.
Cuma’dan beri, taktım şu S-400’ lere. Geldiğinden söz ettim, sonrasında, kendimce yorumlarımdan da. Yani dün dile getirmeye çalıştıklarım.
Bu gün de hafta başı, olur mu hiç söz etmez isem? Sonuçta, Savunma sistemi öyle böyle değil, bence çok, çok ötesi önemli.
Bu gün 15 Temmuz. Bir de şunu hatırlayacağız hep birlikte. Olağan üstü rezil o hainleri.
Pek çok söz söylendi bu güne dair. Demokrasiye ket vurmaya çalışan, Hükümet gibi, Milletin irdesini de yıkmaya çalışan hainlere ilişkin. Kimimiz, ağzımız köpürü köpüre etti sinkaflı sözlerini.
Ne yalan söyleyeyim, benim de sözlerim oldu, yazdıklarım da. Hele bazıları var ki, bir güzel yargıya taşındı. Pek yakında, basın yoluyla hakaret iddiasıyla Adalet önüne çıkacağım. Hainlikten değil çok şükür, hainliğe ilişkin yazdıklarımdan.
Aklın yolu bir der iken bu güne ilişkin, bir de Ana muhalefet liderinin, S-400’ ler için ettiği sözler diyeceğim.
Ana muhalefet parti, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ‘ nin lideri, sayın Kılıçdaroğlu’ ndan S400 yanıtı geliyordu.
Diyordu ki CHP lideri; “Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlaması hakkıdır”
Vallahi, “he yaşa…” denilecek bir durum. Her ne kadar, bu konuda, başka düşünce mensupları olsa da, savunma çok ötesi önemli kardeşim.
Türkiye’nin savunmasız kalmasını isteyen, bir tek kendini dünyanın jandarması sanan o üç harfli devlet değil elbet. Adının kısaltılışı dahi ürpertici. Üç harfli. Üstelik, yer yüzünde ne korkunç ötesi planların sahibi…
Neyse, abartmayayım bari. Öyle ya, birde elin üç harflileri açar bir tazminat, basın yolu ile hakaret davası, uğraşırız boş yere. Neyi almayı düşünüyorlar ise…?
CHP lideriyle devam edeyim, iyi simi..
Başkentle görev yapan meslektaşlarımın haberiydi bahsedeceğim. Abonesi olduğumuz İHA’ dan dönüyordu CHP liderinin sözleri. Meslektaşlarım Neşra Durmaz ile İbrahim Berat Yılmaz yazyordu denilenleri.
Haberin giriş cümlesi şöyle; “ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, S400 teslimatına ilişkin, ‘Türkiye kendi bildiği yoldan devam edecektir. Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlaması hakkıdır’ dedi.”
Peki ya, nerede ve neden edildi bu sözler…?
Merak edilenler, haberin devamındaydı ebet. Yani tam olarak şöyle.
Dilerseniz, haberi özetlemeden, açarak söz edeyim.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çankaya Belediyesi Adalet Parkı Açılışına katılıyor ve burada şahsına yönelen soru üzerine geliyordu yanıt.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlar eken CHP lideri Kılıçdaroğlu, S-400 teslimatının başlamasının ardından, Amerikan Senatosundan Trump’a yaptırım yapması yönünde gelen açıklamaları değerlendirmesi isteniyor ve başlıyordu sözlerine sayın Kılıçdaroğlu.
Diyordu ki; “Senato önce Türkiye’nin hangi coğrafyada yer aldığına baksın.”
Ne de cuk diye oturtulan bir söz. Tam da yerinde, tam da kıvamında. “Yaşa Kılıçdaroğlu yaşa” diyesim geliverdi şimdi.
CHP lideri, ardından da; “Türkiye’nin bulunduğu coğrafya stratejik bir bölge.
Türkiye kendi güvenliğini yurt içinde veya yurt dışında sağlamak zorundadır ve bunun için gerekli önlemleri almak zorundadır” şeklinde değerlendiriyordu meseleyi.
Bitmiyordu aslında sözleri, devamı da geliyordu. Diyordu ki, CHP lideri;
"Zamanında Türkiye’nin Patriotların alımıyla ilgili talebi karşılanmamışsa elbette Türkiye kendi güvenliğini sağlamak için başka arayışlara girecektir.
Türkiye kendi bildiği yoldan devam edecektir. Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlaması hakkıdır.”
Bu haberi okuyup, zihnimden geçenleri de dile getirmeden edemeyeceğim. Kendimce yorumum geliyordu, ben istemesem de.
Nasıl mı? Aynen şöyle; “Vallahi, düşününce aklın yolu hep bir. Ben de şu an, son derece haklıyım, öyle değil mi…?”