Sosyal medyada 9 Sütun’ a manşeti bence AK Parti’ nin eski il başkanı Av. Erdener Can atmış.
Barışın ve huzurun keti Çanakkale için, ‘son tahvilde’ denilecek türden bir çıkışla gelmiş AK Parti kurmay Av. Can.
Kent Konseyi seçimlerine ilişkin yaşanılan sürece yönelik çok yazıldı, çok çizildi.
Çok konuşulup, çok da sıkıntıyı dile getirmek neye çare oldu? Elbet de hiçbir şeye… Üstelik, mahkeme kararları dahi kafi olamadı Sandığa gidilmesine…
Demek ki, sandık vaktinde kurulacak diye bir kanun yok muş güzel yurdumuzda.
Elbette hukuk ne gerektiriyorsa o yapılacak. Kanunen hakları aramak kadar, kanunen alınan kararlar doğrultusunda hareket etmek de birinci vazifemiz. Kanuna karşı gelinilirse, Adaletin kestiği parmak ebet de acımaz.
Önce bir mahkemeye, ardından yetmedi daha üst bir mahkemeye açılan dava hakkımız olduğu kadar, itiraz noktasında da aynı süreci kanuni hak olarak kullanmaya kim ne diyebilir ki?
Benim anladığım kimse de bu hakları kullanma noktasında hareket edilmesine sesini çıkarmıyor. Ses verenler; ‘ neden inatla demokrasiden kaçılıyor’ a yanıt aramaya çalışıyor.
Öyle ya da böyle o seçim olacak düşüncesindeki bir çok STK temsilcisiyle, çeşitli ortamlarda sohbet ettim.
İstek sadece sandığın gelmesi. ‘Kimin seçilme garantisi olabilir ki?’ sorusu ile geçen sohbet aralarında, ‘Laf aramızda’ diye bölümler de olduğundan hiç detaylara girmeyeceğim elbet.
Ellerden akıllı telefonlar düşmüyor. Bir çok gündem maddesi üzerine yorumlar da haliyle peş peşe geliyor.
Günlük yaşamın olmazsa olmazı, takip edilmez ise gündemin gerisinde kalındığını düşünmeye başladığım sosyal medyada, adeta 9 Sütun’a manşet vardı geçen gün.
(Ben bir süredir sosyalde acayip takipçiyim. Bir süre öncesine kadar, acayip de karşı olmama rağmen)
Kent konseyi örneği ile gelen bir değerlendirmede dikkat kesildiğim ise, cümlenin son noktasında kullanılan bir anlatımdı.
Son noktayı koyma bir yana, oldukça dikkat çekici bulduğum o söz ile, cümlenin devamı nereye çekersen çek kıvamında olmuştu.
Şöyle de denilebilir, o söz; ‘Pek de anlamlı..’
Bu gün bahsettiğim isim, başta da belirttiğim gibi AK parti eski il Başkanı Av. Erdener Can.
Sosyal paylaşım noktası facebook’ dan, kendi hesabından ses vermiş Av. Can;
“Çanakkale Kent Konseyi seçimlerini yapmaktan kaçanlar, hala barışın kenti, demokrasi ve kentlilere söz hakkı vermekten bahsediyor. Pes …!” vurgusu ile.
İki satır anlatım içinde kullanılan ‘Pes…’ çıkışına gelince. Ben bu konuda, başlı başına bir kitap dahi yazabilirim.
Çok mu abartılı geldi? Vallahi yazarım… Yazarım da kim okuyacak?
Hadi okudu. Üzerine ne vazife çıkaracak? Hadi çıkardı, sonuç ne olacak?
Sorular la dahi, ‘Pes…’ çıkışı üzerine, neler üretilir neler…
Sahi, ne olacak bu seçim? Yani olacak mı bu yıl içinde? Yok sa, kanunen hak olan itiraz ve dava süreçleri ile önümüzdeki bir yıla mı kalacak sandığın geliş tarihi?
Ben neden mi bu kadar ilgileniyorum bu seçim ile? Bunun tek bir nedeni var. Barışın kenti, Huzurun kenti savunucularındanım da ondan.
Ne olurcu, ne de olumsuzculardanım vesselam…
Doğru gelen her düşüncenin yanında olduğum gibi, bir Çanakkale yaşayanı olarak, demokrasinin de aşığıyım.
Şahsi problemlerim olmadığı gibi hiçbir Çanakkale’ lim le, tek problemim Cumhuriyet karşıtları iledir.
Demokrasi düşmanı. Hak ve özgürlük karşıtı her isme de gerektiğinde hiç düşünmeden ederim sözümü. Suç olacakmış, kızacakmış, hat ta argo cümlelerle gönderme yapacakmış, ‘Umrum bile olmaz’
Çiğ yemedim ki karnım ağrısın….
Kent Konseyi seçimlerinin neden yapılmadığı noktasında, görünen haklı nedenler ve yapılan açıklamaları yeterli bulmayışımın nedenine gelince, taktığım nokta tam da burası aslında.
Yani, bu yüzden bu denli ilgileniyorum bu süreçle. Ne olası yeni oluşacak yönetimlerde görev alma talebim var. Ne de böyle bir düşüncem.
Bu arada, ‘Bağlı bulunduğum tek STK’ da da sadece üye bazındayım’
Orada da dönen entrikalar nedeniyle, yönetim kurulu üyeliğinden istifa edip, dayatılmaya çalışılan yönetim ile devam etmeme noktasında gemileri de yaktım vesselam.
Dediğimiz oldu. Çanakkaleliler olarak, biz bu işin üstesinden geliriz deyip, öyle de yapmayı bildik.
Genel merkeze de kafa tuttuk, genel düşüncesi demokrasiye ters olanlara da…
Sıkıntı var ise bir şekilde, o şeklin sorunsuz hale getirilmesi için verilen uğraşlar, demokrasi gereği ise kısacası, benim de bir türlü gelmeyen sandığa ilişkin süreçle ilgili olmam en doğal hakkım vesselam.
Çanakkale yaşayanı olarak ben bu hakkı kendimde buluyorum. Bunun için bir kanun olması da şart değil. Var mı itirazı olan?
Madem ki Çanakkale Kent Konseyi, ben de o konseyin takipçisi olabilirim. Ben Çanakkaleliyim.
Sandığa gelince; ‘gelecek bir gün…’
Belki bu gün, belki yarın. Belki de ‘Pes…’ denildiği gün…