruhu’ nun bir Aslan parçası..
Ve onlar için dile gelendir şu söz; “SARI-SİYAH'IN BÜYÜSÜ”
Ve gururla altı çizilendir ayrıca; Renklerin ruhu var mıdır?
Renkler insanı büyüler mi?
Renkler insanı birbirine bağlar mı?
Renkler tutku derecesinde sevilir mi?
Renkler uğruna insanlar fedakârlık yapar mı?
Böyle yazar, bahsedilen o şanlı Lise’nin tarihçesinde..
Ve yine bilenendir, bu sorulara verilecek o anlamlı yanıt.. Verilmiştir de…
Eğer renklerin kişilerin ve kurumların hayatında önemli bir yeri ve ulvi bir hatırası varsa, "EVET"tir.
O zaman bu renkler anlam kazanır, ruh kazanır, aidiyet kazanır, tutku derecesinde sevilir, büyüler.
Bir orman yeşeriyor Gelibolu’da.. Çanakkale’de, kefensiz yatan kahramanların, yorganıdır işte bu orman.. Gözümüz gibi bakmalı, Vatanımız gibi korumalıyız her bir dalını..
Kalın sağlıcakla... Çanakkale Ruhu, her daim var olsun inşallah..