Üniversiteler, güz aylarında güne bir telaşla uyanır. Sormayın bir telaş, bir telaş...
Üniversiteler, güz aylarında güne bir telaşla uyanır. Sormayın bir telaş, bir telaş... Kayıda gelenler, ders kayıtları yaptıranlar, burs ve kredi başvurusu yapanlar, yurda yerleştirilmek üzere ailesiyle gelenler; yurt arayanlar, evleri-apartları STERLİNLE kiralayanlar, sterlin adlı para harcanırken, TL. karşılığını duyanlar, suratı asılan babalar, morali bozulan oğlanlar-kızlar...!?
Çarşı-pazar keyifli, işler iyi, yüzler gülüyor, çok geçmeden babanın ve çocukların ceplerinde paralar eriyor...!? Kıbrıs’a yeni gelen hocalar ve öğrenciler dertte beraber, STERLİNDEŞ olmuşlar, trafiği görmüşler; direksiyon sağ, yol sol, trafik lambaları az, bereket hız yok… Türkiye’den gelenler yolda ortacı, hemen hızını kesip yol veren şoförler baştacı…! Kaldırımlarda araçlar Türkiye örneği, esnafta yok kaldırım işgali yok; kanunlar, kurallar işlek, yerel ağız güzel, yüzler güleç…
Kıbrıs’ta İLİM, İlime uyum gerek…!? Türkiye’nin her köşesinden heyecanla bu butik üniversiteye gelenler, Asya’dan, Afrika’dan İLİM’de kendini bulup tatlı gülümsemeyle MERHABA diyenler, deriler rengarek olsa da, gözlerdeki bakışlar sıcak, Kıbrıslı Türkler ve öğrenciler, diğer ülkelerden gelen gençlere açmış kucak… Sterlin olmasa yüzler daha da gülecek, Kuzey Kıbrıs’a ve İLİM’e daha fazla öğrenci gelecek…
Bu kadar girizgah yeter dedik, çıktık yola, ilk durak öğrencilerimizle Lefkoşa… Dereboyu’nda verdik mola… Kumsal’da Barbarlık Müzesi ilk yer !?
Aşağıda Geçen Rum Katliamı Bu Evde Gerçekleştirilmiştir.
1963 Noeli. 24 Aralık”ı 25 Aralık”a bağlayan gece. Hıristiyan inanışında Hz. İsa”nın doğum günü. O gece, Hıristiyan dünyasında kutlu doğumu kutlamak için şenlik vardı. Kıbrıs”ta ise katliam olacaktı. Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak amacıyla kurulan EOKA üyesi Rumlar, Kıbrıs Türklerine karşı saldırı başlattı.
Salı akşamı Lefkoşe’nin batı kesimine düşen Kumsal semtini bastılar. Dere tarafından gelen Rumlar otomatik mavzerlerle İrfanbey Sokağı’na girdiklerinde, 2 numaralı evde bulunan Mürüvet Hanım, üç oğlunun pijamalarını giydirmiş, yatağı henüz açmıştı. Rumlar geldi… Mürüvet Hanım, kapının önündeki Rumca konuşmaları duyar duymaz, çocuklarını kaptığı gibi banyoya koştu. Oğullarını küvetin içine doldurdu; sarmaladı, bağrına bastı. O gece evde bulunan ev sahibi Hasan Efendi, eşi Feride Nineyi tuvalete sakladı, kendisi de bir köşeye büzüldü. Feride’nin kızkardeşi Nuvber, beş aylık bebeği Işıl’la banyonun bir köşesine sığındı.
Evdekiler saklanmaya çalışırken kapı kırıldı, makineli tüfekler işlemeye başladı. Rumlar çocuk, yaşlı, kadın demeden savunmasız bedenlere Rifle otomatik mavzerlerle 15 Storn otomatik tabanca ile 12 mavzerlerle de 6 el ateş etti. Banyodaki küvet, ölüm çukuruna döndü.
Ateş altındaki Kumsal semtine yaklaşma imkanı yoktu. Bölgeye ancak iki gün süren çatışmaların ardından ulaşılabildi. 2 numaralı evin kapısından içeri girildiğinde karşılaşılan manzara ürperticiydi: Işıkları yanan bir banyo. Tavandan et parçaları ve kan pıhtıları sarkıyor…
Küvetin içinde bir kadın, cansız yatıyor. Göğsü üzerinde iki küçük çocuk; yedi yaşındaki yavrusu Hakan ile ikinci oğlu Kudsi. Yeşil pijamaları kan içinde. Kadının dizinde başını uzatmış bir oğlu daha; o yıl ilkokula başlamış olan Murat. Kıbrıs Türk Alayı Binbaşısı Dr. Nihat İlhan’ın ailesi işte böyle katledildi. http://www.kibristaksi.com/barbarlik_muzesi.php
Vahşet, vahşet= haset !.. Bitmiyor acılar, hainlikler, vurmalar, kırmalar… İnsana yakışmıyor, Kitabi dinlere yakışmıyor, ama insan denilen yaratık, nasıl bir artık ki, akıl kullanmıyor, zihin çalışmıyor, bakışlar çakışmıyor… Çakışsa bakışlar, iletişim olacak, mutluluk insana çok yakışacak !...
Gezerken, bu müzede kalabalık var daracık evde ve karşımda Çanakkaleli dostlar, aynı yerde aynı duygular yaşanıyor, sanki Çanakkale ruhu, K.Kıbrıs ruhuyla barışık… Müzeden çıkanlar duygusal, İLİM öğrencileri düşünceli, tavırlı…
Yol alıyoruz Dr. Fazıl Küçük’e doğru, Fazıl Küçük bizi bekliyor, Kuzey Kıbrıs için mücahitlik nedir diye ders veriyor, “ diplomasi, doktorluk, halka inmek, halkı incitmeden diplomasi dersi vermek”; anlamanın, yaşamak olduğunu bilmek…!?
Çocukluğumdaki duyguları yaşadım birden, 1963’teki radyo seslerinden… Hiç tanımadığım Dr. Fazıl Küçük’le ettik de sohbet, gönlüm rahatladı, hem de ne sohbet… Elimi omuzuna koydum, dışardan bir ses, o maket !..
Akıllı adamlar çıkarlarını, zeki adamlar buluşlarını, deli adamlar vatanını çok severmiş sözleri gelince aklıma, ben hep delileri sevdim, Atatürk’e, Fazıl Küçük’e ve Rauf Denktaş’a onun için gönül verdim…
İlim öğrencileriyle pozlar aldık, İlimi, değerler eğitimiyle buluşturup Fransızca oryantasyon dedik adına, karşılığı UYUM olan Türkçe’mizin doyulmuyor tadına… Uyum, uyum, uyum; işte ben Kıbrıs İLİM’DE buyum!...
GİRNE’DE KALELER:
St. Hilarion!.. Beşparmak dağları üzerinde kurulan üç kaleden en batıda yer alanıdır. Ada halkını olası Arap akınlarına karşı korumak ve muhtemel saldırılara karşı uyarmak amacıyla inşa edilmiştir. Denizden 700 metre yükseklikte oldukça sarp iki tepe üzerine kurulmuştur. Kale, bugünkü adını Kudüs'ün Araplar tarafından fethinden sonra Kıbrıs'a göç eden ve ömrünün son yıllarını burada ibadetle geçiren bir keşişten almıştır. Bizans döneminde onarımdan geçen kale, 1489 yılında Venedikliler'in adayı ele geçirmesiyle boşaltılmış ve kaderine terk edilmiştir. https://tr.wikipedia.org/wiki/Saint_Hilarion_Kalesi
Girne Kalesi !..
Lüzinyanlar döneminde, Kantara kalesi gibi önemli bir yer olmuştur. Bu dönemde kale bazı yapısal değişikliklere de uğramıştır. Bu restorasyon çalışmalar 1373 yılındaki Cenevizliler kuşatması ile ara bulmuş, daha sonra yeniden devam etmiştir. Kale yapılırken o dönemin savunma taktikleri zırhlı şövalye ve okçulara göre düşünüldüğünden, 1489'dan sonra kaleyi kontrole alan Venedikliler, Osmanlı topçu saldırılarını gözönüne alarak yeniden inşaya girişmişlerdir. Kuzeybatı ve güneydoğu kulelerini ekleyerek, önlemler alma çalışmalarına rağmen, Lefkoşa'daki Osmanlı zaferinden sonra, kaleyi direniş göstermeden 1570 yılında Osmanlılara teslim etmişlerdir.
Kalenin içinde 1100'lü yıllarda yapıldığı sanılan bir Bizans kilisesi (St. George Kilisesi) yer almaktadır. 1570 yılında Kıbrıs'ın Osmanlılar tarafından fethi sırasında şehit düşen Osmanlı Amirali Cezayirli Sadık Paşa'nın lahiti de kalede bulunmaktadır. Kalenin diğer bölümlerini Kuzeybatı, Güneybatı ve Güneydoğu Venedik kuleleri, Lüzinyan dönemi Bekçi odası, Lüzinyan dönemine ait büyük salon, çeşitli zindan ve ambar amaçlı kullanılmış olan odalar, Bizans dönemine ait kule, Venedik Savunma platformu, sarnıç, Venedik dönemine ait cephanelik ve top mazgalı ve Batık Gemi Müzesi oluşturur. Kalede yakın dönemde,
Eski Eserler Dairesi tarafından yapılan çalışmalarla çeşitli tarihsel tipleme ve mekân canlandırmaları ile adeta bir Açık Hava Müzesi atmosferi yaratılmaya çalışılmaktadır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Girne_Kalesi
Bellapais Manastırı,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Beylerbeyi köyünde bulunan tarihi bir manastır.
MS 12. yüzyılda Roma döneminde inşa edilen temeller üzerine inşa edilmiş olup orta çağda yapılan eklentiler bütününde yapı gotik mimarinin doğudaki örneklerinden birisidir. Girne şehir merkezine yaklaşık 10 dakika mesafede Girne Dağlarının eteklerinde yer alır.
Mimari olarak gotik sanatını taşıyan manastıra ilk yerleşenler 1187 yılında Kudüs'ten göç eden Augustinian mezhebi rahiplerdir. Manastırın ilk binası 1198 ve 1205 yılları arasında yapılmıştır. Günümüzde ki yapının büyük bir kısmı ise Lüzinyan Kralı III. Hugh tarafından 1267 ve 1284 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Avlunun etrafını çevreleyen revaklar ve yemekhane alanı ise Kral IV. Hugh zamanında 1324 ve 1359 dönemleri arasında tamamlanmıştır. Kıbrıs’ın Osmanlılar tarafından fethinden sonra manastır, Kıbrıs Ortodoks Kilisesi'ne verilmiştir.
Mevcut kilise üzerinde küçük değişiklikler yapılarak sadece kilise bölümü, ortodoks kilisesi özelliklerini barındıran eklentilerle tamamlanarak; Rum Ortodokslar tarafından manastırın sadece kilise bölümü kullanılmıştır. 1974 Barış Harekatı ile Rumlar adanın güney kesimine göç edince Bellapais manastırı Eski Eserler ve Müzeler Dairesi himayesine alınmıştır. https://tr.wikipedia.org/wiki/Bellapais_Manast%C4%B1r%C4%B1
İLİM üniversitemizin iki günlük UYUM gezisi; büyük bir olgunlukla, öğrencilerimizin nezaketi, ünversitemiz yöneticilerinin özverileri ve Sosyal ve Halkla ilişkiler Dairesi’nin sıcak içtenliği gezimizi etkin kılmış, okulda verilen tanışma kokteyli ve kesilen hoşgeldiniz pastasıyla taçlandırılmış,
İLİME uyum, saygı-sevgi anlayışı içinde gerçekleştirilmiştir.
Kıbrıs güzel ve bizim coğrafyamız için özel…
Sosyo-kültürel ve Akademik İLİM’de buluşmak dileğiyle, Girne’den siz okuyucularıma ve Çanakkale’ye sevgiler…
Kuzey Kıbrıs güzel ve bizim coğrafyamız için özel…!