Her ne kadar, paran çok sa kefil, işin yoksa şahit ol deseler de, bazen tarihe şahitlik etmek pek keyifli oluyor. Misal, 100. Yılı görmek….
Her ne kadar, paran çok sa kefil, işin yoksa şahit ol deseler de, bazen tarihe şahitlik etmek pek keyifli oluyor. Misal, 100. Yılı görmek….
Hiç aklıma gelmez di, Çanakkale Savaşları’nın ve Deniz Zaferi’nin 100. Yıl törenlerini TV ekranlarında izleyeceğim. Lakin oldu. Pek de keyif aldım.
Korkum, 100. Yıl törenleri nedeniyle oluşacak okkalı iş yoğunluğundandı. Öyle ya, o vakitler bir Haber Ajansının çalışanıydım. Gelenler gidenler çok olacak, haliyle turşumuz çıkacaktı.
Turşu olmadım. Çünkü, ulusal gazetecilikten, yerel’e dönmüştüm o dönem. Yani 2015’den önce. Haliyle, 2015’i beklerken, hiç zorlanmadım. Üstelik, o tarih geldiğinde, keyifle 100. Yıl törenlerine ekran başından tanık olmuştum.
Şimdi bahsedeceğim olay da yeni bir tanıklık. Tarihi bir olay hem de. Yani, 1915 Çanakkale köprüsünün, hızla ilerleyen çalışmaları.
Yine bir hengame vardı dün. Bakanlar, vekiller protokol ve dahası.
Oh ne ala memleket. Ben yine ekran başında keyfini sürdüm o tarihi anlara tanıklığın.
Muhtemel, ben gibi binlerce Çanakkaleli de…
Bu kez, ben daha küçükken, gazeteci olarak tanıdığım ve de Kilitbahir’deki evimizin 25 metre kadar uzağındaki komşu evde oturan Vedat Sezer ağabeyimin dilinden dinledim yaşanılanları. A Haber ekranlarından.
Ulusal basın kuruluşlarında gazetecilik çok zor iş. Yıllarca çilesi çektim, iyi bilirim. Gerçi, o yıllarda, yani şunun şurasında 2010’ lar da, canlı yayınlar bu kadar kolay değildi. Şimdi, öyle mi ya… Nereden istersen, gir yayına.
Bizler daha çok, canlı telefon bağlantısında yaptık canlı yayınları. Öncesinde, bir miktar görüntü paslardık haber merkezlerine, onlar da birkaç dakika önce çekilmiş görüntüler üzerinde, telefonla bağlandıkları bizlerden alırdı detayları, gelişmeleri vesaireyi.
Birazcık geçmişten bahsettikten, anılarımı tazelendirdikten sonra, döneyim yine düne.
Ben çocukken de gazeteciydi Vedat ağabey. Ekrandaydı yine. Bende keyifle tanıklık ediyordum sayesinde, dünkü tarihi anlara.
90‘ lara girerken, Cumhuriyet meydanındaki tabelada adını ilk duyduğum, sonrasında Dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Demirel ve dönemin başbakanı Çiller’ in de defaten dile getirdiği Boğaz köprüsüydü, dünün haber konusu.
Bu arada, çocukluğumda da gazeteciydi dediğim Vedat ağabey, belki de bana kızacak. “Oğlum ben fosil miyim?” diye de soracak.
“Vallahi değilsin. Ağabey, enerjin ortada…” diyerek, gönlünü alayım bari.
Ve de döneyim, Vedat ağabeyin, attığı konu başlığına;
“ÇANAKKALE'DE TARİHİ ANLAR....” şeklindeki ifadesine.
Hakikaten tarihi anlardı, bu kez Anadolu yakasında boğaza batırılıyordu, köprünün önemli kısmını oluşturur bölümleri. Bir süre önce, Avrupa yakasında gerçekleşmişti benzer bir tören.
1915 Çanakkale Köprüsünün temeli atılırken de tarihe tanıklık ettik tüm Çanakkale veTürkiye olarak. Yine meslektaşlarım sayesinde. O halde, bir kocaman bravo’ u hak ediyorlar. Başta Vedat ağabey ve diğerleri…
Çocukluğumun kapı komşusu, meslektaşım Vedat ağabeyin kaleminden; “Tarihi anlara tanıklık ediyoruz. Avrupa yakasından sonra Asya yakasında (Lapseki) da 1915 Çanakkale Köprüsü kule kesonlarının batırılması bugün Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Mehmet Cahit Turan'ın da katıldığı tören ile gerçekleştirildi” ifadesiyle özetlenen konu, Şehitler coğrafyası için, dünün en önemli gelişmesiydi bence.
Çanakkale için, bir dönemlerin yılan hikayesine dönüşen köprü projesini, hayal olmaktan çıkaranlara da bir teşekkür borçluyuz bence.
Başta da, AK Parti Grup başkanvekili, Çanakkale Milletvekili Av. Bülent Turan geliyor. Ayrıca, elbette ki Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan ve dönemin kabinesine…
Coğrafyamızın kıymetini belki bin kart arttıran bu projenin, dün gerçekleşen önemli adımından söz edeyim biraz da…
Aslında, Vedat ağabeyin de kaleme aldıkları bunlar. Nasıl mı…? Aynen şöyle;
“Kule kesonu 74 metre genişlik 83.3 metre uzunluk 20 metre yükseklik ve 54 bin 800 ton ağırlığında ve önceden denizin 20 metre dibinde 165 adet her biri 2.5 metre çap ve 20 metre uzunluğundaki çelik kazıklar üzerine oturtuldu.
Daha sonra köprünün toplam yüksekliği 330 metre olacak ve Türk Bayrağımızın renkleri kırmızı beyaz kulelerinin montajı başlayacak. Kulelerin üst kısmı Çanakkale Savaşları kahramanlarından Seyit Onbaşının sırtlanıp attığı o son top mermisini simgeleyecek.
Köprünün uzunluğu yaklaşım viyadükleri ile birlikte 4 bin 608 metre olacak.
İki ayak arası yan açıklık ise Cumhuriyetimizin 100 ncü kuruluş yı dönümüne atfen 2023 metre olacak.”
Bir dönemin yılan hikayesiydi bize göre, Çanakkale köprüsü.
Şimdi, her geçen gün biraz daha sona gelinen dev yatırım.
Bence; Hayal etmekle başlıyor her şey. Sonrası, hayallerin peşine düşünlere kalıyor. Fotoğraflarda görüldüğü gibi.
Bu arada, demeden edemeyeceğim. Bu gün benim doğum günüm. Keşke bu güne denk g alseydi bu yeni tarihi olay. Anısı daha unutulmaz olurdu.
Şimdiden, kutlamalar için teşekkür ediyorum. Yani doğum günü kutlamalarına.
Anladınız siz. Anladınızzzz…