.
Bir ‘Büyük İnsan’, bir ‘Büyük Usta’nın ölüm yıl dönümüydü dün… Neşet Ertaş ustanın.
“BANA ÖLDÜ DEMEYİN; YORULDU, GİTTİ DEYİN…” diyendi, büyük usta….!
Ne de anlamlı bir ifade, öyle değil mi yaşama dair..!
Tıpkı dillerden düşmez eserleri gibi, okkalı sözler edendi aynı zamanda büyük usta.
"Bana öldü demeyin; yoruldu, gitti deyin...." acaba nasıl bir ruh halinde söylenmişti.? Çoğu kez yanıtını aramışımdır, zihnime düşen bu sorunun.
‘Yorulmak, yorgun düşmek..’ İfadesi, inişli çıkışlı, derdi tasası bitmez yıllar yaşamış çoğu insanımızın özetlemek istediği geçmiş için kullandığı olmuştur, çok işitmiştir kulaklarımız benzer sözleri. Ne var ki Neşet ustanın bu sözünün ağırlığı öyle kilolarla değil, bence binlerce ton ağırlığında. Bir değişik anlam yüklü..
Ya da şöyle mi demeli; ‘Anlatılmaz yaşanır…’ misali..
Bozkırın Tezenesi denildiğinde ismi hemen akla gelir bir ustadır Neşet Ertaş..
Nasıldı o sözler;
•Biz doğduğumuzdan beri yoksulduk. ...
•Aşk biterse yorulur insan, ben ne zaman ölürsem Neşet yoruldu desinler.
•Sen beni güIünce mutIu mu sandın, yaIandan yüzüme güIen dünyada.
•Nerde bir türkü söyIeyen görürsen korkma yanına otur. ...
•Kendi kendisinden utanmayan, yeryüzünde hiç kimseden utanmaz.
Büyük ustanın, büyük sözlerinin dahası da var aslında, eserlerinin içinde gizlenmiş. Tüyleri ürpertiyor bazen kelimeler, hele bir de saz eşliğinde gelince denilenler, insan olan dünya değiştiriyor sanki..
“Özü gülmeyenin yüzü güler mi?” sözünden hareketle bir şeyler yazmaya kalksam, sanırım sabahları ederim.
“Ağla sazım ağlanacak zamandır.” sözünden hareketle başlasam düşünmeye, yılları üstelik de katıksız geçiririm.
Hele hele; “Herkesin bir Zahide’si vardır.” sözünü işitte, hadi tepkisiz kal… İçin kıpırdamasın, kalbin duraklamasın.
“Gönül kimi severse, aşk onda güzeldir.” demiş bir de büyük usta. Hadi gel de gözlerini yaşlandırma..?
Bakışarak birbirine vurulmuş kalpler vardır bir de bu hayatta.Örnek ver deseler, sayfalar yetmez sıralanacak isimlere..
“Mapushanelere günes doğmuyor…” sözünü açıp, anlatmaya kalksak, belki de mapusluk olacak gönlümüz, aşık olana da bir, kabahat işleyene de..
Kimimizin tuttuğu dilekleri vardır hayatta. Kimi dilek tutmuştur, kimi…(!)
Önemli olan umutlan tüketmemektir. Her ne kadar hayat her geçen gün, biraz daha tükeniyor olsa da…!
Koca yıllar geçti, koca ustasız. Her geçen yıl, sanki dün gibi gideli hissiyatta olduğumuz isimler de öyle çok ki hayatımızda. Oysaki bir kez eline tutmamış, yüzünü caba canlı görmediklerimizdir, aklımıza geldiğinde, içimizi ayrı bir ürpertenler.
Bir koca usta geçti dünyadan. Hem de bulunduğumuz coğrafyadan, güzeller güzeli yurdumuz, Türkiyemizden..
Mesele Türkiye olunca, hep içimden haykırmak geliyor: ‘Söz konusu Vatan ise, gerisi teferruattır..’ diye. Hey gidi hey, bir rahmet dileğimde, tonlarca ağırlıktaki bu sözün sahibine, ATATÜRK’ üme… “Söz konusu Vatan ise, gerisi teferruat…” demişti yüce öderim.
Büyük sözler, anlamı tartışılır çıkışlar, bazen de siyasetten geliyor ansızın, Dün mesela…
MHP Genel Sekreteri Büyükataman'dan geldi, kime? İYİ Parti liderine. Şöyle diyordu Büyükataman; Akşener’ e “Sen artık yoksun”
Dahası dedikleri de bir hayli dikkat çekiciydi. Misal; “Bir belediye daha fazla alma ihtimali için terör örgütüne sırnaşanlar, FETÖ’ye kuyruk sallayanlar; önümüzde ‘küçük bir engel” dahi değildir”
Unutmadan, bir de şöyle bir söz geliyordu Büyükataman’dan;
-“Milliyetçi-Ülkücü Hareket, Devlet Bahçeli’nin çizdiği yolda milli ülküleri gerçekleştirmek için koşar adım yürümektedir”
Başkent gündemine de göz attım ve bu sözleri fark ettim dünden gelen. Abonesi olduğumuz İHA’ ınn Başkent muhabirlerinden Mevlüt Hasgül’ ün haberindeydi, dikkatimi hayli çeken bu dile gelenler.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in katıldığı televizyon programındaki kullandığı bazı ifadelere yönelik bir açıklama yayımlıyor ve hyli dikkat çekici o ifadeleri kullanıyordu.
Diyordu ki Büyükataman, “bir belediye daha fazla alma ihtimali için terör örgütüne sırnaşanlar, FETÖ’ye kuyruk sallayanlar; önümüzde ‘küçük bir engel” dahi değildir” dedi.
İYİ Parti (İP) Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik açıklamalarda bulunan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın, "CHP’den 15 Milletvekili istediği gün Millet İttifakı’nın kurulmuş olduğunu itiraf ederek aslında ödediği diyetlerin sebeplerini itirafa başlamış gözükmektedir. İlerleyen günlerde Selahaddin Demirtaş’a özgürlük talebinin, HDP’yi Kürt siyasi hareketinin temsilcisi olarak göstermesinin Kandil’e diyet borcu olduğunu yahut FETÖ’nün kendisine olan desteğini ve bunların tarihini de açıklayacak mıdır? Küçük hesaplar peşinde koşan ‘küçük hanım’ ülkenin bekasına yönelik iç ve dış tehditleri bertaraf etmek, Türkiye’yi 2023 ve 2053 hedefleriyle önce lider ülke, sonra süper güç yapma ülküsü doğrultusunda bir yol izleyen, hiçbir pazarlığın içerisinde yer almayan Milliyetçi Hareket Partisine ‘küçük ortak’ diyerek ‘CHP kapısında belediye başkan yardımcılığı dilendiği gerçeğini değiştiremez. Her gün bir başka ilde ve ilçede CHP kapısına bırakılan siyah çelenkler, belediye meclis üyelerinin tutumuna dair rezillikler gündemi meşgul ederken MHP’yi bir pazarlık içerisinde gösterme gayretleri kendi pisliğini başkasına atma psikolojisinden başka bir şey değildir”
Siyasetle de olmuyor, bazen siyasetsiz de… Hani o dengeyi yakalamak mümkün olmaz ya çoğu kez, sanki bende bu gün bunu yaşadım.
Bir büyük usta, büyük insandan söz ederken, MHP kurmayı Büyükataman’ ın dediklerine de ister istemez kulak veriverdim.
Umarım, konudan konuya geçişimden kaynaklı, bendeniz de sizlerden büyük laflar işitmem bu halimden dolayı.. Kalın sağlıcakla… Hoşça kalın…