Mustafa Kemal, 19 mayıs 1919’ da nerede ?

Mustafa Kemal, 19 mayıs 1919’ da nerede ?
Samsun’da…
Ne yapıyor ?
Halka TÜRK’ÇE ve ATATÜRK’ çe ülkenin durumunu anlatıyor… Daha doğrusu, Dünya Dili Türkçe’nin temelini atıyor, halkı Türkçe dinliyor, halkın Türkçe konuşmasıyla, onların gücüyle Samsun’dan, yeni bir Türk ülkesine halkıyla karar veriyor, Türkçe yazmanın, Türkçe okumanın TEMELLERİ dayanıklı olsun diye, depremlerde zarar görmesin, HALK hep yarar görsün diye; inşaatımızı oluştururken RADYAL temelin atılmasında temele konacak demirin STATİK hesabını halka soruyor, Erzurum’da, Sivas’ta temele konacak harcın çimentosunun, kumunun kalitesini hesaplıyor; dünyaya TÜRK’çe bir devlet, devlete TÜRKÇE bir dil için bizlere de görev veriyor VE  
Adına da;
Dünya dili TÜRKÇE diyor…
Bizler de 100 yıl sonra devletin temelinin atıldığı yerde yarı utangaç yarı mahcup TÜRKÇE,  ATAM buradayız, diyoruz.
Dünya dili olan Türkçe nerede?
ATA’YLA beraber 100. yılda Samsun’da
SAMSUN’lulara  100. yılda DÜNYA diliyle MERHABA.
MERHABA, sempozyumu  düzenleyenler ve arka plânın sessiz kahramanları…
MERHABA, sempozyuma katılanlar…
MERHABA, sempozyuma destek verenler…
MERHABA, Türkçe sevdalıları
MERHABA, Dünya Dili Türkçe Sempozyumunu ülkemizde başlatıp-yaygınlaştıranlar…
MERHABA, yurt dışından katılarak, Dünya Dili Türkçe’ye gönül verenler…
MERHABA, Samsun’daki Mustafa Kemal’in başlattığı RUHU, yüzyıllar ötesine taşıyanlar ve taşıyacak olanlar…
2008’de Ankara Başkent Üniversitesi’nde başlayan, onbir yıldır istekle, içtenlikle, başarıyla, birlikle, yayınlarla devam eden bu akademik ve kültürel çalışma; ülkemizde ve ülke dışında TÜRKÇE öğretimini etkin kılan bir anlayışın, aynı duygu ve düşüncelerle devam etmesi, Türk Dili ile Türkçe Eğitimcilerini bir bütünlük içinde buluşturarak, işte BİRLİK budur, dedirtmesi bakımından, her yıl sempozyum değerlendirme toplantısında büyük bir istekle üniversitelerimizde akademik seviyeyi ve bu seviye adabını bozmadan AMATÖRCE anlayışın hakimiyeti içinde süreklilik kazanması, biz katılımcılara güç veriyor, arkadan bizleri takip eden genç akademisyenlere de örnek oluşturuyor…
Samsun’da yapılan sempozyumun Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün yaktığı Kurtuluş meşalesinin yıl dönümünde bütünleşmesi; 19. yüzyıldan başlayarak küreselleşme adına İngilizce’yi tüm ülkelere hakim kılarak, bir hizmet kültürü içinde HEZİMET- kimliksizlik kültürü yaratanlar, kendi kültürlerini yaygınlaştırırken, RUHSUZ  halleriyle milletleri emperyalist düşüncelerine köle yapanlar ELİF’in belini kırmışlardır.
İşte,  Türkçenin Dünya Dili olarak ortaya çıkmasının bir nedeni de kültürlerarası iletişimi sağlarken, beli kırılan ELİF’İ  dik tutmak ve kaybolan VAV’I da  geçmiş kültürümüzde olduğu gibi yeniden ETKİN kılmak olmalıdır…!?
Türkçe’yi öğretirken, Türkçe düşünmenin kolaylığı içinde yeni yöntemleri, yeni dilbilim çalışmalarını, yeni araç-gereçleri hem Avrupa’da hem Asya’da hem de üçüncü dünya ülkesi diye nitelenen YALNIZLIK kültürü içindeki Afrika ülkelerinde güncel iletişim tekniği içinde TÜRKÇEMİZ yaygınlaştırılmalı ve o renkleri ayrı, ama yaratılışları aynı olanlara yeniden geçmişteki kültürümüzün OLUMLU yönleri yansıtılarak, ezmeden-ezdirmeden ve EZİLMEDEN Türkçemiz tüm kültür birikimi içinde verilmeli, bizler de aşağılık komplekslerine kapılmadan çeşitli ülkelerin dillerini öğrenerek ve insanlığın ortak noktasını yakalayarak, “dedi ki-demişler ki” den uzak , teknikte-çağdaşlıkta, uluslararası alanda TÜRKÇE’yi  bilinçle DÜNYA dili olma yolunda tüm insanlara MERHABA diyerek,  hedefine ulaştırmak olmalıdır.
Sempozyum süresince 300’e yakın bildirinin tartışıldığı sempozyum içinde iki çalışmayı sizlerle paylaşmak isteriz… Günlük hayatta  çok sık duyduğumuz  ve kullandığımız hem içeriği hem günlük işlevselliği  yaygın olan sunumlar dinledik. Sunumun konusu “ FALAN  FİLAN” olan bu kelime zamir  ve sıfat  olarak  günümüze kadar  kullanılagelmiştir.,, Sunumu yapan Prof. Dr.  Leyla Karahan’ın  anlatımı ile verdiği örnekler güncel ve öğreticiydi. Türk Dili alanında verilen akademik bildirilerin dikkat çekiciliği kadar, Türkçenin Eğitimi alanında da  Prof. Dr. Abdurrahman Güzel’in oturum başkanlığı sırasında yaptığı açıklamalar, genç akademisyenlere uyarıcı olmakla beraber oturumdaki konuşmacılara ve dinleyicilere de yol-yöntem gösterici olması bakımından  önemliydi.
Bir güncel bildiri de TRT baş spikerliğinden emekli Şener Mete’nin “ Medya Dili mi, Spiker Dili mi ?..” başlıklı bildirisi, günümüzde Türkçe konuşma özürlüleri ile haber spikerleri için dinlenmesi ve sorunların tartışılması bakımından izlenmeye değerdi !..
 
 
Yukarıdaki duygular içinde bizlere, 1919’dan 2019’a  tekrar köprü oluşturan,  Samsun’da  yapılışıyla anlamlı olan bu sempozyumda akademisyenleri buluşturarak, SAMSUN ruhunu gönlümüzde, ülkemizde canlı tutan TÜRKÇENİN baş öğretmeni ATAMIZLA göz göze getiren Prof. Dr. Serkan Şen ile ARKA plân kahramanlarına Türkçe teşekkürlerimizi gönderiyoruz…  
2020’de GAZİ Üniversitesi’nin ev sahipliğinde buluşmak üzere, Samsun’dan sevgiler !…
 
 
                                                                        20.10.2019 
                                                            Dr. Hayrettin Parlakyıldız
                                                            Kıbrıs İLİM Üniversitesi
                                                            E-posta: hparlakyildiz@mynet.com