Bazen yaşanılanlar üzerine tepki vermemek, telafisi mümkün olmayan bir hal alır ya… Yani, Tıp kı 15 Temmuz akşamını es geçen bazı politikacıların yaptığı gibi.
Havaalanı VİP de bekleyip, sonra da bir tanıdığın evinde geçirdiği gece, asıl yapılması gerekeni yapmaması gibi. Neyi mi, Şanlı Bayrak elde, bir tankın üstüne çıkıp, ‘Darbenin her türlüsüne karşıyız’ mesajı vermemek gibi.
İsim vermiyorum, muhtemel ki hangi isimden bahsettiğimi algıladınız hemen.
Neyse konu bu değil elbet. Konu, yine bir Yunanistan gerginliğine yol açtığı gözlenen son yaşanılanlar.
Yakın tarihte bir çok kere, Türkiye-Yunanistan ilişkileri üzerinden gündem oluşturan vakaları hatırlayanlardan biriyim.
Mesela, 21 yıl önce ‘O bayrak inecek, o asker gidecek’ kesin tavrı ile hatırladığım dönemin başbakanı sayın Prof. Dr. Tansu Çiller’ in o dönem alkışlatan sert çıkışına yol açan konu gibi hafızamda çok ayrıntı var.
Ayrıntı çok da, son Kardak kayalıklarına yakın mesafede gerçekleşen Kuvvet komutanlarımızın ziyaretine yönelik, o gün bir şey söylenseydi, acaba Dünya ne yapardı?
Söylenseydi dediğim söz, şöyle olsaydı;
“21 yıl önce, bu kayalıklar az daha iki yakanın insanlarını savaştıracaktı. O yıllarda Meslektaşımız Yunan ordusu subaylar burada can verdi. Onları rahmetle anmaya geldik”
Düşünüyorum da, bunun tepkise Dünyadan ne yönde gelirdi.
Denmez miydi ki; “Bakın helal olsun Türklere. Yunanistan, Türkiye’yi kana bulamak için harekete geçmiş, ardından da ülkelerine sığınan Terörle iş birliği içindeki Türk askerlerini iade etmezken, Türkler, İnsanlık budur dedirtiyor”
Şahsen ben de böyle derdim… Dünya’ nın bir çok notasından da, benzer değerlendirmeler geleceğinden de eminim.
Ne var ki, böyle denmedi. Ve ülke gündemine yeni bir madde de böylece eklendi. Karşılıklı çıkışlarla süreceği muhtemel sert konuşmalar da bu günlerde ard arda olacak.
FETÖ’ cü Askerleri iade etmeyen Yunanistan ile Türkiye arasında gözlenen kriz devam ede dursun, Kardak ziyareti yeni bir krizin de fitili ateşledi gibi gözüküyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, beraberinde, Deniz, Hava,Kara gibi unsunların kuvvet komutanlarıyla birlikte önceki günlerde Kardak kayalıkları bölgesinde dolaştı ve fotoğraf çektirdi.
Ziyarete dair detaylara ilişkin net açıklama resmi ağızlardan gelmese de, Yunanistan tarafından bu ziyaret karşılık biliniyor ki gecikmedi.
Ben çoçuktum. İlkokullu yıllarımda yine Yunanistan ile ilgili sorunlar vardı gündemde. Büyümüye başladım, yine benzer sorunlarla dolu haberleri dinledim Türkiye’ nin tek kanallı Televizyon sürecinde.
Büyüdüm, neler gördüm neler yaşadım. Hatta bazı haberlere de bizzat ben imza attım.
Ö
rnek mi, Aşıklar tepesinde konuşlanmış Uçak savar bataryalarının görselleri ile kaleme aldığım, ’Boğaz’ da teyakkuz’ haberi gibi.
Ege burnumuzun dibinde. Karşı kıyının insanları kadar yakın bize. Orada yaşanacak hareketlilik ve alarm durumu, Çanakkale Boğazında nem almamıza yeter de artar bile.
21 yıl önceki Kardak krizinden kısa süre sonra, aynı Medya gurubu çatısı altında çalıştığım bir isim, o yıllarda asker olduğunu ve teskereye gün sayarken, silah atındaki sürenin aylarca arttığı dönemi yaşadığını anlatmıştı bana. Ve hatta, böbrek rahatsızlığı yaşamasına de yol açtığını ileri sürdüğü hatıralarında yer tutan, geceli gündüzlü, saha nöbetlerinde, Ege ‘ nin ayazı karşısında tir tir titrediğini öfke içinde söylemişti o arkadaş.
Peki ya şimdi ne oldu? Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Akar, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlarıyla birlikte Aksaz Üssü’nde geçen günlerde sürpriz bir denetim yapıp, ardından da hücumbotla Kardak kayalıkları civarında neden dolaştı?
Yunanistan’ ın, darbeci hainleri iade etmeme kararı mı tetikledi bu ziyareti? Yoksa planda vardı da, 15 Temmuz sonrası askıya mı alınmıştı?
Öyle ya, bu konuda Türk basınında çıkan haberlerde de, bu söylemlere yönelik detaylar yer aldı.
Benimde aklıma düşen ve bir çoğumuzun da zihninde gelişen sorulara ne kadar yanıt verdi tartışılır lakin, TSK' dan ziyarete ilişkin gelen açıklamada;
"Kardak Kayalıkları bölgesinde Deniz Kuvvetlerimize ait iki hücumbot ile seyir icra edilmiştir. Orgeneral Akar, TSK olarak Ege Denizinde icra etmiş olduğumuz tüm faaliyetlerde deniz alaka ve menfaatlerimizin korunmasında daima dostluk ve barışı göz önünde bulundurduğumuzu belirtmiştir" şeklindeki barış temalı görüş gelmişti.
Dönersek geçmişe, hafızaları zorlarsak şöyle bir kere, Türkiye ile Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren 1996 yılındaki Kardak krizi ve o günlere ait detayları getiririz gözümüzün önüne.
Kardak’a dikilen Yunanistan bayrağı karşısında, o yıllarda benim de çatısı altına daha sonra girdiğim Doğan gurubunun bir çalışanı, eski mesai arkadaşım usta objektif Aykut Fırat, Şanlı Türk bayrağını Kardak’a götürdüğü göndere, kayalıklara beraberinde çıkanlar ile toka etmişti.
İşte kriz de böyle startını alıvermişti.
İşte o tarihlerde düşen Yunan helikopterinde ölen 3 subay için, kayalıklara 1.5 mil uzaklıktaki Kilimli (Kalimnos) Adası'nda olayın yıl dönümü nedeniyle ziyarete denk gelen tarihte anma töreni yapılıyordu.
Neden; kıstasa kıstas mıydı?
Orası tartışılır elbet. Öyle olmadığına dair resmi açıklama var iken, öküz altında buzağı aramayalım.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve komutanların bulunduğu 'TCG Meltem' hücumbotu o ziyaret günü Kardak' a yaklaşırken, 1 mil uzaklıktaki Kalalimnos Adası' nda konuşlu Yunan sahil güvenlik botları bölgeye hareket ediyor, İstanköy (Kos) ve Kilimli (Kalimnos) önlerindeki Yunan savaş gemileri de ziyareti uzaktan izliyordu.
Ramak mı kamıştı ne? Yep yeni bir krize…
Peki ya sonrasında yaşanılanlar. Mesela, Milli Savunma bakanı sayın Fikri Işık’ ın o sözü…
Yunanistan ile Türkiye arasında yaşanan Kardak krizinin 21. yıl dönümüne denk gelen, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın bölgeye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında, Yunanistan Deniz Kuvvetleri’ ne ait unsurların, ziyareti engellenmeye çalıştığı şeklinde yorumlanan seyirlerine ilişkin iddialar üzerine, Bakan Işık konuşuyordu.
Ve diyordu ki; “Genelkurmay Başkanı Akar, rutin programları çerçevesinde bölgeyi ziyaret etti.
Ege Denizi’nde tam bir barış atmosferinin hakim olmasını istiyoruz. Türkiye olarak bizim temel bir yaklaşımımız var. Ege bir barış denizi olsun, barış gölü olsun. Her türlü sorunlar barışçıl yollarla konuşarak çözülsün. Bu noktadaki tavrımız sürüyor. Bu konudaki tavrımızda en küçük bir değişiklik yok ama bölgede de hiçbir şekilde emrivakiye Türkiye'nin boyun eğmeyeceğinin herkes tarafından bilinmesi gerekiyor”
Sonrasında da adeta karşı atak gecikmiyor.
Yunanistan Savunma Bakanı 21 yıl önce Kardak krizi sırasında hayatını kaybeden 3 Yunanistan askerinin anısına, Kardak kayalıklarına helikopterden çelenk atıyor ve o anı da Twitter hesabından da görseli ile anlatıyordu.
Türk Genel Kurmayı’ nın Kardak ziyaretinin bir gün sonrasında bölgeye helikopter ile ulaşan Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos , beraberinde bazı askeri kademeden isimlerle, 21 yıl önce düşen Yunanistan Askeri helikopterinde ölen 3 Yunan askerinin anısına, Ege’ nin sularına çelenk atıyor.
O dakikalarda, hangi ülkeye ait olduğu öğrenilemeyen F-16 uçakları, 30 dakika boyunca gökyüzünde uçuyor. Kayalıklar üstünde bir süre uçan Kammenos'u taşıyan helikopter ise ardından kalkış yaptığı Ege’ de ki bir adaya dönüyor.
Bitti mi? bitmedi. Dışişleri bakanı sayın Çavuşoğlu’ nun basına demeçleri yansıyor. Örnek mi? Hürriyet gazetesine konuşuyor sayın bakan.
Yunanlı bakanı hitaben diyor ki; “Savunma Bakanı aklını başına toplasın”
Sayın bakan Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki Ege sorununa dikkat çekip, halen süren istikşafi görüşmelerini hatırlatıp;
“Biz bu istikşafi görüşmeleri hep devam ettirdik. Çipras Hükümeti döneminde iktidar ortağı da olan radikal sağ partinin başkanı aynı zamanda Yunanistan’ın Savunma Bakanı. Bu bakan sürekli tahriklerde bulunuyor. Yunanistan eskiden beri tahrik edici şeyler yapıyor. Biz komşumuzla gerginlik olmasın diye aklıselim davranıyoruz.
Çoğunu gündeme bile getirmiyoruz. Ancak Kardak konusunu fırsat bilerek durumu tırmandırıyorlar. Savunma Bakanı aklını başına toplasın. Aklıselim davranmamızı suiistimal etmemeleri lazım. Gereken cevabı vermesini de biliriz.
Bakan’ın tavrı yeni değil. Biz bu tavırlarını Çipras’ a da söyledik, söylüyoruz. İki ülke arasında ihtilaflı konular konuşarak çözülmeli. Sağduyulu olmak lazım. Durum tırmanırsa, Allah korusun istenmeyen bir kaza olursa bunun telafisi de olmaz. Büyük bir olgunluk içinde davranıyoruz. Yunan Savunma Bakanı da olgunluk içinde hareket etmeli”
Verilen mesaj ortada. Bence, diyoruz ki; Yani Komşunun hırçın tavırlıları karşısında;
“Büyüklük bizde kalsın. Ama akıllı olma durumu da sizde…”
Ege’ de yaşanacak istenmedik bir dunum karşısında, Nem kapıp rahatsızlığı hat safhada yaşayacak bölgede bulunmamız bir yana, keşke benim başta dile getirdiğimi söyleyen biri olsaydı da, Dünya’ ya;
“Türkiye vurdu ve gol oldu…” dedirtseydik…