.

Özetle, oğul Erbakan’ dan çağrı netti..“ Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti D8 organizasyonuna sahip çıkmalıdır.”
Dahası da vardı dediklerinin. Okkalıydı bence ifadeleri. Misal; “İsrail’in asıl hedefi olan ‘Büyük İsrail’ yolunda artığı bu adımları asla kabul etmiyoruz” deyişi.
Eski Başbakanlardan merhum Erbakan hocanın oğlu Fatih Erbakan: “57 Müslüman ülkenin Türkiye’nin öncülüğünde tek vücut haline getirilmesi gerek” çıkışıyla, Bence; yıla damga vuran sözleri etti Başkentte. 
Rutine bağladığım Başkent haber tutunda gördüm, oğul Erbakan’ ın açıklamalarını.
 Meslektaşlarım Neşra Durmaz ve  Erdinç Türkcan yazıyordu denilenleri. 
 Abonesi olduğumuz İHA’ nın servis ettiği bültendeydi dikkat kesildiğim sözlerin geçtiği o haber.
Dilerseniz detaylar diyeyim ve başlayayım haberden söz etmeye. Şöyle idi ilk satırlar;
-Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Türkiye’nin de D8 öncülüğünde asıl hedef olan D60’ın kurulması için gerekli adımları atması gereklidir. Siyonizm laftan değil güçten anlar da onun için. Onun anlayacağı gücü ortaya koyabilmek ekonomik ve teknolojik bakımdan güçlü Türkiye’nin kurulması lazım, 57 Müslüman ülkenin Türkiye’nin öncülüğünde tek vücut haline getirilmesi gerek” dedi.
Partisinin Genel Merkezinde, Partili İl Başkanları ile bir araya gelmişti Erbakan. Szöleri net, çağrıları ise çarpıcıydı bence.
Burada konuşan Erbakan, Elazığ’ın Sivrice ilçesinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremi hatırlatarak, hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara ise acil şifalar dilediğini belirtiyordu önce.
Sonrasında,  Deprem bölgesine giderek vatandaşların yanlarında olduklarını aktarıyor ve ekliyordu;
 “Bölgedeki teşkilatlarımız AFAD, arama kurtarma ekiplerine ellerinden gelen tüm imkanlarla yardım etiler. Yeniden Refah Partisi Türkiye genelinden her türlü imkanlar seferber edilerek bölgeye ulaştırıldı. Yaralılara geçmiş olsun ve yakınları vefat edenlere de taziye ziyaretinde bulundu. Allah inşallah ülkemizi bu gibi afet ve belalardan korusun” diyerek..
Geçmişten verdiği örneği, yani 1999 yılında meydana gelen Marmara Depreminde 17 bin 500 vatandaşın hayatını kaybettiğinden söz edişi, hitap ettiği il başkanlarının gözlerini yaşartsa da, bir Türkiye gerçeği,  önlenemez depremdi altını çizdiği.
Sonraki zaman diliminde ise Japonya’da meydana gelen çok daha şiddetli bir depremde bin kişinin hayatını kaybettiğini vurgulayıp, altını çizdiği çok  dikkat çekiciydi bence.
Şöyle diyordu Erbakan; ”Bunlar, ‘deprem değil tedbirsizlik öldürür’ sözünü açık şekilde göstermektedir.
Biz Türkiye olarak tedbirli miyiz? Malesef hayır.
Dünyada belki depremi en çok konuşan ülke biziz ama tedbir konusunda belki en geri kalmış ülke biziz.
Türkiye’de deprem haritasına göre 50 ilimiz birinci dereceden deprem bölgesinde yer alıyor. Yapı denetimi zorunluluğu getirilen il sayısı ise 19. Türkiye’yi eşit tutmamız, adil davranmamız gerek.
Bu adaletsizlikten acilen dönmemiz gerekmektedir. Yapı denetimleri sadece ticaret maksatla ve ‘dostlar alışverişte görsün’ mantığıyla yapılıyor. Öğrencilerimize, gençlerine ve bütün milletimize de deprem ve korunma eğitimlerinin gelişmiş ülkeler seviyesinde verilmesi gerekmektedir”  
 Atarlandığı bir anda vardı konuşmasında. Diyordu ki, ABD Başkanı Trump’ı hedef alıp;  “yüzyılın planı” adıyla açıkladığı sözde planı değerlendirirken Erbakan; “Dünya siyonizmin bir maşası olarak hareket eden o koltuğa dünya siyonizmi tarafından oturtulan Trump yüzyılın planı adı altında bir plan açıkladı.
Amerika’nın gerçek yüzü, Avrupa’nın gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştır. Biz bunları 50 seneden beri söylüyoruz. Filistin halkının geleceğini tayin etme Hakkı Trump’a ve Netanyahu’ya değil doğrudan doğruya Filistinlilere ve Filistin’e ve Kudüs’ün ve Mescidi aksanın üzerinde söz sahibi olma hakkı da doğrudan doğruya İslam alemine ve müslümanlara aittir”
Pek çok kez, her birimizin okkalı sözlerle çıkıştığı birilerine de vardı sözleri Erbakan’ ın. İsrail’e..!   
Ve diyordu ki; İsrail’in asıl hedefi olan “Büyük İsrail” yolunda artığı bu adımları asla kabul etmediklerini belirtip; “Bu adla sunulan plana şiddetle karşı çıkıyoruz. Müslümanların kutsalı olan Kudüs’ün bu şekilde oldu bittiye getirerek yutulmasına asla rıza gösteremeyiz.
Eğer Amerika İsrail’i bu kadar seviyorsa alsın İsrail’i Amerika’ya götürsün ona Amerika’daki eyaletlerinden birini versin. “
Ardından da net bir çağrısı geliyordu oğul Erbakan’ ın.
Şöyle diyordu Erbakan; “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bütün bu sıkıntıların asıl ilacı olan D8 organizasyonuna sahip çıkmalıdır.
Türkiye’nin de D8 öncülüğünde asıl hedef olan D60’ın kurulması için gerekli adımları atması gereklidir. Siyonizm laftan değil güçten anlar da onun için. Onun anlayacağı gücü ortaya koyabilmek ekonomik ve teknolojik bakımdan güçlü Türkiye’nin kurulması lazım.
D8 organizasyonunun asıl maksadına uygun olarak çalıştırılması, 57 Müslüman ülkenin Türkiye’nin öncülüğünde tek vücut haline getirilmesi gerek”  
 Bir de duyurusu geliyordu Türkiye’ ye..9 Şubat pazar günü saat 14.00’te Sakarya kent meydanında “Seninleyiz Kudüs” mitingi gerçekleştireceklerini açıklıyordu.
Avrupa Parlamentosu milletvekili Ioannis Lagos'un Avrupa Parlamentosu'nda konuşma yaparken Türk bayrağını yırtmasına ilişkin de sert çıkışı vardı Erbakan’ ın.
Çağrısı netti kısacısı, şöyle diyordu; “Bu utanmazca, küstahca hareketi en şiddetli şekilde kınıyoruz.
O yırtıp çöpe atmaya kalktığınız şanlı bayrak bizim şehitlerimizin kefen örtüsüdür.
AB ile tüm ilişkilerimizi askıya almamızı gerektirecek bir harekettir. O edepsiz vekil acilen men edilmelidir”  
 Böyle idi siyasete dair aktarabileceğim bir konu. Lakin, demeden de edemeyeceğim;
Söz konusu Vatan olduğunda, gerisi teferruattır ya.. Siyasi görüş fark etmemeli,  Bayrak sevgisi de hiçbir şeye değişilmemeli, Öyle değil mi?