Söylenilen bu söz, düne damga vurdu. Oysa ki, ne de tepkiler gelmişti, Beştepe’ de gerçekleşecek törene ilişkin.


Söylenilen bu söz, düne damga vurdu. Oysa ki, ne de tepkiler gelmişti, Beştepe’ de gerçekleşecek törene ilişkin.
‘Deydi mi?’ şeklindeki bir soruyu işitti kulaklar. Yanıtı nasıl geldi, vallahi merak ediyorum.
 Ben merak ede durayım, Cumhurbaşkanı ne dedi dün…! Bunun yanıtını vereyim…
“Güvenilir ve hızlı bir şekilde tecelli eden adalet, toplumsal barışın, huzur ve kardeşliğin en güçlü teminatıdır.” Diyordu Başkan Erdoğan.
Cumhurbaşkanından, adli yıl mesajı geldi önce, sonrasında ise adli yılın açılış töreninde söyledikleri.
Her birimizi ilgilendirecek ifadelerdi sözlerde geçenler.
Sayın Cumhurbaşkanının mesajında; “15 Temmuz darbe girişimiyle başlayan süreçte, adalet teşkilatımız büyük bir sınav vermiş; hızla harekete geçen, ilk andan itibaren tüm çalışmaları hukuka uygun şekilde yürüten ve hukuka aykırılığa müsaade edilmeyeceğini açıkça ortaya koyan tavırlarıyla hainlerle mücadelede önemli gücümüz olmuştur” vurgusu yapıyordu. Bence de hayli önemliydi bu dediklerinde bahsettiği o süreç.
Önce Reis’in adi yıl mesajından söz edeyim, sonra da, adli yıl açılış törenindeki konuşmasının satır aralarından.
Başkan Erdoğan mesajında, “Ülkemizi 2023 hedeflerine, 2053 ve 2071 vizyonuna hazırlarken, devletimiz tüm kurum kuruluşlarıyla, vatandaşlarımızın refahı, huzuru ve emniyetini teşkil amacıyla demokratik standartların yükseltilmesi, insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi ve adaletin hızlı bir şekilde tecelli etmesine yönelik çalışmalarını sürdürmektedir.
Bu süreçte aziz milletimizin birliğini, dirliğini ve bekasını gaye edinen, adil kararlarıyla bizleri gururlandıran, gerçek anlamda bağımsız ve tarafsız bir yargının işleyişi büyük önem taşımaktadır.” diyor,  Güvenilir ve hızlı bir şekilde tecelli eden adaletin, toplumsal barışın, huzur ve kardeşliğin en güçlü teminatı olduğunun da altını çiziyordu.
Hukuk devletinin yaşatılabilmesi, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmemesi hususunda en hayati vazifenin, yargı kurum ve mensuplarına düştüğünü de iade ediyordu sayın cumhurbaşkanı.
15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında FETÖ ihanet çetesine karşı verilen mücadeleye de dikkat çektiği mesajında  sayın Cumhurbaşkanı, bu mücadelenin yargıyı teslim almaya çalışan siyasi, ideolojik ve zümrevi gruplara karşı ne kadar hassas, dikkatli ve cesur olunması gerektiğinin bir kez daha gözler önüne serildiğinin alıntı çizerek;
 “15 Temmuz darbe girişimiyle başlayan süreçte, adalet teşkilatımız büyük bir sınav vermiş; hızla harekete geçen, ilk andan itibaren tüm çalışmaları hukuka uygun şekilde yürüten ve hukuka aykırılığa müsaade edilmeyeceğini açıkça ortaya koyan tavırlarıyla hainlerle mücadelede önemli gücümüz olmuştur. Devletimizin ülkemizi daha parlak ve aydınlık yarınlara taşıma yolundaki çalışmalarında, adalet sistemimizin kusursuz işleyişi, hukukun eksiksiz tecellisi ve adalete güvenin güçlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilen reformlar önemli yer tutmaktadır.
Adalet alt yapısını ve mevzuatını geliştirme yönünde attığımız adımlar, yargı mensuplarımızın ‘hukuk devleti’ ilkesi doğrultusunda çalışmalarını daha kolay bir şekilde yürütmelerini sağlamayı amaçlamaktadır.” diyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajını yazılı veriyordu da, sonrasında Adli yıl açılış töreninde, kürsüden ne diyordu…?
“Devlete ait yetki ve görevlerin, herhangi bir üstünlük sıralaması olmadan kullanılması olan kuvvetler ayrılığı prensibinin, denge yerine çatışma anlayışıyla yorumlanması, ülkeye ve millete fayda değil zarar getirir” şeklindeki ifadelerle başlıyordu sözlerine, ardından da;
 “Yargı üzerinden, milletten ve hukuktan aldığı yetkiyle görevini yapan yürütme erki ile onun temsilcisi olan Cumhurbaşkanına saldırmak, aslında doğrudan siyasal alanı hedef almaktır” diye de ekliyordu.
 “Kuvvetler ayrımındaki yerinin ötesinde, tamamen ideolojik ve bağnaz bir tahayyülle yargı bağımsızlığı sözünü gündemde tutanlar, en çok demokrasiye, cumhuriyete, milli iradeye zarar veriyor”  şeklindeki vurgusu, sayın Cumhurbaşkanının,en dikkat çeken ifadeleriydi bence.
Hele hele;  “Demokrasiyi ve onun kurucu unsuru olarak siyaseti mesnetsiz saldırılarla yaralamaya çalışmak, en başta yargı kurumuna saygısızlıktır” çıkışı da, dünün öne çıkan başlığıydı ayrıca.
“Reform belgesindeki hedeflerimizi hayata geçirmek için hem mevzuat değişikliği, hem de idari düzenlemeler konusundaki hazırlıklarımız son aşamasına geldi”  şeklindeki açıklaması, dikkate ve de merak uyandıran bir diğer sözüydü sayın Cumhurbaşkanının.

Özetle, denilenleri öğrendiğim haberi kaleme alan Başkentli meslektaşım İlker Turak’a da bir kocaman teşekkür edeyim. Öyle ya, katıldığı törende edilen sözleri, ayrıntılı şekilde haberinde sunmuş.
Mesela mı…? Mesela; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeni yönetim sistemimizde yürütmenin de temsilcisi olan Cumhurbaşkanına kuvvetler ayrılığı konusunda yöneltilen ithamların çoğu temelsizdir.
Yargı üzerinden, milletten ve hukuktan aldığı yetkiyle görevini yapan yürütme erki ile onun temsilcisi olan Cumhurbaşkanına saldırmak, aslında doğrudan siyasal alanı hedef almaktır. Kuvvetler ayrımındaki yerinin ötesinde, tamamen ideolojik ve bağnaz bir tahayyülle yargı bağımsızlığı sözünü gündemde tutanlar, en çok demokrasiye, cumhuriyete, milli iradeye zarar veriyor” diyerek, bahsettiği ve bence de önemsenmesi gerek bu sözleri.
2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlendi dün.
Törende konuşan Erdoğan, Arapça'daki ADL ile Türkçe'deki TÖRÜ kelimelerinin, adalet kavramının köklerini oluşturduğunu belirtiyor ve ekliyordu;
“Adalet, tarihin her döneminde üzerinde kafa yorulan, tartışılan, uygulama biçimleriyle gündemde olan bir konudur. Biz de her fırsatta, gerek bu çatı altında, gerek diğer platformlarda, adalet kavramı üzerinde uzun uzun durmaya çalışıyoruz. Görevimiz gereği üstlendiğimiz sorumlulukların yanı sıra, ferdi hayatımızda maruz kaldığımız çok sayıdaki hadise sebebiyle de, bu kavram üzerinde sık sık durmak, konuşmak, tartışmak zorunda kaldık.
Bugün de yeni adli yılın açılışı vesilesiyle, adalet kavramına ve ülkemizdeki işleyişine dair görüşlerimi paylaşmak istiyorum.” vurgusu yapıyordu.
Ve hayli anlaşılır ifadelerle ediyordu sözünü; “ İnancımıza göre insanın hayrı ve şerri, doğruyu ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü seçme iradesine sahip bir varlık sıfatıyla diğer canlılardan ayrılması, adaletin de esasını oluşturur.
Çünkü, zulüm ve haksızlık ile adaletsizlik eş anlamlıdır. Şayet insan adalet yerine zulüm yolunu seçiyorsa, bunu kendi iradesiyle yapıyor demektir. Dolayısıyla, bu iradeyi kontrol altında tutacak zihni ve fiili bir düzene ihtiyaç vardır.” diyerek.
Bu arada söylemeden edemeyeceğim. Bir ifade vardı, 80’ ler de kulaklarımızın çok işittiği. ‘Netekim…’ Bu ifadeyi kullanan ve adı ‘netekim paşa…’ olarak da zikredilen Evren’di. Hatırladınız mı.
Nereden geldi şimdi aklıma bu söz…? Anlatayım. Sayın Cumhurbaşkanının dikkatç eken son sözü ardından kurduğu cümle; “Nitekim… “ ifadesiyle başlıyordu. Benim de aklıma ntekimi fadesi tam da bu arada düştü.
Arada dağlar kadar fak var elbet. ‘Netekim’ nere, ‘nitekim…’ nere…!
Sayın Erdoğan, her zamanki gibi net ve doğru ediyordu ifadeyi. Tam da aklıma 80’ leri düşüren o ifade mesela. Doğru şekilde geldiğinden hatırladım bendeniz 80’ leri.
Geleyim denilenlerin o bölümüne;  “Nitekim, toplumsal ilişkiler ve devlet uygulamalarıyla ilgili tartışmaların temelinde de hep adalet kavramının yattığını görüyoruz.
Eflatun’dan Kant'a, Farabi'den Gazali'ye kadar batının ve doğunun tüm önemli mütefekkirleri, tartışmalarını bu kavram etrafında yürütmüşlerdir. İnancımızın temel kaynakları olan Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde; düzen, denge, denklik, eşitlik gibi pek çok anlamlarıyla adalet kavramına sıkça atıfta bulunulmuştur. Tarihte hep hayırla yad edilen, tüm insanlığa örnek gösterilen şahsiyetler, Peygamberler başta olmak üzere, adalet konusuna büyük hassasiyet göstermiştir. Günümüzde dahi Hazreti Ömer deyince aklımıza hemen ‘adalet’ geliyorsa, onun adaletle ilgili sözünü tüm adliyelerimizin ve mahkemelerimizin duvarlarına kazımışsak, sebebi işte budur” diyordu kısacası Cumhurbaşkanı.
Dün edilen sözlerin devamı vardı aslında. Var da, bu denilenler dahi bence son derece  kafi…!
Herkese lazım olan şey adalet. Adalet her daim olsun, gerisi teferruat…