Bekleniyordu günlerdir, sonunda Açıldı
Trafik rahatlar mı, O nu, önümüzdeki günler gösterecek.
Sağlayıp ilerleyen, moto kuryeler başta, iki tekerler, umarım buu köprüde de tehlikeli kullanış şeklini sürdürmezler.
Caddeler üzerinde ne yazık ki, durum aynı. Sağlayıp geçiyorlar, üsetlik yaya geçitlerini de kullanıyorlar, ansızın önünüze çıkıveriyorlar.
Nasıl ir çözüm üretilir, bilemiyorum da.. İlgililer, ilgilenseler bu durumla pek çok güzel olacak..
Köprü, çağdaşlık.. Sinema filmi bile çekildi köprü’ nün.. Hikayeyi, anlatmaya gerek yok sanırım.. Her daim Rahmet ile andığım, Efsane vali Recep Yazıcıoğlu. Nurlarda yat, ebedi..
Köprüsüne kavuştu bir daha Sarıçay.. Umarım, sağlam inşa edilmiştir. Diğerleri de öyledir inşallah,,
Olası bir doğal afette, ayakta kalmaları gerek. Çünkü, şehrin bir diğer yakasında, tüm hastaneler..
Köprünün adı, şimdilik, Havaalanı diye geçse de, belki de Sanayii köprüsü diye de isim alabilir.
Sarıçay üzerinde, kurulan 5. Köprü oldu bu köprü..
Trafiği rahatlatması amaçlanıyor.. Bazı güzergahlarda, öyle yoğun ki, özellikle sabah trafiği..
Ne kadar, faydası olacağını, sanırım yeni haftanın ilk gülerinden göremeyeceğiz.. Birçok insanımız, güzergah belirleyecek kendine, deneyecek, memnun kalır ise, yönelecek köprülere.. 5 köprüden biri, hafifler ise yoğunlukta, şehir içi trafik te bu durumdan nasibini alır diye düşünüyorum.
Bir Köprü hikayemiz var, işittiniz mi hiç?
Köprü, öyle böyle değil, binlerce yıl evvel kullanılmış.. İlk boğaz köprüsü diye de anılıyor kendisi.
Bilmeyenlere gelsin o vakti, aktaracağım bu bilgiler..
Konudan özetle söz eden, kıymetli öğretmenlerimizden, Ahmet Kaşıkçı..
Ahmet öğretmenimin on parmağında, on marifet.. Rabbim, sağlık versin.. Uzun yıllar bizlerle hayatta olsun.
“MUHTEŞEM OLDU” diyerek, başlayayım söze..
Çanakkale’nin biline ilklerinden olan o köprü için, bakın neler diyordu, Çanakkale’nin ilk’leri isimli kitabında Ahmet öğretmenim..
Tarihte yapılanı ilk boğaz köprüsünden geçişin Heradotos'un yedinci kitabı Polymnia'da çok açık anlatıldığını belirterek;
"Yan yana yapılan tarihteki bu ilk boğaz köprüsünden birinden yayalar ve atlılar geçerken,
diğerinden de yük hayvanları ile ordu servisi geçiyordu.
Başta 10 bin kişilik Pers ordusu yürürken hepsinin başında da çelenkler vardı.
Bunları öbür uluslardan derlenmiş karışık birlikler izliyordu.
Ertesi gün köprüden önce atlılar ve mızraklılar geçti.
Sonra kutsal atlar ve arabalar ile ardından da Pers İmparatoru Xerxes geçti.
Geçiş aralıksız 7 gün, 7 gece sürdü.
Biran bile duraklama olmadı.
Kara ordusunun sayısı 1 milyon 700 bin kadardı.
Sonunda tarihte yapılan ilk boğaz köprüsünden geçen Pers İmparatoru Xerxes ordusu ile birlikte Yunanistan'a doğru yol aldı"
O bahse konu köprü sayesinde, Yunanistan’ ı bulmuş geçenler..
Tarihten bir sayfada, yerini almış o köprünün, NARA burnu ile Akbaş arasında kurulduğunu söylemeyi unuttum.. Kusuruma bakmayın artık.
Çanakkale’ nin köprüleri olmalı..
Selçuklu mimarisinden uttunda, bu gün, yüzyıllar geçmesine karşın yapımının üzerinden, halen dimdik ayakta kalmayı başaran, o eserlerden esinlenilerek, daha ne köprüler kurulmalı bu şehre.
Ayakta kalması gerek köprünün. Sel alıp gitmemeli mesela bir köprüyü.
Aklımda, hep kötü senaryolar olduğundan, dönüp dolaşıp, köprünün sağlamlığına geldiğime bakmayın siz.
Lakin, sağlamlık önemli mesele.. Demedi, demeyin…