.


Mesai arkadaşlarım ile toplucu kutladık tarihinden bir gün gecikmeli doğum günümü. ‘İyi ki doğdun…’ vurgusundaydı herkes. Oysa ki ben, bir yaş daha yaşlandım, bunun neresi güzel ki…?
Fani dünyada, bir çoğumuzun korkusu yaşlanmak DEĞİL Mİ?
Çocukluk yıllarında, her doğum günün ayrı bir özelliği vardı. Her yenisinde, daha da büyüyüp, büyüklerin her fırsatta kafanıza kaktığı; “çocuk o, çocuk” vurgusundan kurtulmak adına manası vardı doğum günlerinin. Şimdi öyle mi ya…?
Nesi güzel ki doğum gününün? Bir güzel yaşlanıyorsun, ölüme bir adım daha yakınlaşıyorsun. Hayat zaten kısa öyle değil mi…?
Şaka bir yana, hatırlandığında insanın hoşuna da gidiyor.
Çok şükür facebook bu konuda, herkes için pek güzel hatırlatma yapıyor. Akıllı telefon kullanan arkadaşlarınızın haberi, bu sayede oluveriyor doğum gününüzden. Sonrası, süslü sözlerle hatırlandığınızı anlatır kutlamalar elbet.
Bugün, beni mutlu eden dün’den bahsederek, vaktinizi almak değil niyetim. Herkesin başına gelen o günün, şimdilerdeki manasını yorumlayayım istedim, hepsi bu.
Küçükler, çocuklar için büyümenin tarihi, biz yetişkinler için sona doğru bir adımın daha atıldığı olunca, “doğum günü neyime?” sorusunu kim sormaz ki kendi kendine.
Şahsen benim daha ne sorularım var, yaşam üzerine…
Misal, siyasetin gelişmeleri… Ekonomideki son durum, sağlık ve dahası üzerine…
Dün birlikte sohbet ederken, geleceğe dair planlarına imrendiğiniz pek çok tanıdığınızın, ertesi gün anlattıkları, sizinle paylaştığı sorunları karşısında dona kalmayanımız var mı aramızda…?
Böylesi konuların geçtiği anlara pek çok kez ortak olduğumdan, “Yaşam bir günlüğüne mi güzel kardeşim…?” sorusuna, olarca yıldır yanıt aramaktan, yoruldum ve de usandım… Hep mi tekrar eder olumsuzluklar insanın yaşamında? Bu ne yaaa…?
Muhtemel ki, bu gün de bir tanıdığımın, ya da sizin tanıdığınızın doğum günü.  Doğum günlerinin manası ve anlamı öyle değişti ki, hiç düşündünüz mü neden acaba…?
“Hayat paylaştıkça güzel…” şeklindeki sloganı bir hatırlayın. Paylaşmasını bilen dostlar ile hayat hakikaten bir başka güzel.
Eskiden, cebindekinin yarısını sizinle paylaşan arkadaşınız olmadı mı..? Ne güzeldi değil mi o günler…?
Bugünün dünyasının yörüngesini mi  değişti de, ben misali böylesi sorular hepimizin yanıtını aradığına dönüştü…
Bence, bir tuhaflık var yaşama dair. Hayatın anlamına bir şeyler oldu bizlerde.
Kimse eleştiriye gelemiyor.
Kimse, paylaşmasını beceremiyor.
Kimse bağırmadan derdini anlatamıyor.
Sıra beklemeye gelemiyor, atarlanmaya doyamıyor…
Tıpkı, pek çok konuda doyumsuzluğunu öteleyemediği gibi.
Bugün ukalalık günüm mü ne…? İyi ki doğdun diyen dostlarım, alıştı gayri bana. Huyum böyle dememe fırsat vermeden,  diyorlar ki: “Seni kendi haline bıraktık…”
“İyi ki doğdun..” dan, nerelere mi geldim…? Bilmem, sizce…?
“Günü kurtarmak” sözünü işitmeyenimiz var mı mesela aramızda…? Kim dememiştir ki bu sözü hayatında..?
Bir şeyleri anlatırken dahi, sorular nasıl da çoğalıyor hayatımızda..Sizce de bir tuhaflık yok mu şu an yaşamda…?
Ben miyim sorgulayan, hayatın yaşanılanları mı acaba, sorgulamaya nerden olan…?
Vallahi, ben bile şaşırıyorum bazen, aklıma takılan sorulara. Bu soru yüklü halimin nedenini bir bulur isem… Söz veriyorum,“BÜYÜK HARFLERLE İFŞAA EDECEĞİM…”
Son yıllarda, “Görmüyor musun, duymuyor musun…?” sorusu eşliğinde, öylesi dertleri dinler oldum ki, dile getirilen ve de inatla dillendirilen sorunların kitabını yazmayı ciddi ciddi düşünmeye başladım.
Bir avuç diye nitelendirilen şehrimizin sorunlarından tutun da, ilçelerin, köylerin, beldelerin sorunları meğer ne çokmuş be kardeşim…
Her gün sorun dinleyen, her gün atarlanan bir tanıdığın serzenişlerine ortak olan bir gazeteci olarak, bir de her gün sinir küpü tanıdıkları sakinleştirme adına verdiğim mücadeleyi de eklersem hayata;
“ben iyi ki doğdum mu, vallahi bilemedim…”
Bildiğim tek şey ise, “Güzsellikleri saymakla bitmez, cennet köşesi şehrim Çanakkale’min yaşayanı olmaktan duyduğum mutluluk. Ha bir de, Çanakkaleli olmanın bizlere has,  sunduğu o ayrıcalık.”
Ben, aşırı düzeyde Çanakkale Milliyetçisi olmaktan da ayrı bir mutluyum.
O vakit, şunu net şekilde ifade ediyorum; “ Ben İyi ki Çanakkale’de doğdum be kardeşim…”