Davet edilmeyen bir isim, böylesi bir yoruma yol açmaya yetmez mi…? Bence yeter de artar. Ben de öyle yaptım zaten.
Davet edilmeyen bir isim, böylesi bir yoruma yol açmaya yetmez mi…? Bence yeter de artar. Ben de öyle yaptım zaten. Bence yorumumu dile getiriverdim.Var mı öyle yahu… İstediğinle barış gösterisi yap, istediğin ile yapma…
Diyeceksiniz ki; ‘Ne saçmalıyorsun…?’
Anlatayım, belki de saçmalamıyorumdur. Karar sizin…
Dn dikkatimi çeken bir haberdi, şimdi bahsedeceğim. Başlık şöyle;
“40'a yakın cumhurbaşkanı ve başbakan Varşova'da buluşacak
‘Dış haberler servisi’ kaynaklıydı bu haber ve kaleme alan Ebru Orhan’ dı.
Malum, bu gün 1 Eylül. Dünya barış günü. Aynı zamanda, ceplerle de barışık olunacak günlerin başladığı gün bu gün. Balık Avı yasakları sona eriyor. Ateş pahası ödemelerden nihayet kurtulacağız, doya doya omega3’e kavuşacağız. Ne mutlu bir balık severlere.
Abonesi olduğumuz İHA’ dan geliyordu bu haber. VARŞOVA (İHA) imzasıyla. Şöyle başlıyordu satırlar;
-40'ya yakın cumhurbaşkanı ve başbakan 1 Eylül Pazar günü Polonya'da düzenlenecek İkinci Dünya Savaşı'nın 80. yıl dönümü törenleri için Varşova'ya geliyor.
Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın temsil edeceği törenlere ABD Başkanı Donald Trump Dorian Kasırgası nedeniyle katılmama kararı alırken, Rusya ise ev sahibi Polonya tarafından törenlere davet edilmedi.
Nasıl iştir yahu bu. Rusya niye yok…? Oysa ki, dünya devi… Adamına göre mi şu barış meselesi…
Bahsettiğim bu haberin sonraki satırlarında; “-İkinci Dünya Savaşı'nın 80'ninci yıldönümü savaşın başladığı ülke Polonya'da düzenlenecek bir dizi törenle anılacak. Törenler ilk olarak Nazi Almanyası'nın ilk saldırdığı Polonya kenti Wielun'da başlayacak.
1 Eylül Pazar günü sabaha karşı 04.30'da (Türkiye saatiyle 05.30) Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile birlikte burada düzenlenecek törene katılacak. “ ifadeleriyle aktarılıyordu olacaklar.
Başkent Varşova'nın odağını oluşturacağı anma törenleri nin bir diğer bölümü ise, saat 12.00'de başlayacakmış, Türkiye saatiyle.
Pilsudski Meydanı'nda (Plac Pilsudskiego) yapılacak törene 40'a yakın cumhurbaşkanı ve başbakanın da aralarında bulunduğu 250 misafir katılacakmış. Konuklar arasında parlamento başkanları, dışişleri bakanları, savunma bakanları ve kraliyet aileleri temsilcilerinin de bulunması bekleniyormuş.
Dünya barış gününde, misafirler ağırlanacak kısacası.
Bizde de var onlarcası. Yni Meçhul asker anıtları. Bir benzeri de, Polonya’da. İşte o anıt, yani Meçhul Asker Anıtı'na çelenk koyulmasının ardından, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence birer konuşma yapacaklarmış.
Liderler daha sonra Polonya Cumhurbaşkanlığı tarafından özel olarak yaptırılan, üzerinde “Bellek ve Uyarı” (Pamiec i Przestroga) (ingilizcesi: memory and caution) yazılı çana sembolik olarak vuracaklar, söz konusu çan törenlerin ardından Nazi Almanyası'nın ilk saldırdığı Polonya kenti Wielun'a hediye edilecekmiş.
Benim anlamadığım Rusya davet edilmedi ve neden?
San ki, Nazi Almanya’ sının bu savaşı çıkarmasının asıl nedeni Rusya…
Cumhurbaşkan Duda'nın Kraliyet Sarayı'nda davetilere vereceği öğle yemeği ve akşam Büyük Tiyatro'daki Polonyalı ve Alman opera sanatçılarının Polonyalı besteci Krzysztof Penderecki'nin Polonya Requiemi eserini seslendireceği konserle devam edecek bu törlerde, biz de varız. Yani; . Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay temsil edecek.
Törenlere ABD Başkanı Donald Trump’ın Dorian Kasırgası nedeniyle son anda katılmaktan vazgeçtiği gelişmesi bence hiç gölge düşürmemiş olmasına rağmen, Bence; Rusya'nın ev sahibi Polonya tarafından davet edilmemesi, gölge değil fakat soru üretti.
Arnavutluk, Almanya, Bulgristan, Hırvatistan, Karadağ, Çekya, Estonya, Gürcistan, İzlanda, Litvanya, Letonya, Malta, Macaristan, Slovakya, Slovenya, Ukrayna Cumhurbaşkanları davetli ve katılacaklar.
Yine başa dönüyorum, neden Rusya yok…? Bu nasıl bir barış günü anlayışı. Benzeri barış girişimlerini pekçok kez yaşadığımdan belki de, bu durum için adamına göre muamele diyesim geldi.
Bizlerde pek şikayetçiyiz bu küskünlerden. Doğruları dile getirince, doğruyu söyleyen 9 köyden kovulur misali işler neden acaba biz doğrucuların başına geliyor.
Lafa gelince, Barış sözünü dillerinde düşürmeyenler, kedisinin adını dahi barış koyanlar..
Ne yalan söyleyeyim bizim kedimizin adı Pati. Sözde değil, özde isme sahip.
Patileri olmasa, yürüyemez, tutamaz, çıkamaz. Onun bütünlüğünü sağlayan Patileri. Adı da, bu özelliğinden gelmeli. Öyle değil mi..?
Birde, partilileri de dahil, herkeslerle kavgalılar var. Bir tek barışık kişi kalmamış etraflarında, halen dahi barış söyleminde ısrarcılar. Bu neyin ve kiminle barışı, çözmek mümkün değil vallahi.
Viladamir ağabeyin davet edilmemesine taktım ben. Sanki en savaşçı, barış düşmanı, sadece ve sadece Putin.
Dünya coğrafyasının her köşesinde savaş çıkartan, silah üretip, savaştırdıklarına karşılıklı olarak dağıtanlar çok önemli kişilikler, onlar çağrılıyor da, savunma üzerine teknoloji üretip, savaş da neymiş diye uğraş verenler, tu ka ka… Olacak iş değil bu kardeşim.
Barış kime, barış kimin tekelinde, barış da barış. Oysa ki, ‘savaşma seviş…’ diye haykırsalar, daha makbule geçecek… Üstelik, bu konudaki uzmanlıkları tartışılmaz o isimleri, göz yumdukları gerçekleri de hatırlayınca insan, ‘ne ayıp, ne ayıp’ diyesi geliyor… Sizi gidi sözde barışçılar sizi…